Ankara’nın tutumu dikkat çekici - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Köşe Yazarları

Ankara’nın tutumu dikkat çekici

Seçimler öncesinde UBP dışındaki istisnasız tüm partiler ve “güç odakları” Ankara’nın seçimlere müdahil olacağı beklentisi içindeydiler. Geçmiş alışkanlıklar, şüphesiz insanlara bunu düşündürüyordu. Herkes kafasına göre bir senaryo yazarken, bir anda “Durun bakalım, daha Ankara karışmadı” demekteydi…

Yine aynı kesimler, muhtemel bir müdahale işaretinde nasıl kıyameti koparacaklarının hesabını da yapmış, gardlarını almışlardı. Hatta böyle olacağından öylesine emindiler ki, sokakta her gördüklerini “Ankara’nın gönderdiği adam” diye nitelemeye başladılar. Durum paranoya seviyesine ulaşmıştı. Eroğlu’nun “Peşimde MİT ajanları var” söylemi gibi iddialar ortada dolaşıyordu. Kafaların arkasında hem bir korku, hem de mağdura oynama güdüsü dolaşıp duruyordu…
Ama gelin görün ki, seçimler geldi geçti, yaklaşık 3 ay bir süre seçimle yattık, kalktık. Ancak tek bir somut veri dahi ortaya çıkmadı. Ankara bu seçimlerden uzak durmuştu. Şimdi henüz görev kimseye verilmediği halde, hükümet kurma pazarlıkları başlamış durumda. Daha kapalı kapılar ardına geçilmedi ama yüksek perdeden, kamuoyu yönünde çıtalar yükseltilmeye çalışılıyor. En büyük faydayı elde etmek için bir anlamda açık pazar kurulmuş durumda…
Şimdi bu ara süreçte de Ankara ortada yok. Türkiye yetkililerinin Kıbrıs’a dair tek bir söylemi dahi mevcut değil. Peki neden acaba?.. Neden hep İrsen Küçük’ün, dolayısıyla UBP’nin arkasında olduğu imajı verilen Ankara UBP’yi de kendi haline bırakmıştır? Bundan Ankara hükümetinin, İrsen Küçük ve hükümetine yönelik özel bir ilgisi olmadığını, “Başta kim olursa olsun iş birliğini en üst düzeyde yürütürüz” sözünün arkasında olduklarını mı anlamalıyız? Yani değişik bir şekilde söylersek, acaba Ankara hükümeti, “Sibel Siber hükümeti de -ki bunu hem CTP, hem DP olarak algılamak lazım- ekonomik protokole onay verdiğine göre, kim gelirse gelsin sorun olmadığını mı düşünmektedir?
Bence budur. Her ne kadar protokol revize edilir, dense de hükümetin büyük ortağı olacağı kesin olan CTP’yle sorunsuz bir sürece başlama vurgusudur. Yani kısaca kimse bu süreçte Türkiye’yi suçlayarak ne bir şey elde edebilmiştir, ne de elde edebilecektir. Türkiye bu kez buna imkan vermemiştir. Ya da en azından şu an için görünen bu…


Bu listeleri kim dağıttı

Seçimlerle damga vuran ne diye sorsalar, hiç kuşkusuz CTP de dahil, tüm partilerin dağıttığı ama kabul etmedikleri karma oy listeleridir sanırım… Gün geçmiyor ki, seçimlerde dağıtılan karma oy listelerinden birisi kamuoyu ile paylaşılmasın. Aşağıda kupürünü gördüğünüz listede kimler yok ki? Pek başarılı bir liste olmasa da, bu ve buna benzer listelerin el altından ve “önemli kişiler” tarafından dağıtıldığı konusunda artık şüphe kalmadı… Elimize ulaşan karma liste aynen şöyle;
CTP: Sıra no 6- Erkut Şahali, 4- Teberrüken Uluçay, 7- Hande Güzeloğlu Öncü, 3 Esen Beyköylü.
UBP: Sıra no 1- Hamza Ersan Saner, 3- Sunat Atun, 5-Turgay Avcı, 6- Dursun Oğuz, 12- Suat. B. Durdu.
DP: Sıra no 1- Ahmet Kaşif, 4- Hakan Yozcu, 11- Mehmet Eröz…

Bu listeyi kimler dağıttı biz bilmeyiz ama o ittifakın içinde olanlar kendilerini çok iyi biliyor…

 

YERİN KULAĞI VAR

TOPLUMSAL DİRENİŞ BAYRAMI:
Önceki gün, 1 Ağustos “Toplumsal Direniş Bayramı”nı kutladık. Havanın bütün sıcaklığına rağmen, vatandaşlarımız Güney Kıbrıs geçiş noktalarında uzun kuyruklar oluşturdu. Doğrusu bu durum oldukça düşündürücü. Gençlere sorsanız zaten bu bayramın ne anlama geldiğini bilmez. Daha yaşlı kesimin ise artık “günün anlam ve ehemmiyetini” boşladıkları kesin. Eşime sordum dün, “Yahu biz bu toplumsal direnişi Fransızlara karşı mı vermiştik?..” Artık “Toplumsal Direniş”in kimlere karşı verildiğini bile unuttuk. Daha fazla komik olmamıza gerek yok. Tatil olmaktan da çıkarın gitsin…

HAYDİ ARTTIRAN YOK MU:
UBP’de herkes başkan adayı. Sunat Atun, Kemal Dürüst, Ersin Tatar ve Faiz Sucuoğlu’nun “Taban ister, gerekirse görevi üstleniriz, elimizi taşın altına koyarız” diyerek yaptıkları girizgahtan sonra en son Hüseyin Özgürgün’den de bir duyum geldi. Şu anda tatilde olan Özgürgün’ün, dönüşte adaylığını açıklayacağını yakınlarına söylediği iddia ediliyor. Herkesin kendini başkan gördüğü bu parti bu kafayla nasıl toparlanacak, ben de onu anlayamadım…

UG, DP’Yİ DE KARIŞTIRDI:
Serdar Denktaş’ın dün düzenlediği basın toplantısında “Artık biriz, bütünüz” söylemleri çok da inandırıcı gelmedi bana. Hasan Taçoy’un genel sekreter Şonya’yı istifaya davet etmesi, ardından, Denktaş’ın Şonya’ya hemen solunda yer vermesi, kavganın bitmeyeceğini gösteriyor. Bir de “Tek yetkili benim” söylemine, kendi partilerine isyan edenler nasıl itaat edecek, bu da merak konusu. Ama yine de ufukta bakanlık koltukları varken, sorunların hiç olmazsa bir süre buzdolabına kalkacağı da bir gerçek…

SİBER HÜKÜMETİ TARİHE GEÇTİ:
Başbakan Siber dün hükümetinin istifa mektubunu Cumhurbaşkanı’na sundu. Toplam 37 günlük bir hükümetti. Ancak kim ne derse desin, tarihe geçti. En önemlisi, halkın büyük bir çoğunluğunun sempatisini kazandı. Temiz bir seçim öncesi dönem geçirilmesini sağladı. Ve galiba ilk defa bir çok usulsüzlüğün hesabını soran bir hükümet oldu. Bu kadar kısa bir süre içinde, unutulmamak üzere akıllarda yer aldı…

DERTLER BİZİM OLSUN:
Seçimler bitti, kazananlar, kaybedenler belli oldu, biran önce hükümet kurulup ülke sorunlarına çözüm bulsun diye beklerken, durumun hiç de öyle olmadığını görüyoruz. İstisnasız bütün partiler kendi içlerinde bir hesaplaşma sevdasına düştüler. Başkanlık yarışından tutun da, seçimlerde kendi partisi tarafından “ihanete” uğradığını iddia edenlerle dolu. Öyle anlaşılıyor ki, bunların derdi, vatandaşın sorunlarından çok, kendi hesaplarını çözme derdidir. Orhan babanın şarkısında dediği gibi, “dertler bizim, mutluluklar sizin olsun” efendiler…

BENDEN SONRASI TUFAN:
Parti seçmenden okkalı bir Osmanlı tokadı yemiş, oylar yerle yeksan olmuş kimin umurunda. Oturup özeleştiri yapmak yerine, başkalarını suçlayıp sorumluluktan kaçmayı tercih ediyorlar. UBP’den bahsediyorum. Seçimin ertesi günü sokağa çıkmayan, telefonlarını kapatıp kimseyle konuşmayanlar, konu genel başkanlık olunca nasıl da aslan kesildiler bakar mısınız?

SEÇMEN OYUN OYNADI:
Tarım ve Doğal Kaynaklar eski Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu katıldığı bir TV programında, “Seçmen bize oyun oynadı” değerlendirmesinde bulunarak, “Programımızın sonuçlarını göremeden hükümetten gittik” dedi. Vallahi siz yıllardır seçmenle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadınız, müsaade edin de bir kez de seçmen sizinle oynasın. İnşallah bundan sonra siyasetin oyun değil, ciddi bir iş olduğunu öğrenirsiniz…

ZİRVEDEKİLER

Sonay Adem: Seçimi kaybetmesinin ardından helvasını dağıtan partililere kızmak yerine teşekkür ederek,”Uzun yıllar çalıştığım, alın teri döktüğüm CTP’nin ilçe binasında, seçimi kaybettiğim için helva yapıp getirmişler. Afiyet şeker olsun… Her şey için teşekkürler”… İşte “adam gibi adam” dedikleri böyle olmalı…

DİPTEKİLER

Politikanın Vefasızları: Daha iki ay öncesine kadar İrsen Küçük’ün her türlü icraatına onay veren, hatta o gücü kendi çıkarları için kullananlar bugün günah keçisi bulmuşçasına İrsen Küçük’e saldırıyorlar. Aslında yaptıkları, kendi günahlarını unutturma çabası. Madem yanlıştı, niye hükümetteyken sesiniz çıkmazdı? Yazıklar olsun…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar