Büyük Uzlaşı Veya Büyük Kırılma - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Büyük Uzlaşı Veya Büyük Kırılma

Erdoğan ÖzbalıkçıErdoğan Özbalıkçı

11 Nisan’da, dış güçlerin baskısıyla, iki toplum lideri yeniden masaya oturtuldu.

Üç saate yakın süren görüşmeden sonra, yapılan açıklamalardan yeni sürecin planlandığı açıklaması yapıldı.


Her iki tarafın liderlerinin görüşme sonrası mutlu tablo çizmemeleri ve birlikte açıklama yapmaktan kaçınmaları, toplantı sırasında, BM tarafından ciddi şekilde uyarıldıklarını göstermektedir.

Kıbrıs’ta artık tarafların oyalama yoluyla sorunu süründürme dönemi sona erdi.

Ülke içerisinde yaratılacak küçük krizlerle sorunu oyalamak, uzatmak artık mümkün değildir.

Özellikle Temmuz ayında Rum tarafının tek taraflı olarak, gaz araması çalışmalarında kazı aşamasına geçmeyi planlaması, krizin çok tehlikeli noktalara, çatışmaya kadar olacak bir aşamaya geçebileceğinin de habercisidir.

Türkiye, son 2 yıldır, dış sorunlarda PASİF İZLEYİCİ pozisyonunu terk ederek, DOĞRUDAN MÜDAHALECİ bir pozisyona geçmiştir.

Kıbrıs Sorunu bitmeden, Rum tarafının, Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını dikkate almadan, Doğu Akdeniz’de gaz kazılarına başlaması durumunda, Türkiye’nin bu adımları PASİF İZLEYİCİ pozisyonunda takip etmesini kimse beklememelidir.

Akıncı’n ın toplantı sonrasında, sık sık KAZI ÇALIŞMALARININ POTANSİYEL TEHLİKESİNDEN  bahsetmesi, bu kırılmanın yaşanabileceğini iyi bilmesinden kaynaklanmaktadır.

Rum tarafında, mevcut krizin aşılmasında, AKEL genel Sekreteri Andros Kipriyanu tarihsel bir rol oynamıştı.

Andros, tarihte nerdeyse ilk kez, DİSİ ile işbirliği içerisinde, HAYIRCI CEPHE’nin oyununu bozarak, toplumlararası görüşmelerin yeniden başlamasının baş mimarlarından biri olmuştur.

AKEL’e bu yeni süreçte de önemli görevler düşmektedir.

AKEL ve DİSİ, halklarına, Kıbrıs’ta kısa bir sürede, çözüm olmaması durumunda, Kıbrıs Sorununun, Orta Doğu Bataklığının bir parçası olabileceğini anlatmalıdırlar.

Kıbrıs Türk tarafına gelince, yangın başlayınca, hangi evin yanacağını kimse belirleyemez.

Çıkacak bir çatışma ortamında herkesin zarar göreceği kesindir.

Taraflar, mümkün olduğunca fazla çıkar sağlama yerine, artık karşı tarafı en erken zamanda ikna edebilmek için, en fazla NE VEREBİLECEKLERİNİN hesabını çıkartacak bir süreç içerisine girmelidirler.

Liderlerin önünde, Temmuz ayına kadar olan kısa bir süre vardır.Bu kısa süre , uzlaşıcı adımlarla değerlendirilirse, Kıbrıs sorununda mutlu sona ulaşılabilir.

Bu kısa sürede, eski politikalarda ısrar ise, Kıbrıs’ta daha şiddetli kırılmalara ve çatışmalara yol açar.

BM nin eski izleyici pozisyonundan, müdahaleci pozisyonuna geçmesi  gerekmektedir.

Her iki taraf da boğucu takvim istememektedir.Ancak Temmuz ayı, görüşme takviminin  sonu olacak gibidir.

BM, temmuz ayına kadar olan süreçte, taraflara yeni fikirler EMPOZE ETME yoluna gitmezse, su destisi, su yolunda kırılacak demektir.

Bu üç aylık süreçte, Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve Amerika’nın bölgede oynayacakları rol da çok önemlidir.

Bu ülkelerden özellikle Amerika’nın bölgesel çıkarları, Kıbrıs sorununu  çözümünden yanadır. Bu nedenle Temmuza kadar olan süreçte, Amerika’nın gizli müdahaleleri kaçınılmazdır.

Büyük uzlaşı veya büyük kırılma kapıdadır.Üçüncü bir ara yol kalmamıştır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar