İki yıl önceydi.
Bölgenin belediye başkanından işitmiştik.
Dağların içinde ölçüm yapan mühendisleri görmüşler, merak edip sormuşlar, “yeni yol projesinin ön araştırması” cevabı almışlar.
Belediye Başkanı, dönemim Ulaştırma Bakanı’nı aramış.
“Henüz belli değil” yanıtı almış.
Muhabirlerimiz, dönemin büyükelçisine ulaşmış, “neler planlanıyor” diye sormuştu.
Büyükelçi de anlatmıştı;
Değirmenlik’ten Arapköy’e olan güzergahtaki yolun içerdiği tehlikelerden bahsetmiş ve o yolun sadece iş araçlarına tahsis edilip, diğer trafiğin yer altından, yani dağ altından geçirilmesi gibi bir düşüncenin olduğunu söylemişti. Yapılanlar da bu düşüncenin hayata geçip geçmeyeceğini belirleyecek olan fizibilite çalışmalarıydı.
Anlayacağınız Değirmenlik altından girecek ve Arapköy-Acapulco kavşağının oradan çıkacak bir tünel inşasıydı sözkonusu olan.
Yaklaşık 4 kilometre uzunluğunda, çift gidiş-geliş ve Ercan Havaalanından çıkacak bir aracı yaklaşık 12 dakikada Arapköy-Acapulco kavşağına ulaştıracak bir tünel.
Şimdi ölüm yoluna dönüşen ve son olarak da 3 öğrencimizi katleden dağ yoluna alternatif bir çözüm.
***
Bu haber Havadis gazetesinde yayınlandı.
Çalışmanın henüz fizibilite aşamasında olduğu özellikle vurgulandı.
Fakat ben dahil hepimizi hayrete düşüren tepkiler ortaya kondu.
Böylesi bir tünelin çevre açısından yıkıma yol açacağı gibi dehşetengiz eleştirilerden tutun da otantik yapımızı bozacağına dair tutucu yorumlara ve ötesinde “onlar kullanacak, bizim böyle bir tünele ihtiyacımız yoktur” şeklinde ırkçılık kokan suçlamalara kadar iş vardırıldı.
Sonra konu gündemden düştü.
Unutuldu gitti.
Anlaşılan fizibilite raporları olumlu çıkmamış olacak ki insanlarımızın katili olan dağ yolunun genişletilmesi planlandı.
İlgili bakanın verdiği bilgiye göre de bu plan için ihaleye çıkılacak.
***
Kıbrıs Türkünün en büyük sorunu nedir bilir misiniz?
Kıbrıs Türkü kendini öldüren, adeta yok etmeye aday sorunlarını bile çözemeyecek durumdadır.
Sorun çözme yeteneğini kaybetmiştir.
İnsanlar, yüz bin yıldır bir araya gelip, topluluk oluşturup sorunlarını çöze çöze bugünlere ulaştılar ama Kıbrıs Türkü tam da bunun tersini yapıyor bu günlerde.
Yıllardır konuştuğumuz, tartıştığımız sorunlara bir bakınız.
Tümü de çözmediğimiz-çözemediğimiz konuların toplamıdır.
3 insanımızı verdiğimiz dağ yolu sorunu da öyle.
Şimdi kaza üzerinden yapılan eylemler ve grevlerle gündemdedir ama o yolda nice büyük kazalar ve ölümler yaşandığını çok çabuk unutmuştuk.
O yolu kullandığımızda “olacak iş değil, bu yol tam bir ölüm tuzağıdır” diye kendi kendimize mırıldanırız ama sonra unutur gideriz.
Ta ki yeni canlar gidinceye kadar.
***
Sendikal Platform, dün basın toplantısı yaptı ve önümüzdeki hafta gerçekleştireceği eylemlerin şeklini ve tarihini açıkladı.
Yine bilindik şekilde grev ve protesto yürüyüşü yapacaklar.
İsterdim ki kazanın olduğu yerde de binlerce insanı toplasınlar ve “tamir çalışmaları başladığı ana kadar bu yolu kapatıyoruz” desinler.
Hükümet edenleri hızlı bir şekilde sorunu çözmeye zorlasınlar.
Ya da hükümetin memleketi darmadağın eden bu durum karşısında hızlı bir şekilde hareket edip yolla ilgili tamir çalışmalarını başlatmasını beklerdim.
Boşuna bekliyorum galiba.
***
İpe sapa gelmez gerekçeler sıralayıp da “çözüm olursa yok olacağız” diyenler var ya, esas bundan korksunlar.
Kıbrıs Türkünün sorunlarını çözme yeteneğini kaybetmesinden.
Bu gidişle çözüm olsa da olmasa da yok olacağız…
