Stratejik Düşünce Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Bolat ile yaptığımız röportajın ikinci bölümünü bugün Havadis’te okuyacaksınız.
Ben bugünkü bölüm içerisinde Aydın Bey’in kullandığı bir cümleyi dikkatinize getirmek istiyorum.
Aydın Bolat, “Kürt ve Kıbrıs meselesi yıllarca Türkiye’nin ayağına pranga vurdu” dedi.
Bu meselelerin kullanılarak Türkiye’nin ilerlemesinin önünün kesildiğini ileri sürdü.
Bunu yapan adres olarak da derin güçleri gösterdi.
“Kendi rejimlerini yaşatabilmek için yeri geldiğinde Kıbrıs meselesi ile yeri geldiğinde Kürt meselesi ile her zaman ilgili oldular. Bunları hep Türkiye’ye içeride ve dışarıda ayak bağı yaptılar. Yıllardır bu milleti muhtaç ettiler. Dünyadaki çok fırsatı Türkiye kaçırdı. 2. Dünya harbinde bütün dünya dümdüz oldu, yerle bir oldu, ayağa kalktı, Türkiye 2 bin, 3 bin dolar milli gelirle yıllarca yaşadı” diye konuştu.
Bolat, Türkiye’nin bu sorunları aşmakta kararlı olduğunun altını çizdi.
İlginçtir, Türkiye yıllarca 2-3 bin dolar civarında milli gelirle yaşadı.
Enflasyon canavarının altında ezildi. Yaşanan devalüasyonlarla birlikte birçok kişinin canı fena halde yandı.
Türkiye yıllarca gece cebinde yüz lira yatıp, sabah cebindeki parası eriyip 60 lira ile uyanan insanların travmasına sahne oldu.
Türkiye’de değişimin ilk adımları Turgut Özal döneminde atıldı.
Türkiye, Özal ile yetmiş sente muhtaç olduğu günlerde tanıştı.
Her şeyin kuyruğunun olduğu dönemde…
Karaborsanın başını alıp gittiği ve bunun normal sayıldığı koşullarda.
Siyasi olarak Özal’ın adı, askeri rejimden demokrasiye geçişte öne çıktı.
Türk Parası, Özal iktidar oluncaya kadar kanun ile korunan bir para idi.
Özal geldi Türkiye değişmeye başladı.
Kimilerine göre Özal dönemi Türkiye’de değerlerin yerle bir edildiği bir dönemdi, kimine göre ise Türkiye’nin dünyaya açıldığı, kapalı ekonomiden kurtulmak için ilk adımlarını attığı dönem.
Günün sonunda Türkiye, Özal ile değişti.
Özal ile AB yolunda ilerlemek istediğini ortaya koydu.
Kürt ve Kıbrıs meselesi de Özallı günlerde gündemdeydi.
Türkiye’yi değiştirmeye başlayan Özal’ın iki önemli tespiti vardı.
“Kürt ve Kıbrıs meselelerini çözmek şart” demişti o da…
Irak’ta onun iktidarda olduğu dönemde de kriz vardı.
Birinci Körfez Krizi…
Ve Özal “Bir koyup üç alacağız” argümanını Türk siyasi hayatına o dönemde soktu. Irak konusunda Türkiye’nin de söyleyecek sözü olması gerektiğini ortaya koydu.
Kıbrıs meselesini çözmek için Amerika’nın o dönemdeki Başkanı Baba Bush ile konuştu.
Hatta bu konuda sözleşti.
Ama başaramadı.
Kıbrıs’ta dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş engeli ile Türkiye’deki güçleri aşamadı.
Kürt meselesine ilişkin atacağı iddia edilen adımları da atamadı.
Bir sabah Türkiye onun ölüm haberi ile uyandı.
Bugün Türkiye’de taşları yerinden oynatıp, birçok değişikliğe imza atmış bir iktidar var.
Asker-sivil bürokrat vesayetini kıran ve siyasi erki eline alan bir iktidar.
Onların da tespitleri yıllar önce değişimin ilk adımlarını atan Özal’ın tespitlerinin aynısı.
Türkiye’nin daha da büyüyüp gelişmesi için “Kürt ve Kıbrıs meselelerinden kurtulması gerektiğini” söylüyorlar.
Bir de bölgede yaşanması olası yeni şekillenmelerde, Türkiye’nin mutlak surette söz sahibi olması konusunda kararlı bir duruş sergiliyorlar.
Özal, şimdiki iktidar gibi erki eline alamamıştı.
Belki de bu yüzden hedeflerinin bir kısmına ulaşamadan hayata veda etti.
Ama şimdiki AK Parti erki eline aldığı iddiasında…
Ve onun da tespitleri yıllar öncesi Özal’ın yaptığı tespitlerin bire bir aynısı…
Değişimin liderliğini yapanların ayni tespitlerde bulunması rastlantı olabilir mi?
Karar sizin!
