Siyaset can sıkıyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Siyaset can sıkıyor

Yazacaklarım sadece mevcut CTP-DP koalisyon hükümetiyle bağlantılı değil. Bugün onların yaptıkları ve eleştirdiklerimizi, yıllardır aynı koltuklarda oturan bir başkaları yapmıştır. Bu nedenle kimse üstüne alınmasın.

Halk kandırılmaya, siyasilerse kandırmaya alıştılar. Yani bile bile… Hani bir laf var, “gelen gideni arattı” diye. İşte bizim halimiz de tam öyle. Yıllardır ya doğru tercihler yapmıyoruz, ya da çok safız. Bunun başka izahı olamaz.
İnsan bir kere, hade bilemedin iki kere hata yapar ama sonra doğruyu bulur. Ne yazık ki bizler, toplum olarak bu dengeyi bir türlü kuramadık. Belki de beklentilerimizin düşüklüğünden bu kadar geriledik.

Örneğin hükümetin maaşları gününde ödemesini, belediyelerin çöplerimizi toplamasını, çalışanların maaşlarını ödemesini, hele de yatırımları yapmasını başarı olarak sayıp, onlara alkış tutmadık mı?.. Yıllarca, “ Türkiye’den en iyi para almayı ben beceririm” diyen partiye oylarımızı vermedik mi?.. Verdik… Ama ne gibi bir mertebeye ulaştık? Bir adım ileri gidebildik mi?
Oysa sadece kurduğumuz devlet bile 30 yaşını geçti. Beklenirdi ki artık kriterler değişsin. Seçimimizi yaparken, gerçek anlamda toplumu alıp, bir yerlere taşıyabilecek, hizmet verebilecek, yapması gerekenleri yaptığında bunu bize başarı gibi göstermeyecek ve en önemlisi seçim zamanı verdiği sözlerin arkasında duracak insanlarımızı yönetime getirelim…
Bugüne dönelim… Mevcut hükümetin seçim propagandaları döneminde söylediklerine, verdikleri, sözleri hatırlayın. Büyük ortak “insanların yüzünün güleceğini, Kamu Reformu, Seçim ve Halk Oylaması, Siyasi Partiler Yasası’nı değiştireceğini, diğeri ise bet ofisleri kaldıracağı, Ercan ihalesini iptal edeceğini” söylüyorlardı… Ve en önemlisi vatandaşların yasalar önünde eşit, iş ve ekmek konularında ise değerlendirmenin parti rozetine göre değil, bilgi ve liyakatine göre yapılacağı sözünü vermişlerdi…
Peki ama aradan geçen 9 ay içerisinde seçmene verdikleri hangi sözü yerine getirdiler. Geçen süre zarfında bizleri hiç ilgilendirmeyen kurultay, seçim ve hükümetin kendi içinde yaşadığı krizlerle yatıp kalktık…
Örneğin; LAÜ Mütevelli Heyeti Başkanı’nın veya Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı’nın kim olacağı kimin umurunda Allahasınız..?
Veya Polis Genel Müdürü’nün Pervin Hanım mı, yoksa Şenay Hanım mı olması toplumun umurunda mı sanıyorsunuz..? Ki bu konuda bile, gerekli irade ortada yok…
Partiler Yasası, Seçim ve Halk Oylaması Yasası ne oldu? Siyasilerin menfaatlerine göre bir gecede partilerinden ayrılıp, başka partiye transfer olmalarını, hatta parti kurmalarını engelleyecek yasalar konusunda ne yaptınız? Ama eğer komitelerde bu yasaların geçmesi, bizzat komitede olan bazılarının gelecekle ilgili menfaatlerine sekte vuracaksa o komiteler, yüz sene daha iş yapamaz ve tıkanır.
Büyük bir tantana ile değiştirilen Meclis İç Tüzüğü ise reform değil, aslında laçkalığın onayıdır… Eskiden 26 olan nisabı 17’ye düşürerek Meclis’in toplanmasını sağlamak övünç değil, utanç olmalıydı. Vatandaşın oylarıyla, toplum için çalışma sözü verip kapağı Meclis’e atanları, haftada iki gün Meclis’e getirmeyi sağlayamayacaksınız, disipline edemeyeceksiniz, sonra da kalkıp bu sayıyı aşağıya çekerek iş yaptık diye topluma satmaya çalışacaksınız. Meclis’in otoritesi ve disiplini nerede..?
Hükümet programında “müşavir ordusunu” kamuya kazandırmaktan, yeni müşavirler yaratılmayacağınızdan söz edeceksiniz ama tam tersine kendi atadığınız müdür müsteşarları bile 3-4 ayda müşavir yapmaktan çekinmeyeceksiniz…
UBP kurultay döneminde işe alınan 366 kişinin istihdamlarının yasal olmadığı gerekçesiyle işlerine son verecek, Maliye Bakanınız çıkıp Meclis kürsüsünden gözümüzün içine baka baka, “devlete tek bir geçici işçi alınırsa istifa ederim” diyecek ama daha sözlerinin mürekkebi kurumadan, partizanca geçici işçi alımı yapmaktan çekinmeyeceksiniz…
Hantallaşan devleti küçültmek, memur sayısını azaltıp, insanları yatırım ve üretime yönlendirmek, oralara destek vermek yerine, tam tersini yapıp popülizmin dik alasını yapacaksınız. Sonra da ay sonu geldi mi Türkiye’ye avuç açarak, “Maaşları ödeyemiyoruz, biraz kredi verin “diyeceksiniz… Sonra birileri de çıkıp, “kendi kendimizi yönetmekten, evimizin efendisi olmaktan” bahsedecek ve biz de buna inanacağız… Hade canım siz de…


YERİN KULAĞI VAR:

ADAYLIĞI ÇOK İSTEMİŞTİ:
UBP en sonunda Lefkoşa Belediyesi başkan adayını açıkladı. Kemal Deniz Dana… Sertoğlu’nun adaylıktan çekilmesiyle birlikte yeni aday arayışına giren UBP’de, eski Lefkoşa Kaymakamı Kemal Deniz Dana Lefkoşa’da UBP adayı olarak biraz zor bir yarış yürütecek. En baştan aday olmak için çeşitli kulisler yapan ve Lefkoşa İlçe Başkanı’nın da desteği ile adaylığı kapan Dana’nın, seçimlerde alacağı sonuç oldukça merak ediliyor…

SORUMLU SUCUOĞLU OLACAK:
UBP’nin Lefkoşa’ya bağlı 5 merkezde çıkardığı adaylarla CTP’ye rakip olamayacağı iddia ediliyor. Yine iddiaya göre bu 5 bölgeyi de CTP’nin alacağı konuşuluyor. Böyle bir sonuç ortaya çıkarsa bu yenilginin sorumluluğu kimin olacak acaba? Doğal olarak bu sorumluluk da, Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu’nun sırtında kalacak…

İSKELE SEVGİSİNİ ANLAMIYORUM:
29 Haziran’da yapılacak yerel seçimlerde İskele’de aday enflasyonu yaşanıyor resmen. Partili veya bağımsız tam 7 kişi adaylığını açıkladı. İskele’ye olan bu ilginin nedenini pek anlamadım ama, herhalde bizim bilmediğimiz bir şeyler var diye düşünüyorum, yoksa bu kadar insan, kazanmak adına niye yollara düşsün ki..?

YASAKLAR BAŞLADI:
29 Haziran’da yapılacak yerel seçimlere yönelik yasaklar bugün başladı. Yani bugünden itibaren atama, istihdam gibi işlemler yapılamayacak. Ancak bizdeki siyaset öyle bir gelişti ki, seçim yasaklarına rağmen, herkes bir yolunu bulabiliyor. Bence herkes gözünü dört açmalı.

BİZİ BİZDEN İYİ TANIYORLAR:
ABD’nin Kıbrıs’taki Büyükelçisi John M. Koenig, çözümün sadece siyasi liderlere bırakılamayacak kadar önemli olduğunu söylemiş. Desenize adamlar bizi bizden iyi tanıyorlar. Eminim onlar da gerek Rum, gerekse Türk liderlerin çözüm konusunda ne kadar ciddi(!) olduklarını anlamışlar…

DRAGON ÇAYI’NIN DURUMU NE ACABA:
İnşaat Mühendisleri Odası, KKTC’ye su getirme projesinin Türkiye ayağını ziyaret etmişler. Gitmişken Dragon Çayı’nın su durumuna da bakmışlardır herhalde. Türkiye yüzyılın kuraklığını yaşarken, bizler de Dragon Çayı’nın durumunu merak etmekteyiz. Geldiklerinde kamuoyuna bilgi verirlerse hiç fena olmayacak. Bu arada projeyi yürüten firmanın iflas durumu da ayrı bir dert…

BU HABER DE FENA DEĞİL:
Dünyada ücretsiz internet hizmeti sunan ülkeler sıralamasında Türkiye yüzde 96 ile ABD’nin önünde yer alırken, KKTC ve Güney Kıbrıs yüzde 85’le eşit bir orana sahipler. Sıralamanın dibinde, Avustralya var, yüzde 56… İlginç. Ancak bedava internet turistler için kaçıncı derecede tercih sebebi, o açıklanmamış…

 

ZİRVEDEKİLER
Ferdi Sabit Soyer: CTP Mağusa Milletvekili Soyer’in tweet’i: “Lefkoşa’daki Taksim’de barış, ortaklık, demokrasi, hukuk devletin, adalet özlemi olacak; İstanbul Taksim’de ise yasak, belki de kavga ve üzüntü yaşanacak”…

DİPTEKİLER
Hapishane Doluluk Oranımız: Tam bir rekor kırmışız, dipteyiz. Ama AB üyesi olmadığımız için değerlendiren yok. Avrupa Konseyi, üye ülkelerin cezaevlerinin doluluk oranlarını açıklamış. En kötüleri, Macaristan, Belçika ve Güney Kıbrıs’mış. AB ülkelerinde 2011’de ortalama yüzde 99.5 iken, 2012’de yüzde 98 olduğu belirtilmiş. Bir de bize baktım. 2013 rakamlarına göre 175 kişi kapasitesi bulunan KKTC Cezaevi’nde mahkum sayısı 285 imiş. Bu sayı 2012’de 895’e kadar çıkmış. Varın oranı siz hesaplayın artık…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar