Çocuklar - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Çocuklar

Bedia Balses

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

 


KHALIL GIBRAN

 

HATIRLATMA!

HANGİ YÜZLE 23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMINI KUTLAYACAĞIZ?

22 April 2012 at 22:46

 

Yarın 23 Nisan Çocuk Bayramı. Herkes kaç gündür bu kutlamalara başlamış bile. Cicili bicili elbiseler alınmış. Ayakkabılar, çoraplar, kurdeleler çoktan hazırlanmış. Fotoğraf makineleri, kameralar ortaya çıkarılmış. Anneler, babalar çocuklarını seyretmek üzere yarın stadyumlardaki yerlerini alacaklar. Çocukların ne kadar önemli olduğu vurgulanacak. Günün çocuklara ait olduğu, geleceğin çocukların elinde olduğu anlatılacak, büyük büyük koltuklara oturacak yavrucaklar ve gün bitince herkes evine çekilecek.

Sapsarı saçları ve içimizi delen bakışları ile küçük Mustafa da çocuk değil miydi? Bu ülkede yaşayan bir çocuk. Bizim çocuklarımız kadar çocuk olmayı hakeden bir çocuk. 23 Nisan Çocuk Bayramını Mustafa Kemal’in armağan ettiği çocuklardan değil miydi Mustafa. Kaç tane çocuk olmayan Mustafa var sırada bekleyen. Arkadaşım Mehmet Gündüz küçük Mustafa üzerine en anlamlı tepkiyi vermişti geçen hafta. İnsanın vicdanını sızlatan sorusuyla:

“HANGİ YÜZLE 23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMINI KUTLAYACAĞIZ?”

diyerek isyan etmişti. Bir babanın, bir annenin 23 Nisan’da çocuğunu heyecanla seyretmeye hazırlanan insanların midesi mi kalır bu günleri kutlama olarak görmeye. “BİR DÜNYA BIRAKALIM BİZ ÇOCUKLARA ISLANMIŞ OLMASIN GÖZYAŞLARIYLA” diye şarkılar söylerken çocuklar, insanlığından utanmaz mı?

 

Hani “MESERRET ÇOCUKLARIN YALNIZ ÇOCUKLARIN PAYI”YDI?

Ülkemizde güzeller güzeli çocuklar öldürülür, cansız bedenleri çöplüklerde bulunurken, bu vahşeti barındıran bir nufüs yapısı ve devlet politikası ile hangi yüzle kutlayacağız yarın 23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMINI?

 

BU ÜLKEDE GÜZEL ŞEYELER DE OLUYOR

 

Lefkoşa Belediye Tiyatrosu ve Lefkoşa Belediye Orkestrası’nın ortak yapımı “Bozan Oratoryosu”, dün akşam, Kadın Sığınma Evi yararına sahnelendi.

 

Lefkoşa Belediye Tiyatrosu ve Lefkoşa Belediye Orkestrası’nın ortak yapımı “Bozan Oratoryosu” Kadın Sığınma Evi yararına sahnelendi. Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB)’den yapılan açıklamaya göre oratoryo, Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde yer aldı. Oratoryoyu izleyen LTB Başkanı Mehmet Harmancı,  Bozan Oratoryosu’nu sanatseverlerle buluşturduğu için şef Oskay Hoca’ya, Lefkoşa Belediye Orkestrası müzisyenlerine ve Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’ndan emek koyan tüm sanatçılara teşekkür etti.

 

LTB Kadın Sığınma Evi’nin Kasım 2016’dan itibaren şiddete uğramış kadınlara ve çocuklarına hizmet verdiğini kaydeden Harmancı, Sığınma Evi’nde şu anda 8 kadın, 10 çocuk  olduğunu ve ülkenin farklı noktalarından sayısız müracaatlar aldıklarını belirtti.

Devlet ve toplumun  kadına karşı şidette yönelik önlem alması gerektiğini kaydeden

 

Harmancı, şöyle konuştu:

“Daha bugün, daha dün sokak ortasında güpe gündüz gözler önünde iki kadın öldürüldü. Hiç mi yürekleri sızlamıyor bu insanların, hiç mi bu bıçak darbelerinden biraz da kendilerine hissetmiyorlar, nasıl bu cenazeleri kaldırıp da, nasıl bu cinayetleri önlemiyorlar? Usanmadık mı artık cenazemizi kaldıran siyasetcçlerden? Cenaze kaldırmak dışında bir şey yapmayanları değil de cinayetleri önlemek için çalışacak, çaba gösterecek kişilere toplumumuzun ihtiyacı vardır. Hangi televizyon kanallarının onlarca erkek egemen dizilerine bizleri kaç zaman daha tutsak edecekler?”

LTB’nin Sığınma Evi’nde olabilecek en iyi şekilde barınma, hukuki konularda destek, kadın ve çocuklara yönelik psikolojik destek, çocuklara kreş, etüd merkezi ayarlanması ve iş bulma da dahil bir çok konuda hizmet verildiğini anlatan Harmancı, “Ne mutlu ki bugün buraya geldiniz ve katkılarınızla LTB Kadın Sığınma Evi’nin daha iyi hizmet verebilmesine, sürdürülebilir olmasına bir kez daha ortak oldunuz” diye konuştu.

 

Kuzey Kıbrıs’ta sosyal devlet tanımının içinin boş olduğunu ifade eden Harmancı, sosyal hizmetlere bütçede ayırılan payın yetersiz olduğunu ve devlet olanaklarının pervasızca kullanıldığını söyledi.

LTB Başkanı Harmancı, “birileri zevk-i sefa yaşayacaki birileri ise her gün sokaklarda erkek egemen zihniyet yüzünden ölecek, öldürülecek ve devleti yönetenler bundan hiç rahatsızlık duymayacak, görmeyecek ,hareket etmeyecek. Bize cenaze kaldıranlar değil, cinayet önleyenler gerekiyor” dedi.

 

ERSOY

Sanatçı Yaşar Ersoy ise Başkan Harmancı’nın söylediği her şeye yüreği ve aklıyla katıldığını ifade ederek, bir kültür-sanat insanı olarak altına imzasını atmak istediğini kaydetti.

Koordinatör olarak bu işte katkıları olan Can Sözer’e de teşekkür eden Ersoy, şairlerin müzikler eşliğinde her şeyi anlattığını vurguladı. Sevdanın ve kavganın nasıl yürüdüğünü anlatmaya çalıştıklarını kaydeden Ersoy, şef Oskay Hoca  ile birlikte çiçekleri ölen iki kadın adına sahneye koymak istediğini belirterek çiçekleri sahneye bıraktı. Ersoy, “Alkışlarınız LTB Kadın Sığınma Evi ve ölen iki kadın için olsun” dedi.

—————————————————————————————————————————-

ZAMANA KAZILI SATIRLAR

 

Eril sistemin yönetim algılayışı içerisinde neden samimiyet yok? Yıllık bütçe hazırlanırken kadınların korunması için gerekli kurumlar ve şiddeti önleme merkezleri için halen kaynak ayrılmadığını, adım atılmadığını sorgulayan yine yok! Günü kurtaran açıklamalarla zaten bir diğeri yaşanana kadar bunu da unutacağız göreceksiniz.

Tekrar hatırlatmak gerek ki yaratılan heteroseksist düzen, cinsiyetçilik ve şiddet illeti hepimizin sorunu. Kendimizi soyutladığımız dışardan gelenlerin sorunu gibi gördüğümüz bu yaşananlar ve dehşet içinde izlediğimiz kadınlar aslında kim biliyor musunuz? Hani abisi, erkek kardeşi mahalle meydanında takılırken arkadaşları ile dışarda sabahlayabilirken eline toz bezi tut edip mop verip “büyüdün artık anneye yardımcı ol” diye ev işçisi rolüne hazırladığımız kadınlar. Okulda flört ediyor elini tuttular diye erkeğin ailesini okula çağırıp “senin oğlan da çok çapkın, canlar yakacak” diye yücelttiğimiz korunması gereken eşyalaştırdığımız tarafın ailesine de  “kızınıza çeki düzen verin” dediğimiz kızlar bunlar. Bizim cinsiyetçi yetiştirmemiz, duvarlar arkasına koyup sosyal şiddet uygulayarak yaşamı ve dünayayı öğrenmelerine engel olduğumuz bu kızlar büyümüş işte.. Bizim besleyip büyüttüğümüz cinsiyetçiliğimiz ve nefretimiz öldürüyor onları. Bu gerçeği görmekten ve devletin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini anlamaktan neden kaçıyorsunuz ki?

 

Kısa Not: Yazı 5 duyu organına hitaben yazılmıştır!

BARIŞ BAŞEL

www.barısbasel.com sitesinden alınmıştır.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar