İsyan başladı

LEFKOŞALI ÇİLEDEN ÇIKTI… Başkent Lefkoşa’da yaşamı kabusa çeviren çöp sorunu sonunda vatandaşın sabrını taşırdı. Vatandaş, hükümeti ayrı, LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları’nı ayrı hedef aldı. Lefkoşalılar “istifa kaçınılmaz” dedi

ÇÖPLERDEN BARİKAT YAPILDI… Surlariçi’nde ikamet eden bir vatandaş, dün mahalledeki dev çöp yığınını yol ortasına taşıdı. Pislik yayıldı, kötü koku nefes aldırmadı. Mahalle, savaş alanına döndü, yol trafiğe kapandı

MUHTARLAR DA “İSTİFA” DEDİ… Lefkoşa’da süre gelen çevre felaketine muhtarlar da tepki gösterdi. LTB’ye bağlı bazı muhtarlar, başkentte sistemin çöktüğünü söyledi, LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları’nı ve hükümeti istifaya çağırdı

Havadis, toplanmayan çöpler konusunda Lefkoşa’da nabız yokladı. Muhtarlar yaşanan çevre felaketine isyan etti, vatandaşın sabır taşı çatladı.
Lefkoşa Surlariçi’nde dev çöp yığınları yol ortasına taşındı, anayol kısmen trafiğe kapatıldı.
Kokuşmuş çöplerden yola barikat kuran Lefkoşalı, LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları’nı ve hükümeti istifaya çağırdı.
Havadis’e konuşan muhtarlar ise LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları’nın istifa etmesi konusunda vatandaş ile hem fikir.

Dizliklioğlu: “Lefkoşa’da sistem çöktü”
Taşkınköy Muhtarı Derviş Dizliklioğlu, yaşananlar karşısında halkın kimseye güveninin kalmadığını belirtti.
Suyundan yoluna, çevre temizliğinden otoriteye kadar kentte her şeyin yerle bir olduğunu kaydeden Dizliklioğlu, “Lefkoşa’da sistem çöktü” dedi.
İnsan sağlığının tehdit altında olduğuna vurgu yapan Derviş Dizliklioğlu, “Hükümet kurultay derdinde, Bulutoğluları kendi derdinde. Lefkoşa’da sistem çöktü. Halkın ne belediyeye ne de hükümete güveni kalmadı. Ben her gün en az 60 kişiyle konuşuyorum. Taşkınköy’de su durumunu biliyorsunuz. Temiz mi kirli mi belli değil. Bu çok tehlikeli bir durum. Halk bana yoğunlaşıyor. Kaymakamlık ve Su İşleri Dairesi temiz olduğunu söylüyor. Devlet laboratuvarı ise henüz netice almadığını söylüyor. Tabipler Birliği kirli diyor, devlet temiz diyor. Öte yandan haftalarca çöpler toplanmıyor. Toplayan da usulüne göre toplamıyor. Çöpleri kepçe ile kaldırıyorlar. Çöpler alınıyor ama suyu mahallede kalıyor” diye konuştu.

Hasta yatağından henüz kalktığını söyleyen bir vatandaş, “Kimsenin bize bunu yaşatmaya hakkı yok” diyerek isyan etti

“Yetkim olsa, Taşkınköy’ü cennet yaparım”
Taşkınköy Muhtarı Derviş Dizliklioğlu, halka da atıfta bulunarak, “Artık tepki açık ve net olarak ortaya konmalıdır” dedi.
Dizliklioğlu, şöyle konuştu: “Halkımızda da sorun var. Herkes evinde şikayet ediyor ama beni dinlemiyor. Sokaklarda hırsızlık başladı. 3.5 aydır sokağa elektrik bağlatamadık. Çöp konusu ise malum. Ben, herkesin Kemal Aksay Caddesi’nde çöplerini yollara dökmesini önerdim. Beni dinlemediler. Ben muhtar olarak işin başında dursam, çözümü bulacağım. Yetkim olsa, Taşkınköy’ü cennet yaparım. Yaşananlarda ve Lefkoşa’nın bugünkü duruma gelmesinde herkesin payı var. Cemal da suçlu, belediye meclis üyeleri de suçlu… İçişleri Bakanı da suçlu Başbakan da… Halk güvendi belediye meclis üyesi seçti ama toplantıya gitmiyorlar” şeklinde konuştu.
Taşkınköy Muhtarı Derviş Dizliklioğlu, yapılan en büyük hatalardan birinin de köyleri belediyelere bağlamak olduğunu söyledi.

Lefkoşalının dahi bir türlü kabullenip alışamadığı pislik karşısında turistler, gözlerine inanamadı. Lefkoşa’da dün bir çöp yığınının yanından geçen iki turist objektiflere böyle yansıdı

Topaloğlu: “Başkan da üyeleri de gitmeli”
Taşkınköy Azası Mediha Topaloğlu, içilen sudan teneffüs edilen havaya kadar Lefkoşa’da her şeyin kirli olduğunu söyledi.
Ülkede adaletsizlik ve düzensizliğin hakim olduğunu savunan Topaloğlu, “Belediye başkanı da meclis üyeleri de gitmeli” dedi.
Mediha Topaloğlu, “Her şeyde adaletsizlik, düzensizlik var. Kurultay bile mahkemelere düştü. Hakçasına adaletli seçim dahi yapılamıyor. Ülkenin tadı kaçtı. Lefkoşa ise elden gidiyor. Yapamadılar. Bu ortada. Başkan da üyeleri de gitmeli. Suyumuz kirli, sokağımız kirli, aldığımız nefeste hayır yok.
Su hepimizi hasta etti. Çöplerden nefes alamaz olduk. Maalesef halkımız da toparlanamıyor. Vatandaş tepkisini göstermekten çekiniyor” şeklinde konuştu.

Başaranel: “İstifa kaçınılmazdır”
Göçmenköy Muhtarı Ayşe Başaranel, gelinen noktada istifanın kaçınılmaz olduğunu söyledi. Başaranel, “15 yıl oldu muhtarım. Sularımız akar ama ne işe yaradığını bilmeyiz. Lefkoşa her geçen gün daha da kirleniyor. Kaymakam bu sürede hiç bayram yapmadı. Lefkoşa, Kaymakam Deniz Dana’ya kaldı. Bu konuda hükümetin kesin adım atmasını bekliyoruz. Bana göre belediye başkanının gitmesi lazım. Başka çare kalmadı. Sendika da bu noktada suçludur bize göre. Çalışan Lefkoşalıdan koptu… Halk ile işçi bir araya gelemedi” dedi.

Hamitoğlu: “Lefkoşa elden gitti”
Surlariçi Yenicami Muhtarı Ayşen Hamitoğlu, Lefkoşa’nın Lefkoşa olmaktan çıktığını söyleyerek, “Elden gidiyor” dedi.
Muhtarlıkların yaşanan çevre felaketini ortadan kaldırmaya yeterli gücü olmadığını savunan Ayşen Hamitoğlu, “Bana göre seçim kaçınılmaz” şeklinde konuştu.
Hamitoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Muhtarın elinde ne güç var ki? Muhtarlıkların bu pislikle uğraşacak mali gücü yok. İnsanlarımız da duyarsız kalıyor. Sorun var evet ama vatandaş da çöpleri sokağa gelişi güzel atıyor. Belediye grevde. Evet sendika da haklı ama bu taraftan da Lefkoşa elden gitti. Eskiden Surlariçi’ne çiçeklerden girilmezdi, şimdi pislikten girilmiyor. Artık bıçak kemiğe dayandı. Salgın hastalık kapıda. Rögar tıkalı, etraf çöp içinde. Belediyede çok insan var ama işi yapan yok. Bize göre seçim kaçınılmaz. Halk vergi ödemeye devam ediyor. Hizmet yok. Sadece çöp değil sorun. Lefkoşa, Lefkoşa olmaktan çıktı. Lefkoşa Surlariçi denetimsiz. Kimse kurallara uymuyor. Denetim şart.”

Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi?

Cemal Ruh (Göçmenköy):
“Nedir bu utanmazlık? Lefkoşa’da başkanın istifa etmesi lazımdır. Gelinen hal ortada. Ben muhtar olsaydım, mahalleliyi toplar, eylem yapardım. Eğer bu halk da suskun kalacaksa, bu pisliğin içinde oturmaya mahkumdur. Hükümetin de hemen istifa etmesi lazım.”

Halit Karabina (Surlariçi):
“Bu zibilleri bir an önce kaldırsınlar. Cemal başkan, istifa etmeyeceğini söylüyor ama lütfen istifa etsin artık. İstiyorsa sonra yine adaylığını koyar. Hükümet de duyarsız. Neredeler? UBP Milletvekilleri, Sağlık Bakanı ve diğer yetkililer, yaşanan rezaleti görmüyor mu? 1948’den bu yana ben böyle bir pislik görmedim. Artık bu kurultay dosyasını kapatsınlar ve memleketin sorunları ile ilgilensinler.”

Feridun Tatlıyay (Surlariçi):
“Bir aydır bu pisliği çekiyoruz. Birkaç ay önce yine aynı rezalet ile baş başa bırakıldık. Artık katlanılır gibi değil. Kötü koku, haşereler, fareler, sinekler derken dayanacak gücümüz kalmadı. Pislikten mikrop kaptık. Hasta oldum, serum bağladılar, günlerce yattım. Kimsenin bu halka bunu yaşatmaya hakkı yok. Yeter artık.”

Hatice Talan (Surlariçi):
“Bu yaşıma geldim ben böyle bir pislik görmedim. Ne sokağa çıkabiliyoruz ne yemek yiyebiliyoruz. Su içmeye bile midem bulanıyor artık yeter. Daha hasta yatağımdan yeni çıktım. Bağırsaklarım bozuldu pislikten. Her yanımız mikrop, pislik dolu. İlla birinin bu pislikten kaptığı virüs yüzünden ölmesi mi lazım. Kaldı ki, o günler de çok da uzak da değil.”

Sinan Yaşar (Surlariçi):
“Geçtiğimiz hafta cebimden 100 TL ödedim ve bir kamyon dolusu çöpü mahalleden toplattım ancak çok geçmeden yine birikti. Birkaç gün önce de kendimce önlem almaya çalıştım ve marketten kutu kutu sinek ilacı aldım, çöpe sıktım. En sonunda da çileden çıktım ve olanca çöpü etrafa saçtım. Yol ortasına kadar getirdim, trafik akışını engelledim, pisliği yaydım. Belki utanırlar.”