Sosyal fobi yalnızlaştırmasın! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Yaşam

Sosyal fobi yalnızlaştırmasın!

Hem sosyal yaşam hem de iş yaşamı, insanlarla yoğun etkileşimlerin yanı sıra birçok alanda performans sergilemeyi gerektiriyor. Hızla akıp giden günlük rutin içinde yeni insanlar ile tanışmak, grup etkinliklerinde bulunmak, toplantılara katılmak, yeni projeler ortaya koymak ve sunumlar fazlasıyla yer tutuyor. Bu gibi durumlarda sosyal fobisi olan kişi; kendi görünümünün ya da sunumunun diğer insanlar tarafından beğenilmeyeceğini, onların önünde rezil olacağını ve utanç duyacağını düşünebiliyor. Bu düşünceler kaygıyı artırıyor ve sempatik sinir sistemi aktif hale gelerek kaygının vücutta yarattığı bedensel etkiler ortaya çıkıyor. Kalp atışı ve nefes alış verişinde hızlanma, ağız kuruluğu, seste titreme, ateş basması, kızarma, terleme şeklinde kaygı belirtileri ortaya çıkıyor.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Güneş Berk, kişinin; bu belirtilerin dışarıdan fark edileceğini, kendisini toplum önünde küçük düşüreceğini ve utandıracağını düşünerek, daha çok korktuğunu ve bir kısırdöngünün içine girdiğini söylüyor. Sonuçta kişinin, kendince tehdit olarak gördüğü durumlardan kaçınarak yaşamını sürdürmeye çalıştığını belirten Dr. Berk, bireyin kalabalık ortamları tehdit olarak algıladığını söylüyor.


Bir sosyal fobi hastası için, kendisine yönelik olumsuz yargı olasılığı taşıyan her ortam ya da durumun kaygı verici olduğunu vurgulayan Berk, "Yeni insanlar ile tanışma, otorite olarak gördüğü önemli insanlar ile konuşma, kalabalık önünde sunum yapma gibi durumlar tehdit olarak algılanır. Toplulukta adının söylenmesi, söz hakkı verilmesi, fikrinin sorulması, telefon görüşmesi yapması ve sözlü sınavlara girmek de bir işkence haline gelebilir. Bunun yanında; toplum içinde yemek ya da içmek, bir şeyler yaparken başkalarınca izleniyor olmak, toplantı, düğün, parti gibi kalabalık ortamlara katılmak ve umumi tuvaletleri kullanmak gibi birçok durum da onlar için oldukça zorlayıcıdır" değerlendirmesinde bulunuyor.

KİŞİ YALNIZLAŞTIRICI ÖNLEMLER ALIYOR
Sosyal fobi hastaları, çocukluklarından itibaren özellikle tehdit unsuru olarak gördükleri durumlarla baş etmek için bazı yöntemler geliştiriyor. Dr. Berk, bu yöntemleri şöyle özetliyor: "Küçük yaşta sınıfta arka sıralarda oturmaya ve kendisine özellikle sorulmadıkça cevap vermemeye çalışmak bunlardan bazılarıdır. Hasta, sosyal ilişkilerden kaçındığı için çoğunlukla çekingen olarak görülür ve aşk ilişkilerinden uzak kalır. Yeni ve yabancı ortamlarda kaygısı artığı için, yalnız ya da tanıdığı kişiler ile kısıtlı aktivitelerde bulunur. Çok iyi yapmış olsa bile kaygısı nedeniyle ürettiği ödev ve projeleri sunmaktan çekinir. Göz önünde olacağı, insanlarla yoğun iletişim kuracağı ya da sık sık sunum yapmasını gerektirecek meslekleri tercih etmez. Eğer bu durumlara mecbur kalacak ise yatıştırıcı ilaçlar ya da alkol kullanmak gibi uygunsuz baş etme yolları da seçebilir."

PSİKOTERAPİ VE İLAÇLA İYİLEŞMEK MÜMKÜN
Çeşitli ortam ve durumlarda yaşanan bu korku ve bedensel belirtilerin, mizaç ya da kişilik özelliği olduğunu, asla değiştirilemeyeceği düşünülerek çoğunlukla destek istenmediğini aktaran Dr. Berk, hayatı bu kadar kısıtlamasına rağmen sosyal fobinin; hem psikoterapi hem de ilaç tedavileriyle iyileştirilebileceğinin altını çiziyor.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar