Eroğlu: Kıbrıs’ta bir işgal varsa onu yapan Rumlardır - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Kıbrıs

Eroğlu: Kıbrıs’ta bir işgal varsa onu yapan Rumlardır

Eroğlu: Kıbrıs’ta  bir işgal  varsa onu  yapan  Rumlardır

20 Temmuz’un Kıbrıs Türklerine barış ve özgürlüğü getirdiği kadar Yunanistan ve Rum halkına da demokrasi yolunu açtığını, cunta ve EOKA’nın pençesinden kurtulmalarına neden olduğunu belirten Eroğlu, “Kıbrıs’ta bir işgal varsa onu yapan Rumlardır” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı  kutlamaları çerçevesinde Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı” coşkusunun bugün bir kez daha yaşandığını, günün coşku, gurur, özgürlük ve barış günü olduğunu belirterek, halkın bayramını kutladı.

Kıbrıs sorununa değinen Eroğlu, Rum Yönetimi Başkanlığı’na seçilen ve o günden bu yana masaya gelmeyen, ancak Ekim ayında gelebileceğini söyleyen Nikos Anastasiades’in, kendinden önceki Rum liderlerle aynı çizgiyi izleyeceğini belirtti.


Ekim ayından sonra Kıbrıs sorunuyla ilgili yoğun ve kritik bir sürecin yaşanmasının beklenildiğine işaret eden Eroğlu, “Kıbrıs konusunda ya bir anlaşma olmalı ya da artık önümüz kapatılmamalı, dünyada yaşanan diğer bazı meselelerde olduğu gibi Kıbrıs Türk halkına da imkan, şans tanınmalı, çıkış yolları gösterilmelidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konuşmasında, 28 Temmuz erken genel seçimlerine de değindi. Dünyadaki değişimin ve ülkenin gerçek ihtiyaçlarının doğru okunması gerektiğini söyleyen Eroğlu, 28 Temmuz Pazar günü tüm halkın sandığa gitmesini istedi.

“GURUR GÜNÜ”

Eroğlu, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı” coşkusunun bugün bir kez daha yaşandığını, günün coşku, gurur, özgürlük ve barış günü olduğunu belirterek, halkın bayramını kutladı.

Eroğlu, Ramazan ayının yaşandığına da işaret ederek, “Allah’tan dileğimiz bizi, İslam alemini, millet, halk olarak nice nice mutlu, huzurlu Ramazanlara, bayramlara eriştirmesidir” dedi.

Ramazan ayında, 20 Temmuz Kıbrıs Türk Barış Harekatı’nın 39’ncu yıldönümünü kutlamanın olaya daha da fazla anlam kattığını belirten Eroğlu, Ramazan’da oruç tutmanın amaçlarından birinin de kişinin nefsini dizginlemesi olduğuna vurgu yaptı.

Eroğlu, “Türklüğü’ne, dinine, milletine, camisine sahip çıkarak bugünlere gelen Kıbrıs Türk halkı topyekun olarak nefsini dizginlemese, özgürlüğünü, dini ve milli aidiyetini bireysel kurtuluş ve menfaatlerin önünde tutmasaydı bugünlere gelemezdik. Bu mübarek günde dileğimiz birlik-beraberliğimizin devamı, özgürlüğümüzün daim olmasıdır” diye konuştu.

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti insanlarının, engelleme çabalarına ve kurulmak istenen ya da kurulan tuzaklara rağmen inançlı tavırları, kararlılıkları, çalışkanlıkları ile devletlerini ve ülkelerini çok daha güzel günlere çok kısa süre içinde getireceğini söyleyen Eroğlu, buna inancının tam olduğunu ifade etti.

“KIBRIS KONUSU MİLLİ BİR DAVADIR”

Eroğlu, Kıbrıs konusu milli bir dava olduğunu, çünkü Kıbrıs’taki Türk varlığının devamının topyekun Türk Milleti’nin çıkarları ve güvenliği ile ilgili olduğunu söyledi.

20 Temmuz Barış Harekâtı’nın Kıbrıs Türk halkı kadar Anavatan Türkiye için de yeni bir dönemi başlattığını belirten Eroğlu şöyle konuştu:

“Anavatan Türkiye, Kıbrıs Türk Barış Harekatı sayesinde kardeşlerine verdiği önemi, hakkını, hukukunu, güvenliğini, çıkarlarını korumaktaki kararlılığını göstermiştir. Anavatan Türkiye Kıbrıs Türk Barış Harekatı sayesinde Ortadoğu’da ve tüm dünyada barış ve istikrardan söz edilecekse mutlaka kaale alınması gereken ciddi, büyük, kökü tarihin derinliklerinde olan bir ülke olduğunu net bir şekilde ifade etmiştir.”

Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının, 20 Temmuz Barış Harekatı ile üzerinde devlet kurduğu bir toprak parçasına hükmetmeye başladığını, karanlıktan aydınlığa geçiş yaptığını söyledi.

Eroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Rum Ulusal Konseyi, Salı günü toplanarak bundan sonra izleyecekleri siyaseti değerlendirdi.

Öyle anlaşılıyor ki, Şubat ayında Rum Yönetimi Başkanlığı’na seçilen ve o günden bu yana masaya gelmeyen, ancak Ekim ayında gelebileceğini söyleyen sayın Nikos Anastasiades de kendinden önceki Rum liderlerle aynı çizgiyi izleyecek. Yani bizim öteden beridir söylemekte olduğumuz bir kez daha teyit edildi; Rum liderleri değişse de izlenen siyaset değişmez. Hep, ‘belki Rum zihniyeti değişir, gerçekleri görürler,’ diyerek bekledik ama olmuyor"

Rum lider Anastasiades’in, ipleri tamamen Ulusal Konsey’e teslim ettiğini söyleyen Eroğlu, “Kendi ifadeleri ile Rum Ulusal Konseyi’nin öncelikli görevi Kıbrıs’ı Türk işgalinden kurtarmak ve kolonizasyona son vermek olacak” dedi.

“20 TEMMUZ DEMOKRASİ YOLUNU AÇTI”

Eroğlu, “Değerli kardeşlerim, sevgili Kıbrıs Türk Halkı; bir kez daha buradan haykırıyorum: 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı bir istila değildir. Türk askerinin burada bulunması bir işgal değildir” diye konuştu.

20 Temmuz’un Kıbrıs Türklerine barış ve özgürlüğü getirdiği kadar Yunanistan ve Rum halkına da demokrasi yolunu açtığını, cunta ve EOKA’nın pençesinden kurtulmalarına neden olduğunu belirten Eroğlu, “Kıbrıs’ta bir işgal varsa onu yapan Rumlardır” dedi.

Rumların ortaklaşa kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni silah zoru ile işgal ederek bir Elen Devleti’ne dönüştürdüğünü söyleyen Eroğlu, Kıbrıs adasını tam anlamıyla Yunanistan’ın bir parçası haline getirmek isteyenin Rumlar olduğunu ifade etti.

Rum medyasında yer alan haberlere, yorumlara bakıldığında, neden görüşme masasına, anlaşmaya yanaşmadıklarının daha iyi anlaşıldığını belirten Eroğlu, Rumların hala 1974 öncesine dönüşü hayal ettiğini belirtti.

Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Rumlara göre, Kıbrıs’ta kendi kendilerini idare etmekte olan iki halk, iki devlet olgusundan yola çıkılarak yeni bir ortaklık devlet kurulmayacak. Kıbrıs Cumhuriyeti yapılacak tadilatla bir federasyona dönüştürülecek. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi mutlaka ortadan kaldırılacak. Bir kısım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı, vatandaşlık hakkını kaybedecek. Önemli miktarda toprak tavizi verilecek. Önemli miktarda Rum’un Kuzey’e dönmesine ve içimize yerleşmesine olanak sağlanacak. İki kesimlilik lafta kalacak. Avrupa Birliği etkin bir şekilde görüşme sürecine dahil edilecek. AB müktesebatından kalıcı sapmalar olmayacak. Takvime bağlı görüşmeler yapılmayacak”

“Rum liderliğinin bu görüşleri, 1974 öncesine dönüşü hayal etmeyi sürdürecekleri ve ‘ bir gün belki Türkleri oyuna getirir, adanın tümüne hakim oluruz’ zihniyeti ile yola devam etmeye çalışacakları anlamına geliyor” diyen Eroğlu, “Umarım yanılırız ve Ekim ayında masada bambaşka, gerçekçi, barışçı, pratik, çözümü gerçekten isteyen bir Anastasiades’le karşılaşırız” diye konuştu.

“KIBRIS KONUSUNDA ARTIK BİR SONUCA ULAŞILMALIDIR”

Kıbrıs konusunda Anavatan Türkiye ile tam bir görüş birliği içinde bulunulduğunu belirten Eroğlu, “Kıbrıs konusunda artık bir sonuca ulaşılmalıdır” dedi.

Eroğlu, Rumları, ekonomik sorunlarını daha hızlı bir şekilde geride bırakmak ve Kıbrıs adasını Doğu Akdeniz’de bir barış ve istikrar adası haline getirmek istiyorlarsa, gerçekleri idrak ederek ivedi olarak görüşme masasına oturmaya çağırdı.

Eroğlu, Kıbrıs Türk Halkı’nın büyük bir çoğunluğunun istediği çözüm şekli belli olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çözümün adından çok içeriği önemlidir. Anavatanımız Türkiye yetkililerinin ve bizlerin de defalarca dile getirdiğimiz üzere Kıbrıs’ta dini, dili farklı iki halk, iki devlet vardır. Bir çözümden sonra da Kıbrıs Türk halkı kendi kendini idare etmeye devam edecektir. İki kesimlilik, siyasi eşitlik, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin sulandırılmadan devamı esastır. Varılacak anlaşma Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olacaktır. Yeni Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’nin içinde yer almasının yanı sıra Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin tam üyeliği için etkin, samimi destek verilecektir”

Kıbrıs Türk halkının sabrının tükendiğini, kimsenin halkı daha fazla izolasyon ve ambargolar altında tutmaya hakkı olmadığını vurgulayan Eroğlu, “Benim gençliğim, iş insanım, sporcum, sanatçım, parlamenterim, devlet ve hükümet yetkililerim, engelsiz, ambargosuz dünyadaki tüm paydaşları, ve muhatapları ile bir araya gelebilmelidir” dedi.

Eroğlu, kimsenin hava ve deniz limanlarına yasak koymaya, devletin pasaportu, kimliği ile seyahat etmeyi kısıtlamaya hakkı olmadığını söyledi.

Birleşmiş Milletlerin 50 yıldır Kıbrıs meselesini çözemediğini, Avrupa Birliği sorunun çözümünü daha da zora soktuğunu, Kıbrıs Türklerine verdiği hiç bir sözü doğru dürüst yerine getirmediğini kaydeden Eroğlu, “Peki ama bir 50 yıl daha bekleyecek miyiz? Avrupa Birliği’nin yanlışlarının bedelini bize ödetme hakkı var mı? Anavatan Türkiye ile birlikte tüm bunları göz önünde tutarak, barış, uzlaşı, anlaşma perspektifinden ayrılmadan çok kararlı ve sonuç alıcı yeni bir çaba içine girme zamanımız gelmiştir” dedi.

“ARTIK ÖNÜMÜZ KAPATILMAMALI”

Ekim ayından sonra yoğun ve kritik bir sürecin yaşanmasının beklenildiğini söyleyen Eroğlu, Kıbrıs konusunda ya bir anlaşma olmalı ya da artık önümüz kapatılmamalı, dünyada yaşanan diğer bazı meselelerde olduğu gibi Kıbrıs Türk halkına da imkan, şans tanınmalı, çıkış yolları gösterilmelidir” dedi.

Eroğlu, insan hakları şampiyonlarının, Kıbrıs konusunda sınıfta kaldıklarını ve bunun görülmekte olduğunun bilincine varmaları gerektiğini belirtti.

Güzel ve aydınlık yarınlar için milli davanın anlamının korunması, birlik ve beraberliğe gereken değeri vermenin şart olduğunu söyleyen Eroğlu, “Anavatan Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerini kardeşlik temelinden başka noktalara kaydırmamalı, daha da güçlendirmeliyiz. Kardeşçe, karşılıklı sevgi-saygıya dayalı ilişkileri bozacak şu veya bu davranıştan kaçınmalı, ortaya çıkan sorun varsa bunları bu anlayış çerçevesinde aşmalıyız” diye konuştu.

“DEVLETİN VARLIĞI EN BÜYÜK GÜCÜMÜZDÜR”

20 Temmuz Barış Harekatı’nın en önemli sonucu ve meyvesinin, özgürlük ve güvenliğin somutlaşmış şekli olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti olduğunu söyleyen Eroğlu, “Devletimizin varlığı bizim en büyük gücümüzdür. Kimse aksini iddia edip zihinleri bulandırmasın, devletin varlığını önemsizleştirmeye çalışmasın. Öncesini de, 1974’ü de, 1974 sonrasında nasıl bir Kuzey Kıbrıs’ın ortaya çıktığını da dün gibi hatırlıyorum” dedi.

Kıbrıslı Türklerin çok büyük mesafe kat ettiğini söyleyen Eroğlu şu ifadelere yer verdi:

“Çok daha iyi yerlere gelebilir miydik? Uzun süre milletvekilliği yapmış, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulunmuş biri olarak ‘gelebilirdik’ diyorum. Ama deneyimsizliğimize, Güney’den Kuzey’e yaşadığımız büyük göçe, bunun getirdiği toplumsal travmalara, ambargolara, izolasyona rağmen iyi işler başardık” diye konuştu.

Anavatan Türkiye’nin desteği, halkın çabaları, çalışkanlığı ve girişimci ruhuyla çok mesafe kat edildiğini belirten Eroğlu, sanayi kuruluşları, binlerce ticari müessese, üniversiteler, turizm potansiyeli ve eğitilmiş insan gücünün oldukça iyi bir noktada bulunulduğunu gösterdiğini kaydetti.

Eroğlu, “Üniversitelerimizde öğrenim gören öğrenci sayısının 100 bini bulmasını hedefliyorsak, ülkeye gelen turist sayısının bir milyonu bulmasını konuşmaya başlamışsak gelecekten umutsuz olmanın bir anlamı yoktur” dedi.

Daha fazla gelişme ve atılım sağlanması için yapılması gerekenlerin belli olduğuna işaret eden Eroğlu, “Bunları yaparsak ciddi bir ivme ile refah seviyemizin artacağı, yaşam kalitemizin yükseleceği, demokrasimizin daha da zenginleşeceği, sorunlarımızı daha hızlı ve doğru çözümlerle geride bırakacağımız açıktır. Ama artık alınması gereken kararları ertelememeliyiz” şeklinde konuştu:

“HERKES SANDIĞA GİTMELİ”

Dünyadaki değişimin, ülkenin gerçek ihtiyaçlarının doğru okunması gerektiğini söyleyen Eroğlu, 28 Temmuz Pazar günü herkesin sandığa gitmesini istedi.

Katılımcı demokrasinin, çağdaş devlet olmanın vazgeçilmezi olduğunu söyleyen Eroğlu, demokrasilerde iradenin sandığa doğru ve sağlıklı bir şekilde yansıtılması gerektiğine vurgu yaptı.

Eroğlu, şunları söyledi:

“Eğer iradenizi özgür bir şekilde, kimseden çekinmeden, sadece ülkenizin yararını, bugünleri ve yarınları düşünerek sandığa yansıtmazsanız, ‘ Meclis iyi çalışamaz. Hükümet çalışmalarından, şu veya bu siyasi partinin tutumundan, şu veya bu siyasiden memnun değilim’ deme hakkınız nasıl olacak? O nedenle tüm Kıbrıs Türkü’nü iradesine, ülkeye, devlete sahip çıkarak sandığa gitmeye davet ediyorum.
İnşallah sandıktan çıkan sonuç halkımız, ülkemiz, devletimiz için güzel ve verimli bir sürecin başlamasına vesile olur.”

“TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Geçmişe sahip çıkmanın, halka hizmet edenlerin değerini bilmenin toplumlara güç verdiğini, bağları kuvvetlendirdiğini, insanları hoşnut ettiğini belirten Eroğlu, “Kıbrıs davasının bugünlere gelmesine katkı koyan Anavatan’ın tüm yetkililerinden aramızda olmayanları rahmetle, hayatta olanları şükranla anıyor, kendilerine tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Anavatan Türkiye’nin gelmiş geçmiş tüm Cumhurbaşkanlarına, Büyük Millet Meclisi’nin gelmiş, geçmiş ve bugünkü üyelerine, Anavatan Türkiye’nin gelmiş, geçmiş hükümetlerine ve bugünkü hükümetine, Milli Dava’ya sahip çıkmalarından ve katkılarından dolayı en samimi duygularla teşekkürlerimizi ifade ediyorum. Bizi mücadelemizin başladığı ilk günden itibaren hiç yalnız bırakmayan 20 Temmuz Barış Harekatı’nın muzaffer ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gelmiş geçmiş ve bugünkü tüm mensuplarına, komutanlarımıza şükranlarımızı sunuyorum. Biz buradan baktığımızda Anavatan Türkiye’yi bir bütün olarak görür, öyle değerlendirir ve severiz"

Anavatan’ın Kıbrıs Türk halkına ve Kıbrıs konusuna bakış açısına güveninin tam olduğunu dile getiren Eroğlu, “Kıbrıs Türk halkının bugünlere gelmesine büyük katkı koyan ve hizmet veren Özgürlük Mücadelemiz Lideri Doktor Fazıl Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanımız, Barış Harekatı Dönemi’nin Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı Rauf Denktaş’ı, Osman Örek’i, Burhan Nalbantoğlu’nu rahmet ve minnetle yad ediyoruz” diye konuştu.

Eroğlu, “Bize özgürlük ve kurtuluş yolunda ilham veren, yol gösteren, çağdaş gelişmenin ilkelerini ortaya koyan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz. Allah’ın rahmetinin özgürlüğümüz ve egemenliğimiz için canlarını veren tüm şehitlerimizin üzerinde olmasını diliyorum. Gazilerimize, teşekkür ediyor, onları sevgiyle, saygıyla kucaklıyorum” dedi.

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın ilelebet kutlanacağını, dünya durdukça bu bayram coşkusunun yaşanacağını belirten Eroğlu, tüm halkın bayramını kutladı.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar