İşte Carlos'un bilmediğiniz yönleri…
Carlos Martin, 'Yağmurdan Kaçarken' dizisinde ilk oyunculuk deneyimini Carlos Yılmaz karakteriyle yaşamaya başladı. Son sekiz yıldır sık sık tatil ve modellik için Türkiye'ye gelen İspanyol oyuncu, Türkiye'yi bu kez yerleşik olarak keşfediyor ve alışmaya çalışıyor…
'Baharat düşkünüyüm'
"Ben yemek balık ve sebze seviyorum. Aynı zamanda baharata da düşkünüm. Bu yüzden sizin yemeklerinizi çok seviyorum. Baklavadan hoşlanıyorum ama çok tatlı geldiği için fazla yiyemiyorum. Bir parça ya da en fazla iki parça." (Ona Türkiye'de onun gibi kasları olanlara baklava karınlı denilmesine 'Bu çok komik bir benzetme, bu baklavalar yenmiyor" diyor.)
'Rakı çok tatlı, ben votkacıyım'
"Rakı da denedim. Çok tatlı bir içki. Ben tatlı içeceklerden hoşlanmıyorum. Votka ve bira adamıyım. İspanya'da da rakıya benzer bir içeceğimiz var ismi anis. Ondan da hoşlandığımı söyleyemem. Sanırım yemekte de içkide de çok fazla tatlıya gelemiyorum."
'Günde 3-4 saat spor yapıyorum'
"Günde 3-4 saatimi spora ayırıyorum, bunun bir saati ağırlık kaldırma oluyor. Diğer iki üç saati koşu ya da bisiklet. Türkiye'de özellikle şehir dışında bir yerde ev kiraladım. Ormanın içinde rahatlıkla koşabiliyorum. Ama son bir aydır dizi yeni başladığı için set yoğunluğu nedeniyle hiçbir şey yapamadım."
'Kahvaltı yapmam, çay içerim'
"Hiç diyet programı uygulamadım. Değişik yemekler denemeyi de seviyorum. Herkes günün en önemli öğünün kahvaltı olduğunu söylese de ben kahvaltı yapmıyorum. Çayla geçiştiriyorum. Öğlen de doyurucu bir yemek yiyorum. Akşam yemeğini de çok geçe bırakmıyorum."
'Durulabilirim ama henüz değil'
"Sadece anı yaşamaktan hoşlanırım. Son 8 yıldır hep seyahat halindeyim, şimdiki durağım da Türkiye, burada hem yaşamaktan hem çalışmaktan zevk alıyorum. Ama bavulum hep kenarda hazırdır. Seyahatlerimi sürdürmek istiyorum. Bir gün belki yerleşik bir hayata geçerim ama henüz değil."
'Dizideki Carlos çapkın, ben değil'
"Carlos Yılmaz da benim gibi biraz rahatına düşkün bir adam. Ama çapkın bir adam, benden farklı olarak. (Gülüyor). İspanyol bir baba ve Türk bir annenin oğlu. Fotoğrafçılık yapıyor, hayatına bir sürü kadın girip çıkıyor. Bunu sanırım doğru kadına rastlamadığı için yapıyor ve sonra İdil ile karşılaşıp deli dolu bir gün geçiriyor ve ondan çok etkileniyor.
Bu diziye kadar hayatımda hiç oyunculuk dersi almadım. Bu rolü içimden geldiği gibi oynuyorum ve kendimi rol yaparken çok iyi hissediyorum."
'Türkçe öğrenmek hiç kolay değil'
"Türkçe öğrenmeye başladım. özel ders alıyorum, haftada birkaç gün ikişer saat çalışıyoruz. Dizideki ekip arkadaşlarımdan da öğrenmeye çalışıyorum. Çünkü birkaçı dışında Türkçe konuşamadığım için hep vücut diliyle anlaşmak zorunda kalıyorum. Türkçe'de gırtlaktan gelen çok ses var ve bunları çıkarmak gerçekten zor, ama öğrenmekte kararlıyım ."
'Sahil mekanlarını seviyorum'
"Oturduğum yerde trafik yok. Kalabalık bir semtte yaşayamazdım, arabalar, binalar, çok insan… Gittiğim mekanlar Bebek ve sahil bölgelerindeki yerler. Genellikle açık havada olmayı seviyorum. Kapalı barlardan çok hoşlandığımı söyleyemem. Kapalı mekanda duracaksam evimde oturmayı seçiyorum. "
'Tarihi romanlardan hoşlanırım'
"Tarihi romanlardan hoşlanırım. Film tercihim de Forrest Gump gibi yapıtlar. House müzik seven bir adamım daha çok şu sıralar Brit pop ve rock çok dinliyorum. Klasik de beni iyi hissettirir çok zaman. Müzik çok önemlidir benim için ama şarkıcıların ve şarkıların adlarını hiç hatırlayamam."
'Kız arkadaşımla burada tanıştım'
"Altı aydır bir ilişkim var. Aslında onunla Türkiye'de tanıştık ve ilişkimiz güzel gidiyor. Kız arkadaşım Amerikalı bir model. Bir süredir modelliğe ara verdi."
'Hayattaki tek planım yaşamak'
"Planlarım hep kısa vadelidir. Gerçekten hiçbir zaman uzun vadeli planlar yapan bir adam olmadım, sanırım olamayacağım da… Bir ev al, taksitlere gir, önündeki 30 yılı orada geçireceğini kesinleştiren bir şeyler yap. Bunlar gerçekten hiç bana göre değil. Planlardan hoşlanmam. Benim tek planım yaşamak."
