“Govalım bu adadan İngilizleri da Türkler bir sokumluktur ondan sonrası golay” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Röportaj

“Govalım bu adadan İngilizleri da Türkler bir sokumluktur ondan sonrası golay”

“Govalım bu adadan İngilizleri da Türkler bir sokumluktur ondan sonrası golay”

1941 Gaziveren doğumlu Eşrek Çolak ile eşi 1945 Güne bakan Dillirga bölgesi doğumlu Cahit Çolak. Film tadında geçen ve saatler süren sohbetimizde portakal topladık, eski fotoğraflara baktık, kahvelerimizi içtik ve acı-tatlı anıları dinledik. Dilerseniz Kıbrıs Türk kültürüyle özdeşleşen manilerle başlayalım 50 yıllık evli çiftimizin uzun soluklu yaşam hikayesini dinlemeye.

E.Ç.: “Portakal atışalım
Küsüsak barışalım
Sen oradan gel ben buradan
Gaziveren’de buluşalım.
Ben 1941’de pendeya hastanesinde doğdum. Gaziveren’de büyüdüm. Annemler gaziverenlidirler. Babam elye doğancıdan geldiler evlendiler. 3 kardeşik. En büyükleri benim.


Ali Atamer: Eşref teyzeciğim çocukluğunun Gaziveren’ini anlatabilir misin?
E.Ç.:
Gençliğimde okula gittim bu köyde. İlkokulu bitirdim. Nakış öğrenmeye gittim. Kursa giderken öğrendim bunları. Türk köyüydü Gaziveren. Rum ile Türk çok iyi geçinirdik. Olaylardan sonra birbirimizle kestik ilişkimizi. Ben ovaya gitmedim. Nakışa gittim. Nenem ekerdi mercimek nohut yardıma giderdim.

Ali Atamer: Bahçede Cahit dayımın bisikletini gördük. Eskiden arabadan daha önemli bir ulaşım aracı olarak kullanılırdı.
E.Ç.:
Zaten eskiden bisikletinan giderdi insanlar gideceği yere. Babam madene bisikletinan giderdi. Ben da sürdüm bekarlık hayatımda.

Ali Atamer: Cahit dayıcığım doğup büyüdüğün Dillirga bölgesini anlata bilir misin?
C.Ç.:
Dillirga bölgesinden Güne Bakan köyünden eski ismi Amatyas olan bölgede doğdum. Doğum yılım 1945.  İlkokul bitene gadar günebakanda galdık. Okula 1-2 kilometre keserdik gidip gelmek için. 13 yaşına gadar köyde yaşadık. Ondan sonra köyde iş yok su yok yaşını alan her birimiz dağıldık bir yere. Lefkoşa’da sanata gittim dayımın yanına. 1 sene de ortaokula gittim Lefke’de. 58’lerin içinde birazda yokluk varıdı diye gidemedik ortaokula. 3 sene sonra köye geri döndük.

Ali Atamer: Erenköy bölgesindeki insanların yaşantısının zor olduğunu imkansızlıklar içinde yaşadıklarını duyarız büyüklerimizden. O insanların hayatını zor kılan neydi?
C.Ç.:
Onların etrafı sağ sol hep Rum’du. “63” hadiselerinde köye kapandılar. Dışarıyla ilişki kurmadılar. Türkiye’nin yardımlarıyla da geçirdiler o yılları. Erenköy balıkçılığınan uğraşırlardı Ama bizim köyde hayat yoktu. Ekilecek bir şey yok iş yok su yok herkes başka yerlere giderdi.


Ali Atamer: Eşref teyzeciğim az önceki manide söylediğin gibi  “Gaziveren’de buluşalım” dedin. Sizin tanışmanızda mı Gaziveren’de mi oldu?
E.Ç.:
E vallahi gördü beni beğendi. Köydeydik. Madende çalışırdı. Aracı koydu komşumuzu. Bir gız vardır verirlersa alırım demiş. Bu gelirdi arkadaşıyla köye görürdü beni. Gitti annesine söyledi görücü usulü ile istediler. Dünürledirler beni kısmet idi oldu.

Ali Atamer: 50 yıllık beraberliğin başlangıç hikayesinin bilinmeyen taraflarında neler var?
E.Ç.:
Benim yoğudu haberim. Eskiden öyle bir şey yoğudu. Beni takip ederdi benim haberim yok. Bana sordular ister min diye. Dedik biz da “görelim gendini.” Yakışıklıydı Cahit. Evelden istediğini alamazdın. Vermezsaydı büyükler alamazdın. İlk önce büyükler karar verirdi.

C.Ç.: Gaziveren’de ilk defa düğüne geldim. O esnada gördüm Eşrefi. Dedik yahu bize göre iyidir bu bayan. Tabii soruşturduk durumu nedir. Git hemen bu bayanı al Olmazdı. Sorduk öğrendik. Tekmil yakından görmedim. Rastgele gördüm. Bize bu bayan makuldür.

Ali Atamer: Cahit dayıcığım hayır cevabı alsaydın tavrın ne olacaktı?
C.Ç.:
Bize hayır deselerdi bir daha o kapıya gitmezdik yanaşmazdık. Bizde hayır denen yere bir daha gitmeyik. Bizim Dillirga bölgesi halkının özelliğidir.

Ali Atamer: Dünürcülük günü neler ağırlandı?
E.Ç.:
Ceviz macunu ağırladık gavesiynan beraber.

Ali Atamer: Nikahı hemen kıydınız mı?
E.Ç.:
Hemen gıydık nikahı Gaziveren’de. Yeme içme oldu. Nikah memuru kıydı.
C.Ç.: Muhtar yetkiliydi ve kıyardı nikahı. Lokum şeker ağırladık misafirlere.
E.Ç.: Nikah günü köye elektrik geldiydi. Mavi gelinlik geydim. 2 yıl nikahlı galdık.


Ali Atamer: Düğün gelenek göreneklerimizi yapabildiniz mi?
E.Ç.:
Kına gecesiynan başlardı düğüne. Pembe gelinlik geyerdik. Saat 5 de elime ayağıma kına yaktılar sabaha garşı. Hayvan kesilirdi yeme içme olurdu. Guru yemiş verirdik. Cumartesi hamam olur beyaz gelinlik geyerdik. Bütün köyü davulunan gezdik. Akşama gadar gezdik köydü. Cumadan pazara gadar düğün oldu. Pazar gün gayrı tebrik olurdu. Yeme içme olurdu. Cumartesi günü büyük dübeklerin içinde davullarınan zurnalarla dövülür gazan dolusu bişerdi o herseler. 3 defa gelinlik geydim.
C.Ç.: Harbın içindeydik diye çok şeyi yapamadık. Mumcuğunan aradın herkesi davet ederdin. Güveyinin gumbarosu varıdı. Ciğerler gavrılırdı aileler arası yenilir içilirdi.
E.Ç.: Yastık koşusu olurdu. Hangisi gazanırsaydı 5 şilin verirlerdi. Şimdi düğünler damba damba biter. Evelki düğünler çok güzle olurdu.
C.Ç.: Deylim düğün olacak herkes bir tavuk, magarına neyisa verirdi düğün sahibine yardımcı olsun diye.

Ali Atamer: Eskilere götürdünüz bizi. Sanki o yılları yaşamış gibiyim.
E.Ç.:
Benda düğünümü gene yaşadım.  Sankida şimdi oldu düğünüm. Aklıma geldi o günler.

Ali Atamer: Ne mutlu bize ki o günleri tekrardan yaşattık size. Hatıralar canlandı. Dilerseniz kimsenin bir daha yaşamak istemediği ama tarihimize not düşmek açısından önemli olan savaş yıllarında yaşanmış gerçek olayları anlatır mısınız?
E.Ç.:
“55”te ilkokula gittik. “56”da bitirdik. Büyüklerimiz oksilari, polisman yazılırdı İngilize. Ama ben küçüktüm. ‘58’leri hatırlarım. Urumlar doğrudan İngilizlerinan mücadele ederdi ilk zamanları. Rumların otobüsleriynan giderdik gideceğimiz yere. Türklerin çok bası yoğudu. Birgün basınan yolculuk ederken Rum’un biri dedi “govalım bu adadan İngilizleri da Türkler bir sokumluktur bundan sonrası golay”. Ne deyecektin. Hiçbir zaman çekinmezlerdi Türklerden. Biz da küçüğdük ne deyecekitn. ‘63’den sonra tamamıyle Türklere girişdilerdi. Hamit mandırezi, gaymaklı da ilk olaylardı. Silah yoktu taşlarınan savunurduk.

Ali Atamer: “64-65” yıllarında Erenköy’de birçok şehit verildi. Sen o zamanlar Gaziveren köyündeydin. Orayla ilgili nasıl ve nerden haber alırdınız?
C.Ç.:
Ben o zaman buradaydım. Askerler vasıtasıynan duyulurdu her taraftan. Dilden ne duyarsaydık. BRT radoysu o zamana yoktu. Maraz ederdik duyduğumuzda kötü haber. Gidemenda barikatlardan çıkamazdık köyden.1 sene hep Gaziveren’de galdık. Nere gitsen hep urum köylerinden geçerdin. Köyü savunduk iyi. Bizim köy düşmedi. ‘74’de düştü zaten hemen hemen bütün köyler.

Ali Atamer: Evlendiniz kendinizi harbin içinde buldunuz. Zor şartlar altında hayatınızı daim etmek o zamanlar güç olsa gerek.
C.Ç.:
Bizim köyde herkesin arpa buğdayı varıdı. Elye doğancıda değirmen varıdı orda öğüdürdük. “65”te 4000 Rum askeri köyün yakınlarına gadar geldiydi. Bizde 40 silah varıdı. Piyade, 3-4 sten ve bren varıdı şarşörlü. İyi savunduk köyümüzü. Ertesi gün Türkiye’den gelince asker sabah sabah gaçtı Rum askeri.

E.Ç.: Korkuyla yaptık düğünü. Evde ne bulursak yerdik. Ben galdım 2 tane çocuğumunan. Cahit 3 ay esirlik yaptı. Bütün erkeklerimizi topladılar ‘74’de.

C.Ç.: “74”te sabaha garşı çağrıda bulundular herkese silahını bıraksın teslim olsun. Çünkü köy düştüydü. Ben urum bayrağının altında teslim olmam dedim ve gaçtık Elye köyüne gittik ovaların içinden. Ertesi gün Elye ovasından çıktığımızda Lefke daha düşmediydi. Uçaklar hepeyi bombaladıydı Lefke’yi da bizim köyü da. Gizlin gizlin geldik köye çığlıkları duyardık okuldan gelen. Öyle olunca tekrar Doğanacıya gittik bir gecede orda galdık ve oraya da saldırdılar ve esir düşdük.

Ali Atamer: Çekiğiniz acılara rağmen bir yastığa bir ömür baş koyabildiniz. Sevgiyle bütün acıları zorlukları unuttunuz ve aştınız zor günleri. Genç nesillere örnek teşkil edecek cinstendir bu yaşam hikayeniz. Bir yastıkta nice yıllara…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar