Ekonomi! Gölge etme, başka ihsan istemez - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Köşe Yazarları

Ekonomi! Gölge etme, başka ihsan istemez

Önünü tıkama, yoluna androş koyma, ekonomi kendi yolunu ve de en güzel verimli akabilecek güzergâhını bulur. Bu ülke hukuk mezunları ile dolu, ama hukuku, adaleti özümseyen, kemiklerine kadar hisseden pek yok. Turizmi lokomotif sektör ilan eden çok, ancak çevrenin canına okuyan “turizmcilerle” de bu ülke dolup taştı. Bence konu ekonomistlerde de aynidir. Ekonomist çok, ekonomi yok. Ekonomiyi yerel şartlar ile bağdaştırıp söz edecek, ekonominin sanat tarafını tamamen özümsemiş olanlar etrafta pek fazla görülmüyor. Geçmiş, gelecek parlamenterlerimizin, yürütmemizin ekonomi hakkında ahkâm kesmelerine hiç gerek yok. Acizane tavsiyem ekonomiyi bırak, o gideceği yeri sizden çok daha iyi bilir. Gölge etmeyin başka ihsan istemez.

Aşağıda söyleyeceğim engelleri ekonominin önünden kaldırırsanız, ekonomimiz çok süratle, otomatikman, kendiliğinden gelişecektir. Ekonominin ve daha geniş ve sağlıklı anlamda yaşam kalitesinin seviyesini belirleyen insan faktörüdür. İnsanı daha üretken yapan eğitim ve sağlık hizmetlerinin kalitesidir, motive eden de Adalet mevhumudur. Ekonomiste fazla ihtiyaç olmaz, bu üçüne yoğunlaşın yeter. Şimdi söyleyeceklerimi doktorlar, hukukçular, çöpçüler bile kavrar ve uygulayabilir.
Eğitim: Yarı cahiller, cahillerden çok daha tehlikelidirler. Eğitilmiş sayılan eleman bu ülkede çok, artık çok kalitelisine ihtiyaç vardır. Her insanın bir veya birkaç alanda kabiliyeti var. Gençliğin %25’ini düz işçi, %50’sini ara eleman, ancak geriye kalanı akademik sahada ilerlemesine olanak verecek seçme, yönlendirme mekanizmasının ortaokul sonunda hayata geçirin. Ara eleman yetiştiren okulları donanımlı, kaliteli yapın. Devlet okullarını kalite bakımından özel okullarla rekabet edecek bir düzeye getirin. Bütçe olanak vermez ise, özelden düşük ücretle okulları, belirli, şeffaf kriterler ile belirlenecek fakir talebeler hariç, paralı yapın. (Benim zamanımda fakirlik kol gezdiği halde öyle idi, yine de hepimiz iyi eğitim alırdık.) Yüksek eğitimi dıştan gelecek talebe sayısına dayandıracak ticari bir faaliyet olarak görür iseniz, üniversitelerin vereceği payeyi ikiye ayırın; zor girileni ki tüm yerliler ancak buna girebilir, “Honours Degree” diye ayırın, dışarıdan “sub-standard” talebeleri de “General Degree”ye yönlendirin.
Sağlık: Devlet sağlık hizmetlerinde tam mesaiye geçin. Doktorların, biz altı yıl okuduk, yüksek maaş isterik söylemlerine aldırmayın. Domates de çoğaldığında kıymeti düşer. Üretiminde ne kadar zaman geçse bile. Ben de 6 yıl zor şartlarda yüksek tahsil yaptım. Öyle bir talebim mi var? Ne münasebet! Yalnız doktor ödeneklerini liyakat, tecrübe ve bulunabilirliliğe göre esnek yapın ve başarı kriterlerine göre terfi ettirin. Devlet hastanelerini özele rekabet edebilecek bir duruma getirin. Bütçeden gereken pay ayrılamaz ise Sağlık Sigorta Fonu’nu devreye sokun, olsun bitsin. Bedava hizmet alacak fakirlik kriterlerini belirleyin, titizlikle doğru uygulandığını takip edin.
Adalet: Geldik üretkenliğin en önemli motivasyonuna. Yasalar herkese eşit uygulanmalı. Hiçbir cürümün yapanın yanına kar bırakmayacak, otomatik, politik dışı sistemi kurmak ve işletmek gerekir. Mahkemeler süratlenmeli, gerekirse Anayasa değiştirilip, ticari ihtisas mahkemeleri,  kira tribunal’ı  kurulmalı; hukuk süratle işletilip icra ve iflas prosedürü hız kazandırılmalıdır. Ekonomi mümkün mertebe kayıt içine alınıp, sağlıklı istatistiki bilgiler halkın bilgisine şeffaf bir şekilde güncel olarak getirilmelidir. İçe göç ve vatandaşlık kriterleri kısıtlanıp şeffaflaştırılacak, buna uyum yasal gereklilik olacak şekilde takip edebilme imkanı halka sunulmalıdır. Pahalılık yaratan, adaletli gelir dağılımını bozan indirekt (dolaylı) vergilerden mümkün mertebe kaçınılıp, maliye reformu ile bütçe açığını azaltıcı, pahalılık yaratmayan, gelir dağılımı düzeltici direkt (dolaysız) vergilere yönelmeli. Yani rant, servet, lüks tüketim ağırlıkla vergilendirilmeli. Şahsi mali menfaat peşinde koşan bazı STO’lara bu konuda fazla kulak asmayın. Ancak üretimi olumsuz etkileyen gelir vergisi ve kurumlar vergisi düşük tutulmalıdır. Şirketleşme teşvik edilmeli ve bu bağlamda şirketlerde azınlık hissedarlar mutlaka yasa ile korunmalı, kapital kilitlenmesi ve adaletsizlik yaratan prim hisse (kağıtçık) dağıtım yerine kârın bir kısmının nakit olarak hissedarlara dağıtılması mecbur kılınmalıdır. Kamu reformu bekletilmeden yapılıp, üçlü kararname rezaleti ortadan kaldırılmalı. Kamuya girişler özerk saptanacak liyakat derecelerine dayandırılmalı. Üniversiteler ile iş birliği yapılıp kamu personeli devamlı sahalarında ve karar alma tekniklerinde ve de halkla ilişkilerde eğitilmeli. Terfiler %70 liyakata ve de amirinin vereceği raporun %30 ağırlığı ile gerçekleştirilmelidir. Rekabet Kurulu etkin bir hale getirilip monopoller, anlaşılmış fiyat saptamaları, oligopollere kartellere, kliklere geçit vermemeli. Bankaların ve diğer finans kurumlarının yüksek faiz uygulamalarının sebebini rekabet açısından mercek altına almalıdır. Özelleştirme, monopol yaratma değil rekabet yarattığı ve de uygulamalarının etkin kontrol edilebileceği durumlarda düşünülmeli. Aksi takdirde özerklik ve yöneticilere kardan prim usulü tercih edilmeli. Mali reform neticesi girdi maliyetleri düşerken, diğer taraftan sübvansiyonlar yalnız ambargoların menfi etkisini giderecek şekilde ayarlanırken, yasaklamalar ve aşırı korumalar yalnız finansal ve emtia bazında “damping”e karşı uygulanmalı. Yabancı sermayeye onay ülkeye sağlayacağı ve ülkede eksikliği olan gerekçelere dayandırılmalı (örneğin know-how getirici, ihracat potansiyeli yaratıcı), ve bu konuda şeffaf olunmalı. Turizm lokomotiftir diyenlere, çevreye niye şimdiye dek önem vermediklerini devamlı sorun. Çünkü sizinle dalga geçiyorlar.
Bu saydıklarımın tümünü önümüzdeki 4 yılda yapacağını söyleyen, yapabilen, söz veren ve sözünde durma eğilimi göstereceğine inandığınız adaylara oy verin. Bunlar ciddiyetle uygulanırsa, ne TC Yardım Heyeti’ne ne de Anavatan’dan gelecek önerilere ihtiyaç vardır. Artık dik durabilirsiniz.
Sakın ola bunların üzerine ciddiyetle eğilmeden bana veya herhangi bir iktisatçıya ne olacak halimiz diye sormayın. Ha bunları gerçekleştirdikten, ekonomi su yatağının önünü açtıktan sonra yerli iktisatçılar size ince ayar hususunda yardımcı olabilir.
Gerisi hep lafazanlık.


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar