Çağrı “Hep Birlikte Kalkın…” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Çağrı “Hep Birlikte Kalkın…”

Ahmet OkanAhmet Okan

Birinci dünya savaşı arifesinde Fransız devrimciler arasında görüş farklılıkları başlar.

Enternasyonalizmi savunanlar, diğer Avrupa ülkelerinin işçi sınıfları ile savaşa karşı barışı savunurlar.


Sosyalistlerin büyük çoğunluğu ulusal değerleri ön planda tutup, vatanları Fransa’yı Almanlardan korumak için adeta barış fikrini ertelerler!

Olay gerçekçilik akımının örneklerinden olan bir romanda geçer.

Roman kahramanı Jacques barış fikrinde diretir.

Ona göre Fransız devrimcilerle diğer ülke devrimcileri, aydınları, sosyalistleri birleşerek savaşa karşı durmalıdır.

Ancak savaş koşulları oluştuğundan Jacques neredeyse yalnız kalır.

Buna rağmen kararlıdır, bir şeyler yapılmalıdır…

Neticede savaşın gürültüsü işitilir, herkes askere gider sosyalistler de dahil.

Artık Avrupa ülkelerinin aydınları, sosyalistleri ve devrimcileri birbirlerine silah tutacaklardır!

Jacques hariç.

Hâlâ içinde bir umut vardır.

Eğer bir bildiri kaleme alınır ve bunlar Fransız ve Alman halklarına dağıtılırsa belki bir kıpırdama olur,

Fransız ve Alman işçi sınıfı birleşir ve savaşa karşı eylemlere başlanırsa belki bir umut doğabilir…

Bu düşünü gerçekleştirmek için genç devrimci coşku dolu sözlerle bir bildiri kaleme alır. Bildirinin çağrı bölümü şöyle:

“Hep birlikte kalkın, savaşa karşı çıkmak için! Devletleri derhal barış yapmaya zorlamak için! Hep birlikte kalkın, yarın güneşin ilk ışıklarıyla…”

Yoldaşlarından biri pilottur.

Pilotu bildirilerin uçakla havadan dağıtılması konusunda ikna eden Jacques, o anı beklemektedir.

Öte yandan birlikler cepheye dağılmış eller tetiktedir.

Alman ve Fransız askerlerinin karşı karşıya gelmesi an meselesi…

O atmosfer içinde bir plan hazırlanır ve bu çerçevede Jacques ile pilot yoldaşı bildirileri dağıtmak üzere havalanırlar.

Alman sınırına yakın bir bölgeye geldikleri an uçak arızalanır, büyük bir talihsizlik sonucu yere çakılır.

Uçak Fransız birliklerinin olduğu bölgeye düşer, pilot ölür, Jacques’in bacakları kopacak gibi yaralar alır, vücudunun çeşitli yerleri feci şekilde ezilir, dili şişer konuşamaz.

Fransız birliğinden askerler Jacques’i alırlar; sorgularlar; ancak yarı ölü durumundaki genç devrimciden tek kelime çıkmaz, gözlerini ara sıra açabilir; gördüğü her şey bulanıktır.

Bu arada uzaklardan top sesleri gelmeye başlayınca askerler arasında panik başlar.

Jacques, Fransız birliğinin askerleri tarafından kötü durumuna bakılmaksızın sedye ile bir oraya bir buraya taşınır ancak askerler onu taşımaktan bıkmışlardır.

Birçoğu da casus olduğuna kanaat getirmiştir zaten.

An gelir onu o savaş gürültüsü ve paniğinin içinde bırakırlar.

Fransız birliğinin sorumlularından bir jandarma Jacques’in başında durur ne yapacağını bilemez halde.

Panik anının yükseldiği, herkesin kaçıştığı bir anda jandarmaya bir başka asker “İyi bir mal sanki senin bu casus! İşini bitir budala! Sonra tüymene bak. Bir fare gibi yakalanmak istemiyorsan!” diye çıkışır.

Asker, o ana kadar karıncayı incitmemiştir.

İkide kalır.

Yakalansın mı, öldürsün mü?

Tabancasını genç devrimcinin başına dayar.

Tetiği çeksin mi çekmesin mi!

Bütün vücudu dayanılmaz sızılara gömülmüş olan Jacques için her şey hâlâ bulanıktır.

Sevdiği kadın bile.

Sonuçta asker canını kurtarmak için, kendi kendini cesaretlendirerek,

“Pis herif… Pis herif…” diye bağırır ve tetiği oracıkta genç devrimcinin kafasına çekerek yapmış olduğu cinayetten uzaklaşır…

Savaşa karşı yazılmış barış ve birleşme çağrısından “iki taraf”ın da haberi olmaz…

“Hep birlikte kalkın, yarın güneşin ilk ışıklarıyla…”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar