Kıbrıs Türk Toplumu’nun yapısal dokusunu değiştirmeye yönelik saldırı niteliğinde girişimleri olduğu ve buna karşı mücadele edilmesi gerektiği tespitiyle siyasi partilere ziyaretler başlatan Sendikal Platform, bugün Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler’i de ziyaret etti.
TKP Yeni Güçler basın bürosunun açıklamasına göre, Sendikal Platform heyetiyle görüşmelerinde konuşan TKP Yeni Güçler Genel Sekreteri Sonay Adem, toplumsal dokuyu değiştirmeye dönük yapılacak her türlü girişimi püskürtmek için, tüm siyasi görüşlerin birlikte hareket edebileceği zeminin yaratılması gerektiği inancında olduklarını ifade etti.
Adem, oluşacak böyle bir mücadele zemininde TKP Yeni Güçler olarak aktif olarak yer alacaklarını söyledi.
Sonay Adem, parti olarak Atatürk Öğretmen Akademisi konusunda büyük hassasiyete sahip olduklarını belirterek yapılan saldırılara anında tepki koyduklarını söyledi. Adem, “AÖA konusunda tarafız” dedi.
Adem konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kurumlarımıza yönelik neo liberal saldırıları elbette önemsemeli ve karşı tavır geliştirmeliyiz. Ancak bu mücadeleyi bir tarafta sürdürürken, toplumun dokusunu değiştirmeye yönelik girişimlere karşı daha geniş bir birlikteliği oluşturmak daha doğru olacaktır.
“Çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız”
Çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Sadece biz değil Türkiye’deki emek ve demokrasi güçleri de ayni tehlike karşısındadır. Bu bakımdan Türkiye demokrasi güçleriyle de dayanışma içine girmenin yollarını bulmalıyız.
TC’deki hükümet uzunca bir süreden beridir Kıbrıs Türk halkını hiçleştirmeye dönük bir tavır içindedir. Özellikle görüşme sürecinin son döneminde Kıbrıslı Türkleri yok sayan, görüşmeleri bil fiil kendilerinin götürdüğünü deklare eden bir tutum sergilemektedir. Bundan kaynaklı olarak Rum tarafında bizi yok sayıp Türkiye’deki siyasileri işaret etmektedirler.”
Sonay Adem, TC Dışişleri ve AB Bakanlarının son zamanlarda söylediklerinin kabul edilemez olduğunu savunarak ciddi bir mücadele içinde olacaklarını ifade etti.
“Koordinasyon Ofisi meselesiyle başlayan tartışmalar sonrasında Eğitim Bakanlığı içine yerleştirilen unsurlar vasıtasıyla öğretmenlere yönelik hakaretamiz tutumları sergileyenlerin derhal oradan uzaklaştırılması gerektiğini” belirten Adem, bir memurun misafir olarak görev yaptığı kurumda bir halkın öğretmenlerine yönelik sözlerinin kabul edilemeyeceğini vurguladı ve şiddetle kınanması gerektiğini belirtti.
Adem, TKP Yeni Güçler’in gerek AÖA’nin katılması girişimine, gerekse İlahiyat Kolejlerine karşı olduğunu ifade ederek, bu yöndeki tüm girişim ve mücadeleye parti olarak sonuna kadar destek belirtti ve “Bize ne tür görev düşerse düşsün o görevi aktif olarak yerine getireceğiz. Bu anlamda partisel çıkar değil toplumsal çıkarları ön planda tutuyoruz” dedi.
Selma Eylem: Mücadele genişletilerek yükseltilmeli
KTOEÖS Genel Başkanı Selma Eylem de konuşmasında toplumun dokusunu değiştirmeye yönelik girişim ve saldırıların giderek arttığını belirterek buna karşı mücadelenin genişletilerek yükseltilmesi gerektiğini söyledi.
Eylem, “Yıllardan beridir yapılmakta olan ortadadır. Kurumlarımıza yönelik saldırı son zamanlarda arttı. Kimliğimize, kültürümüze, dini inançlarımıza olan saldırı arttı. Eğitimde yapılanlar, AÖA’nın kapatılmaya kalkışılması, Çanakkale’ye yapılan kamp, İlahiyat Koleji’yle dozaj gittikçe artıyor. Bir çeşit toplum mühendisliğiyle karşı karşıyayız” dedi.
Eylem, bu konuda siyasi iradenin de kendini göstermesi ve ortak mücadele edilmesi gerektiğini düşündüklerini ifade etti.
Şener Elcil: Elçilik mensupları Eğitim Bakanlığı’nı yönetiyor
Ziyarette konuşan Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil ise toplumun genel olarak bir saldırı altında olduğunu, bu saldırıların sadece ekonomik değil doğrudan toplumun yapısını ve yaşam biçimini değiştirmeyi amaçladığını söyledi.
“Türkiye’de 15 Temmuz sözde darbesi sonrası ortaya çıkan yeni durumda bir Araplaşma-Suudileşme süreci başladı” diyen Elcil, Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım’ın “Bizde ne varsa sizde de olacak” sözünü hatırlatarak, Araplaşma-Suudileşmenin Kıbrıslı Türk toplumuna da dayatıldığını öne sürdü.
Elcil sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu, ilahiyat kolejiyle tezahür etti. İkincisinin Mağusa’da açılması için çaba harcıyorlar. Her mahalleye bir cami, eğitim bütçesinden çok bu alana kaynak ayrılıyor. 74’ten sonra 15 okul, 46 cami yapıldı. 300 küsur imam var. Koordinasyon Ofisi ve Din İşleri Yasaları bunun alt yapısını hazırlamaya dönüktür. Bu gidişat bizi doğrudan entegrasyona götürecek. Elçilik mensupları Eğitim Bakanlığı’nı yönetiyor. Ustalık belgelerini bile bunlar veriyor.
Türkiye’de müfredatlar değişiyor din kültürü dersi yerine din dersi konması saatlerinin artırılması şeriatın müfredata girmesi, cihadın öğretilmesi evrim teorisinin eğitimden çıkarılması söz konusudur.”
KTÖS Genel Sekreteri Elcil, bunlara karşı toplumun tüm dinamiklerinin harekete geçmesi gerektiğini ifade ederek sadece Kıbrıslıların değil, adaya 1974 sonrası gelip yerleşenlerin de bu konuda duyarlılık gösterdiğini bildiklerini ve birlikte mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
Elcil, AÖA’nın parasız ve planlı öğretmen yetiştiren tek kurum olduğunu belirterek üniversitelerin ise işsiz öğretmen ürettiğini, ülkede 1100 civarında beden eğitimi, 900 civarında edebiyat ve 2 binin üzerinde de İngilizce öğretmeninin işsiz olduğunu ifade etti.
Yapılan anlaşmanın AÖA’nın kapanmasını getireceğini kaydeden Şener Elcil, “Bu konuda açtığımız dava devam ediyor. TKP yeni Güçlerin bütün bu konularda hassas olduğunu biliyoruz. Bu anlamda eylem birliği yapabileceğimiz düşünüyoruz” diye konuştu.
