En zor anlarında bile oyun oynuyorlar... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

En zor anlarında bile oyun oynuyorlar…

“Acı reçeteyi kabul etmekten başka çarem yoktu” diyen Anastasiadis, tam bir Şark kurnazlığıyla, kendi sunduğu yasa tasarısının reddedilmesini sağladı. 20 sandalyesi olan Anastasiadis’in partisi DİSİ’den 19 çekimser oy çıkmasının başka bir izahı yok.
Nitekim, Meclis oturumundan sonra Facebook’tan halkına yaptığı açıklamada, Troyka’nın ağır şartlarını değiştirmek için çaba göstermeye devam edeceğini söyledi. Böylece, halkının öfkesini de dindirmeyi düşündü.
Yok olmanın eşiğinde olmasına rağmen, Rum lider AB’ye kafa tutabiliyor, en azından blöf yapıyor. Bu Rum mentalitesinin bilinen aşırı özgüvenidir. Ancak uluslararası yorumcular, AB’nin bu blöfü görmesinin zor olduğunu söylüyorlar. Nitekim Alman Başbakanı Merkel’in kendisine telefon açıp yardım isteyen Anastasiadis’i terslediği, “Yanlış adresi aradınız” dediği bildiriliyor. 
Şimdi Güney Kıbrıs, kriz başladığında şansını defalarca denediği Rusya’nın bir kez daha kapısını çalıyor.
Ancak Anastasiadis’in oynadığı oyun çok riskli. Eğer Troyka’nın teklifini kabul edip, mevduatlardan vergi almış olsaydı, bundan en çok etkilenen Ruslar olacaktı. Malum Güney Kıbrıs’taki toplam 70 milyar Euro mevduatın 20 milyarı Ruslara ait. Traşlama yapılsaydı, Ruslar 2 milyar doların üstünde para kaybedeceklerdi. Rusya’nın buna izin vermeyeceğini ve sonuçta kendilerine bir kez daha yardım edeceğini düşünen Anastasiadis, karşılığında AB’yi kızdıracak siyasi tavizler vererek Rusya’ya dönüyor. Bu tavizlerin arasında Rus askeri gemilerinin Güney Kıbrıs limanlarını kullanmasından tutun da, Laiki Bank’ın Ruslara verilmesi, Güney’in NATO’ya müracaatını geri çekmesinin de olduğu konuşuluyor. Kısaca Rusların 5,8 milyar Euro kredi vererek elde edecekleri avantajlar, gerçekten dikkate değer. Ya da tüm bu sızdırılan haberler, Anastasiadis’in AB’ye yönelik yeni bir şantajıdır, kim bilir. 
Bizim Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın “İstifa edebilir” dediği Anastasiadis’in oynadığı oyun, gerçekten dikkat çekici.
                                              *****
LTB Meclisi’nin 11.12.2012 tarihli kararı…
Cemal Bulutoğluları’nın başkanlığının son günlerinde toplanan ve sadece UBP’li meclis üyelerinin katıldığı 11 Aralık 2012 tarihli toplantıda, Ziraat Bankası’ndan alınacak 89.085.821 TL’lik kredi ile ilgili olarak 53/ 2012 sayılı karar üretilmişti. Toplantıya katılan UBP’li üyelerden Arif Aktaş ve Ali Çınar’ın çekimser, Mehmet Kermoğlu’nun red oyuna karşı oy çokluğu ile kabul edilen bu karar üzerine, 18 Aralık 2012 tarihinde, Cemal Bulutoğluları imzasıyla Ziraat Bankası’na başvuru yapılmıştı…
Cemal Bulutoğluları istifa etmemiş olsaydı belki bu karar uygulanacaktı. Şimdi 7 Nisan seçimlerinde kazanacak aday da bu kararı aynen uygulamaya kalkarsa, işte o zaman seyredin gümbürtüyü… Çünkü 2013- 2014 ve 2015 yıllarını kapsayacak bütçede birçok personel işinden olacak. Her ne kadar durdurulması düşünülen personelle ilgili sayı verilmese de, maaşlar ve sosyal yatırımlara bakıldığında bu çok net olarak anlaşılıyor…
Bakın Cemal Başkan taraından (18 Aralık 2012) Ziraat Bankası’na verilen yazıda, bazı kalemlerdeki yıl itibarıyla maaş düşüşleri şöyleydi;
– Sözleşmeli personel maaşları  1.758.500 TL’den 1.000.000 TL’ye
– Daimi işçi ücretleri 15.694.000 TL’den 14.500.000 TL’ye
– Geçici personel  272.250 TL’den  0 TL’ye
– İşçilerin sosyal hakları  4.200.000 TL’den  3.500.000 TL’ye   
Yukarıdaki tabloya bakıldığında Ziraat Bankası’na sunulan 3 yıllık bütçede, ilk yıl için yaklaşık 250 civarında belediye çalışanının işlerine son verilmesi öngörülüyordu. LTB Meclisi’nin aldığı bu kararla, bunların dışında daha birçok kalemde tasarruf tedbirleri yer alıyor. Şimdi Bulutoğluları istifa etti, bu karar da onunla beraber bitti gitti diyebilirsiniz. Ancak görüyoruz ki tüm adaylar da Ziraat Bankası’ndan alınacak bu kredi ile ilgili hesaplar yapıyorlar. Sizin değil ama, Ziraat Bankası’ndan kredi almayı düşünen adayların, bilmesinde fayda var diye düşünüyorum…   
 

YERİN KULAĞI VAR
GÜNÜN SÖZÜ: 20. yüzyılın en büyük filozoflarından Albert Camus bir sözüyle, Kıbrıs’ın kuzeyinde son yıllarda yaşadığımız cinnet halini tarif ediyor; “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın”. Bunun üstüne başka lafa gerek yok sanırım…
ESERİNİZLE ÖVÜNÜNÜZ: 3-5 kişinin refahını vatandaşın refahına tercih eden bu ülkenin gelmiş geçmiş tüm yöneticileri, yarattığınız bu vurgun düzeniyle ne kadar övünseniz azdır. Bir türlü hayata geçirmeyi beceremediğiniz faiz yasası ile, tüm halkı bitme noktasına getirdiniz. Kimi intihar ediyor, kimi çareyi ülkeden kaçmakta buluyor. Kaçamayanlar ise hapsi boyluyor. Can, ne ilk olacak ne de son. Ellerini oynatmak için ille de kendi başlarına bırşey mi gelmesini beklerler.
İLK DEFA: Bir okurum dikkatimi çekti. Kıbrıs Rumları son birkaç gündür kitle gösterileri yapıyorlar ve AB’nin kurtarma planını reddediyorlar. Ancak bu gösterileriyla bir ilki gerçekleştiriyorlar. Neden derseniz, ilk kez bir gösteride Türklere küfür etmiyorlar…
EN BÜYÜK ŞANSIZLIKLARI: Maliye Bakanı Ersin Tatar, Euro Grubu’nun Rum Kesimi ekonomisi için aldığı kurtarma paketinin parlamentoda kabul edilmemesi halinde, büyük bir felaketin eşiğine gelineceğini, Güney Kıbrıs’ın resmen batacağını ve halkın bankalara saldıracağını söyledi. Ne yapalım kaderlerine yansınlar artık. Sonunda Tatar’ın istediği oldu ve Rumlar paketi reddetti. Onların en büyük talihsizliği, Tatar gibi bir Maliye Bakanlarının olmayışı. Yoksa şansları mı deseydim…
KENDİLERİNDEN KORKUYORLAR: Duymuşsunuzdur herhalde, CHP’den istifa ettikten sonra AKP’ye geçen Adıyaman milletvekili Salih Fırat için, CHP Adıyaman teşkilatı tarafından savcılığa, “oy hırsızlığı”  gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Yani dediler ki, “Bu adam bizim oylarımızı çaldı”. Bizde ise seçildikleri partiden istifa ederek başka bir partiye geçen onlarca isim var. Hangisi hakkında böyle bir yasal süreç başlatıldı? Sadece mesajla geçiştirildi. Adam gibi çıkıp yasal süreç başlatan bir parti duydunuz mu..? Neden, çünkü yarın aynısını kendilerinin de yapabileceklerini düşündüklerinden… 
SÜTLÜCE’YE GİTSİNLER: Lefkoşa’nın dört bir yanına cami yapmak için birbirleriyle yarışanlara tavsiyem bir cenaze günü Sütlüce’ye gitsinler. Ölülerini koyacak musalla taşı bile bulamayan köylüler, cenazelerini plastik sandalyeler üzerine koyuyorlar. Hangisi daha çok Müslüman yarışına giren bakanlarımıza da duyurulur. Sevap yapmak isterlerse Sütlüce köyüne bir musalla taşı yapıversinler…
BAL GİBİ DE KALDIRIR: Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı, işçilerin yıllarca mücadele ederek kazandığı  hakların UBP hükümeti tarafından bir bir ortadan kaldırılmaya devam ettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatlarının kaldırılmasına izin vermeyeceklerini, bunun için de anayasal ve yasal bütün grev ve eylem haklarını kullanmaktan çekinmeyeceklerini açıklamış. Bal gibi de kaldırır ve de hiçbirşey yapamazsınız. Bundan önce kaldırdığı haklar için de aynı şeyleri söylemiştiniz Sayın Başkan, yanlışım yoksa…
ALLAH YARDIMCISI OLSUN: Lefkoşa Belediye Başkanlığı seçimlerine az bir süre kala, belediyede sular durulmuyor. Maaş ve sosyal haklarının yatırılmadığı gerekçesiyle bazı personel, bina önünde eylem yaptı. Öyle görünüyor ki, 7 Nisan’da sandıktan kim çıkarsa çıksın, resmen elini ateşe sokacak. Çalışanın biriken alacakları ve ödenmeyen sosyal hakları seçimi kazananın önünde dağ gibi duracak. Kim kazanırsa kazansın, Allah yardımcısı olsun demekten başka birşey yapamıyoruz…


ZİRVEDEKİLER
Can Denktaş: Dün toprağa verdiğimiz Can Denktaş’ın yaklaşık bir ay önce sosyal medyada paylaştığı  mesaj ülkenin gerçeklerini ne güzel anlatmıştı… “Gerçekten çok satılık, menfaatçi, çıkarcı siyasetçiler ile dolu memleket..! Ve acı olan, bu insanların yüzsüzce hala daha konuşabilmeleri..!” (18 Şubat)

DİPTEKİLER
Ad-Hoc Komite: Borç-alacak ilişkilerini düzenleyen tüm mevzuata ilişkin değişiklikleri hazırlamak ve görüşmek üzere Cumhuriyet Meclisi bünyesinde oluşturulan geçici komite, bugün toplanıyormuş. Kavga etmekten fırsat bulup topalanabilirlerse bravo kendilerine. İngilizlerin deyimiyle “too late”…  Biraz geç olmadı mı beyler?

“Vladimir; yıkama makinesi bozulmuş”… The Herald Tribune

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar