Bir tek ben rahatsızlık duyuyorum sanıyordum. Meğer memleket içinde birçok insan benim durumumdan farksızmış. Nerdeyse herkes yaz ayları ile gelen düğün mevsiminin verdiği telaştan rahatsızmış. Aslına bakarsanız nasıl olmasınlar ki? Eskiden sadece Cuma Cumartesi yapılan düğünler hafta ortasından başlar hâle ulaştı. Bu da yetmezmiş gibi özellikle hafta sonları davet edildiğimiz düğünlerin sayısı üçten aşağı düşmez oldu. Üstelikte böyle fazla düğün yapılan gecelerde düğün mekânları arasında onlarca kilometre oluyor.
Doğal olarak birinden diğerine gitmek çoğu zaman mümkün olmuyor. Mümkün olmayınca da gidemediğimiz düğün sahibine mahcup oluyoruz.
Gençler evlenmesin mi? Tabi ki evlensinler. Ancak bu işleme yeni yöntemler getirerek , tören- tebrik kısmına yeni açılımlar getirmekte fayda var diye düşünmeye başladım. Sonunda da fazla düşünmek iyi değil deyip sosyal medyadaki sayfamda aşağıdaki iletiyi paylaştım:
“Kanaatimce düğün davetiyelerinin altına bir banka hesap numarası konması uygundur. Maksat sosyal dayanışma değil mi? Böyle olunca yorulmadan vakit harcamadan yeni evlilere gerekli katkı yapılabilir. Hafta sonunu isteyen de başka türlü değerlendirebilir”
Bu iletiye kısa zamanda, beğeni kısmı tıklanarak çok sayıda destek geldi. İnsanlar gerçekten de düğün düğün dolaşmaktan usanmıştı. Ünlü bankacılarımızdan değişik kolaylaştırıcı yaklaşımlar ve öneriler gelmeye başladı.
Tabii olaya şaka yollu takılanlar da yok değildi. Örneğin teklif ettiğim uygulamanın geriye dönük, önceden yapılmış düğünler içinde geçerli olmasını teklif edenler de vardı, hesap numaralarını verenlerde…
Ne vaki olayla ciddi ilgilenenler çoğunluktaydı. Vatandaşın yaptığı yorumlar tasnif edildiğinde üç guruba ayrıldığını fark ettim. İlk grup destek veren hatta öneriyi geliştirenlerden oluşuyordu:
Nazlı Pınardan Yilmabaşar: “Ben katılıyorum Bülent Bey. Gerçekten bu uygulanmalı çünkü zaten tebrikte saatlerce sıra bekleyerek tebrik edip ayrılıyorsun diğer düğünleri yetiştirebilmek için…”
Kani Kanol: “Ben de her sıkıştığımda bu öneriyi yapıyorum. Ancak pratikte çalışmayacak bir öneri olduğunu da biliyorum. Belki daha doğru olan, şimdilerde yaygınlaşmaya başlayan sınırlı akraba, dost ve arkadaşlarla yapılan yemekli düğünlerdir.”
Erhan Arikli: “Vallaha tuttum bu teklifi…”
Kadri Angın: “Düğünlere belirli sayıda insan seçilip davet edilirse bu sorun çözülür. Yalnız bizde yanlış bir anlayış var. Bütün Kıbrıs’ı gezip davetiye dağıtıyoruz. Bir de kalabalık olsun kuyruk oluşsun. Bir günde 4 davetiye gelirse Lefkoşa, Serdarlı, Pile, Yeni Boğaziçi her birinde yüzlerce kişilik kuyruk. Hade yetişin bakalım.”
Niyazi Ergülen: “Eskiden düğünler sosyal yapılıyordu günümüzde ticarete dönüştürüldü maalesef”
Enver Öztürk: “Benim önerim; cep telefonu şirketleri ile anlaşıp davetiyeye bir mesaj numarası yazsınlar, o numaraya 20 yaz 20-TL, 50 yaz 50-TL, 100 yaz 100-TL … Böylece havale masrafı da olmaz”
İkinci grubumuz ikilemde kalanlardan oluşuyordu:
Ahmet Barışsal: “Çok doğru amma orda olmak gerekmez mi? Bir güzel Kıbrıslılığımız kaldı onu da bozmayalım sayın doktorum. İyi günler”
Taşkın Serden: “Napacan doktorum, elden bir şey gelmez. Bu konuda galiba herkes muzdarip. Bizi biz yapan hasletlerimizden biri, kültürümüzün bir parçası. Boş ver, iyi de oluyor, eşi dostu hısım akrabayı görüp hoş beş etme fırsatı olarak değerlendir.(Bazılarının milletvekili olmak için de değerlendirdiği rivayet edilir)”
Ve tabii son grubu benim fikrime itiraz edenler oluşturuyordu:
Gülten Karanfiloğlu: “Olayın manevi tarafının düşünülmesi gerektiği kanaatindeyim. Sosyal dayanışma için yapılıyor ama bunun adı maddi değil bana göre. Yani eğer maksat düğüne gitmek kişiler için para vermekse zaten her türlü verebilirsiniz.”
İbrahim Gürsel: : “Öyle şey olmaz. Güzel gelenektir. Devam etmelidir”
Barbaros Şansal: “Ben de davetimde SOS çocuk Köyü ya da kanser hastaları derneğine bağışta bulunun dedim Hediye getirmeyin diye belirttim , Sağ olsunlar dinlediler. Hediye falan gelemdi ama bir kişi SOS e bağışcıg yapmıştı o da TC liydi. Yani Kıbrıs’ta kimse havale parası ödemez”
Emir Abdurrahman Bulut: “O zaman daha A sosyalin A sosyali oluruz… Düğüne gideni illa da para ile bağdaştırmamalı!!”
Belli ki benim önerim bir süre daha tartışılacak. Bu tartışıla dururken, ülkemizde çok sayıda “düğün mevsimi” gelip geçecek. Bakalım insanlara alternatif sunumlu ilk düğün davetiyesini hangi çift başlatacak? Daha da önemlisi halkımız buna ne kadar itibar edecek? Hepsini zaman gösterecek.
ANLAYAMADIKLARIM: Rio 2016 olimpiyatlarında canlı yayınlarda TRT spikerlerinı anlayamadım. Çoğu branşların kurallarından bir haber olmalarını bir kenara bırakın, Türkiye sporcularının müsabakaları öncesi ve sonrası yapılan övgülerin sonrasında gelen mağlubiyetlerde uydurdukları mazeretleri de nasıl bulduklarını hiç anlayamadım.
