Gerçek bir başarı hikayesi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Gerçek bir başarı hikayesi

Devletin genellikle unuttuğu köy ilkokullarımızın birinden başarıyla eğitimine devam ediyordu. Ancak ilkokul son sınıfta 2009’da iktidara gelen UBP hükümeti ile hayat bulan “Kolej Sınavı”nı karşısında buldu. İlkokuldaki son yılında oyun oynamak yerine ne yazık ki “Kolej Sınavı”na hazırlanmak için çok çalışmak zorundaydı. Şehir merkezlerindeki yaşıtları gibi “Kolej Sınavı”na dershanelerde hazırlanmadı. Kendi çabaları ve okul öğretmenlerinin yardımları ile hazırlanmaya çalıştı. Oyunun olmadığı veya çok az olduğu stresli bir dönem geçirdi. Çok sıkıldı ama daha iyi eğitim alacağına inandığı koleje de gitmek istiyordu. UBP hükümetinin dört yılda dört kez değiştirdiği “Kolej Sınavı”nın birine girdi. Sınav sonunda 1-2 puanla koleje gitmesi engellenmişti. Kendisine “sen başarısız oldun” denildi. Önce üzüldü ama yılmadı. İlkokul sonrasında bölgesindeki normal bir ortaokula gitti.

Her ne kadar da “Kolej Sınavı” sonrasında başarısız ilan edildiyse de o yılmadı ve ortaokulun ilk yılında yani 6. sınıfta hem sınıf hem de okul birincisi oldu. Yedinci sınıfa geçerken aklında kolej vardı ve bu nedenle büyük oranda kolej programına yakın bir program olan “akademik sınıf” uygulamasını seçti. Ancak bu kez de UBP Hükümeti yeni bir kararla “akademik sınıfları” ortadan kaldırdı. Bununla da kalmayıp 8. sınıf sonunda yapılan “Yönlendirme Sınavı”nı da kaldırarak kolejlere gidişin önünü tamamen kesmiş oldu. Yüzlerce öğrencinin 8. Sınıf sonunda koleje gitme hayali de imkansızlaştı. Ucu açık soruların olduğu Yönlendirme Sınavı’nın yerine çoktan seçmeli Yerleştirme Sınavı geldi. Yılmadı, 7. ve 8’inci sınıfları da çok başarılı bir şekilde okul birincisi olarak tamamladı. 9.50’nin üzerinde ortalamalarla her yıl eve takdirname getirdi. Ailesini de mutlu etti.
Kararlıydı. Kendisini başarısız ilan edenlere yanıldıklarını gösterecekti. 8’inci sınıf sonunda 20 Temmuz Fen Lisesi ve Bülent Ecevit Anadolu Lisesi’ne giriş için yapılan Yerleştirme Sınavı’na girdi. Bu sınav sonunda kolej programına çok benzeyen Bülent Ecevit Anadolu Lisesi IGCSE programını çok üst sıralarda kazanmayı başardı. Bundan sonraki öğrenim hayatında kolej programına çok benzeyen bir programı takip edecek. UBP Hükümeti’nin aldığı tüm yanlış kararlara rağmen o yılmadı ve istediğini sonunda elde etti. Bir kolej programını takip etmeye hak kazandı.
Ancak bundan sonraki en önemli hedefi; Kolej’de okuyan kendi yaşıtlarından eksiği olmadığı, aksine fazlası olduğunu göstermek ve bu kolej sınavının gereksizliğini kanıtlamak olacak. Bunu da liseyi bitirdiğinde ve üniversiteye giderken hep birlikte göreceğiz. Bu gencimizin bize gösterdiği 5’inci sınıfta yapılan kolej sınavlarının aslında hiçbir şeyi ölçmediği, bu sınav sonunda “başarısız” ilan edilen yüzlerce çocuğun da aslında en az “başarılı” kabul edilenler kadar başarılı olabileceği gerçeğidir.
Bu çocuğumuz ve daha yüzlerce çocuğun bizlere kanıtladığı bir gerçek de, kendilerine imkan tanınsaydı ve onlara da kolej kapısı açılsaydı, bugün kolejlerde olanlar gibi bu kolej programını rahatlıkla takip edebilecek olmalarıdır. Niye her ortaokul veya lisede bir kolej programı takip eden sınıf(lar) olmasın ki? Yani bugün İskele Bekirpaşa Lisesi bünyesinde olan kolej sınıfları niye diğer bölgelerdeki okullarımızda olmasın?
İşte yeni hükümetin bu konuda kafa yorması ve eğitim bilimi ışığında en doğru kararı alması gerekiyor. Bunu beceremediğimiz sürece birçok gencimizi “başarısız” ilan edip önünü tıkamaya devam edeceğiz. Bunu yaratmaya kimin hakkı var ki?
Ümit ederim ki 28 Temmuz’dan sonra kurulacak yeni hükümetin eğitimi daha ciddiye almasıdır. Bilimsel ve gerçekçi politikalarla, popülizm yapmadan, eğitimi geriye götürecek siyasi kararlarla almadan eğitimi yönetmeleri kaçınılmazdır.
Aksi taktirde eğitimde bugün yaşadığımız çarpıklıkları, birbirleri ile çelişen kararları yaşamaya ve gereksiz yere harcadığımız nesilleri kaybetmeye devam edeceğiz. Aslında UBP Hükümeti’nin giderayak önlerine takoz koyduğu ve kolejlere girmesi engellenen ve “başarısız” ilan edilen gençlere bir de özür borcu bulunmuyor mu?
Tabii ki böylesi bir demokrasi kültürü var ise…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar