Atatürk’ün ordusunu “İmamın ordusu” yaptılar,
İki imamın ortaklığından ülkeyi darbeye götürdüler.
Düşünceye düşman, kaleme düşman, gazeteye düşman, kendinden olmayana düşman kesildiler.
Gezi olaylarında gençlerin ortalık yerde ölümlerini seyrettiler “polis destan yazdı” dediler.
Gazetecileri, akademisyenleri içeri attılar.
Binlerce mağdur yarattılar…
…
Cumhuriyeti tartışma konusu yaptılar, kurucularına “ayyaş” dediler.
Lozan antlaşmasına karşı çıktılar, İngiliz’e sığınan son Padişah Vahdettin’i baş tacı yaptılar…
…
İstanbul’un kurtuluşu için fetih yıldönümleri düzenleyip Fatih’i göklere çıkarırken, İstanbul’u işgalden kurtaran Mustafa Kemal Paşayı ve yakın Cumhuriyet tarihini karalayıp unutturmaya çalıştılar…
…
Hamile kadınlara, başı açık kadınlara, el el tutuşup diz dize oturan gençlere düşman kesildiler.
Olmadık hikayeler uydurup “Benim başörtülü bacıma saldırdılar” deyip ortalığı velveleye verdier,
Kadının iffetini ortalık yerde kahkaha atması ile ölçtüler…
…
40 bin kadar Alevi doğrayan acımasız bir Sultan’ın adını alevi ahalinin gözüne baka baka köprü adı yaptılar.
Önce “barış ve çözüm” diyereksözde “açılım” yapıp Kürt şarkıcılarla el ele sahneye çıktılar, türküler söylediler,
Apo’nun mektuplarını milyonlara karşı okuttular,
İmralı’ya neredeyse turlar düzenleyip gidip geldiler,
Sonra barışı dinamitleyip Güneydoğu Anadolu’da Kürtleri şehirleri ile birlikte dümdüz ettiler,
Ölülerini panzerlerinin arkasında sürüklediler,
Belediye başkanlarını gözaltına aldılar, yerlerine kayyum atadılar…
…
AB’ye girdiler diye Ankara’nın göbeğinde havai fişekler patlatarak kutlama yaptılar,
Sonra “herkes yoluna” deyip AB ile bağlarını kopararak Şangay 5’lisine yöneldiler…
…
Sadece kendilerinin borusunu öttürecek medya yarattılar, muhalif medyayı susturmak için ellerinden geleni yaptılar.
Hacıları, hocaları televizyon ekranlarına çıkartıp küçük kız çocuklarına göz diken fetvalar verdiler,
İmamların ortaklığından ihaleleri kendilerine peşkeş çekip memleketin her yerini parsellediler,
Dolarları, Euro’ları evlerinde özel kasalarda sakladılar,
Birbirlerine düşüp yolsuzlukları meydana çıkınca “kumpas” dediler…
…
“Darbeci” dedikleri generalleri ve askerleri senelerce içeride tutup yargıladılar,
“Biz bu davaların savcıyız” dediler,
En sonunda buna da kumpas deyip geçiverdiler…
…
Kürtlerin kültürel haklarını geri vermek için işe başladılar,
Sonunda Kürtçe tabelaları söktüler, Kürt vekilleri içeriye attılar…
…
Tekkelere zaviyelere zemin hazırladılar,
Memleketin dört bir yanını tekkelerle doldurdular,
Meydan bulan yobazlar yurtlar açtılar,
Çocuk tecavüzleri hakkında yasa tasarıları hazırlayıp, küçük kız çocuklarını tecavüzcüsü ile evlendirmenin yollarını aradılar,
Kadın cinayetleri alıp başını giderken,
Milletin gözünü “Allah ve iman”la kapatmaya çalıştılar…
…
Bütün bunların mucidinin,
Beşli zirveye katılacak olması,
“Hayır” mı “şer” mi herkese göre değişir…
