7 kere dibe batıp çıkan bir hayalin
Başkalaşan toprağında
Yaseminlerin kursağında kalır
Bokusu akşam olunca
Mesarya’dabaşaklarrüzgarınıslığıylasalınmayabaşladı.Lapsanalar, ekşilicelervepapatyalarbirörtügibiserildiserinliğinürpertisine. Rengarenkbiryemeniyianımsatanalacalıbirşalattısanki, adaüstüne. Çiftçilerinyağmurbeklentisiyleuykularınınkaçtığıgecelerinbitmesineazkaldı. Ardından zamansızyağabilecekyağmurkaygısıbeklerhepnöbette. Bİrazdaneriklerbembeyazçiçeklerinisalacakdallarına, bademlerdensonra. “garadikenler”in, “gazayakları”nın, “sütleğenler”intadındangeçilmiyor. Her birkaçgünde, birsestadolusubuhormonsuzotlardanbulunurmutlakaanneminevinde. Ellerinindikendolmasınaaldırmadan, çocuksevinciylegetirirotları eve.
Son zamanlardaönceAfrika’dangelentozluhavaörttümavigökyüzünü, ardındansıkıntılı, tozlu, topraklıgökyüzündenardakalanbirbunaltıpeydahlandıiçimde. Ne yapsambeniterketmeyenbirgrihava. Doğanındeğişiminigözümlegörmesem, kedilerin Mart ayındaki o malumbağrıltılarınıişitmesem, neredeyseaklımagelmeyecek Mart ayınıngeldiği, takvimlerinBaharıgösterdiği.
Tedirginlikmidir, umutsuzlukmudurbir his içimde. Kapıdankovsampenceredengiriyor, penceredenkovsamşarkılaratünüyor. Oturup, baharüerineyazılarayazılacakbirzamanoysa. Ama, yokcanım, kurgulu, planlı “bahar” yazısımıolur? Kalsın… Baharların ne zamangeldiğini, bademçiçeklerininaçışındanöncehissederiziçimizde. Dışarıdabulutlu, fırtınalıbirkışolsa bile, masmavibirhavadolaşabilirminvalimizde. Mevsimleraynidüzenekiçerisindeizlenmiyor, kedilergibigüdülerleyakalanamıyoraşkvebaharinsanibirtakvimde.
Bolcacenazevarşusıralar. Hayatınsoğukyüzüylesıksıkkarşılaşmaktayım. Ve her cenazedönüşündeovalarıveçocukluğumudahaçoközlediğimhissioturuyoriçimde. Şusıralarbelleğimtersbiristikametedoğruyolculukyapıyor, sık-sık. Arabailegeçip-gittiğimyollarda sarı papatyalaracı – acıbakıyorlaryüzüme. Çocukluğumuiçindesaklayanbirköyünkucağında, tarihsizbirbilinceyatarken, nostaljinintozluraflarınıkarıştırıyorumiçimde.
Tam da buruhhaliiçerisindeykenannemelindekisestayla “eşgerdi” mutfakkapısından. “Bakkızım, alçacıklarçıkmış, senpekseversin” dedi. Öylebüyükbirseviçleuzandımkianneminellerine, donupkaldıolduğuyerde.Sandımki top-top alçacıklarlaçocukluğumusunmuş… Sandımkidizlerindeyaralarıiyileşmeyen, o mutluçocukbeniyenidenbulmuş. Birandacenazeler, kavgalar, seçimler, sorunlar, umutsuzluklaraklımdanuçup, gitti.Alçacıklarısaydımtek-tek, eskisigibi.Tomurcuklarını, göbeğindekibeyaz, minikçiçeklerinikokladım.Tazeleripektatlıolurdubuayda, anımsadım.Eskibirdostlakucaklaşırgibiydimsanki.Birdenzaman-mekankavramınıkaybedip, kendimiovadaki “çukurumuz”dasandım.Orayıdünyanıngizlimabediolarakbildiğimyıllarcanlandıgözümünönünde.Bizimmahalleninçocuklarınıngizlicebuluştuğuyerdi o çukur.Hayat oradafarklıakardı. O çukudagidenhiçbirçocuklalelerekıymazdı. Çukurbahardalalelerinsaklıcennetigibiolurdu.Özgürlüğünçağrışımıgibidansederdinarinboylarırüzgarda.
Alçacık, -çocukluğumunyemişi- asıksuratıma en güzelçocukgülüşümüyerleştirdi.Ölümü, sıkıntıyı, anlamkarmaşalarını, fotoğraflardaeksilenyüzleri, telefondefterimdekaybolanisimleriunutturmayayetti.İncebedenimledoyasıyakoştuğumrüzgarlarınhavasıvurduyüzüme.İçindeyuvarlandığımhasıllarıntazetoprakkokusugeldisonra.Biziazarlamasındiyekaçtığımızesmertenli, güleryüzlü, “yalancıktankızan” çiftçilerintrakörlerininsesiniduydum.Karabaş’ın, Eymi’nin, Tarzan’ınbizimle ova yollarındaki yarışıkarelendisonrafotoğrafımda. Açıkhavada, bir kaya üzerineoturup, arsızcaokuduğumkitaplarınsayfalarınıçevirdim, ellerimesinenalçaçıkkokusuyla.Güneşbatanakadarovalarda, sokaklardakeşifleryaptığımızarkadaşlarımgeldigözümünönünebir, bir. Yıllarcayüzünügöremediğim nice isimvurduismime.
Zamanşimdikitakvimedoğruyolaldıyeniden.Tozluyolumuzun, çoktanasfaltlandığını, çukurumuzunçöpvemolozlarlalaleleremezarolduğunuhatırladım. Kendimi30’luyaşlarımda, bilgisayarlaraaşinaellerimebırakılanalçacıklarlabuldum. Bakışlarımçocukcıvıltılarınınsaklıolduğu ova yolunaçevrildi.Tarlalardabaşaklarbir o yana, birbuyanasalınmayadevamediyordu. AlacalıbiryemeniyiandıranşalıylaMesarya “al yemeni-moryemeni, yemenisi sarı” diyebirtürküyüulaştırıyorduuzaktan, köyüme.Avuçlarımdakialçacıklarınyeşilinianılarımfarzedip, sıkıcatuttum.Serin, duyguyüklübirAkdenizrüzgarıçocukluğumuesiyordu…
—————————————————————————————————
SABIKALI
Mavihapisanesinde
Sabıkalıbirada –
Aşklasürülmüştopraklarda
Düşyangınlarınıncehenneminde
Kendiacısınıngardiyanlığınısürer
Sonsuzluğungölgesidüşmedendaha
Yaradanlainsanlığıarasına
Başbaşakalıryüzyıllardırkendiyazgısıyla
Mavihapisanesinde
Aşklasabıkalıbirbiradadır
Tutsaktır
En çok aşka…
—————————————————————————————
PAS
Sözlerininpaslımakası
Kestişiirimiortayerinden
Ne kuşcıltılarınınsabahsüsü
Kaldıdirekte
Ne buramburam
Çaykokusu
Demlikte
Biruzakgezegenşimdigözlerin
Yitik bu sonbaharda
Ya da mevsimsiz çatlayan bir tohum
Toprakta
Bu Ada
Nasıl da MesaryaOvasıgibiyanmaktaşimdi
içiniçinbuada?
Nasıl da yasemini, nergisidüşman-düşmanbakaravlularda?
Nasıl da suyukesik, toprağıçorakburaların?
Mesarya’yabenzeryainsanısusuzvekurak
Maraş’abenzerumuduşehrinekapalıkapalı
Lefkoşa “şeher”ebenzer en çok, yaşambirçöpistilası
İnsanyaşadığıyerebenzerelbet!.
ZAMANA ASILI SATIRLAR
Güneş tüm haşmetiyle vuruyor yüreğime. Aydınlık günlerin habercisi mevsimi yaşıyorum, seni içimde hissederek. Bunu kaç on yıl sonra başarabildiğime şaşarak, sana ilk kez “Bahar Mektupları” gönderiyorum. Saçlarımda çocukluk keşifleri yaptığım ovaların papatyaları, ellerimde avlumuzdaki zambakların beyaz umutları, yüreğimde oyun oynadığımız şu köşenin hatıraları. Hayatımda, şiirimdeki “mutlu çocuk” un en güzel, elmas gözleri. Sevecen yüreğiyle şiirimin en özel bakışları.
Bunca yılın sonunda, Larnaka gecelerindeki sevdayla yoğrulmuş küçük bir kızdan bahar mektubu getirdim sana. Yozlaşmayan sevdaların, en deli aşkların, ertelenmeyen duyguların zamanından. Biliyor musun, hala o şiiri duyumsayarak yaşıyorum ben.
Öğrendim ki, uzaklıklar etki etmiyormuş, hissedebilmek için bir yüreği.
Ve bildim ki, hiç bir ayrılık büyük değilmiş bitimsiz bir sevdadan.