Borçlar çıktıkça çıkıyor... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Borçlar çıktıkça çıkıyor…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Başbakan’ın tüm gecikmiş borçları ödedik açıklamasına tepkiler gelmeye devam ediyor.

Dün Birikim Özgür iki örnek verdi.


Biri müteahhitlerin devletten alacaklarını alamadıkları ve zora girdikleri konusu…

Diğeri ek mesailer…

Bu arada bir okurum aradı.

O da iki örnek verdi.

Biri, Güzelyurt-Lefke yolunun inşası için ağaç kestirmişler, o işin bedeli.

Toplamı 1 milyon 700 bin lira civarındaymış, 3-4 yıl geçmiş, hala ödenmemişler.

Yine bu yol için yapılan istimlak bedelleri de hala ödenmemiş…

Ne dedi Başbakan, “geçmişten kalan ne varsa ödedik”…

Bu da epey bir geçmişten kalan borç.

Var mı bir yanıt…

Daha neler çıkacak bakalım…

_______________________________________________________________________________

Yıkımlarda  Görünmeyen Tehlike…

İstanbul’da “kentsel dönüşüm” adı altında tüm eski yapılar bir bir yıkılırken, ortaya bir sorun çıktı. Binalarda yıllarca biriken zararlı maddelerin havaya karışmasıyla, başta akciğer kanseri, diğer solunum yolları hastalıkları ve enfeksiyonların arttığı belirlendi.

Türkiye’de Kimya Mühendisleri Odası, binaların içinde bizim fark etmediğimiz; radyasyon, karbonmonoksit, radon gazı, kükürtdioksitler, mikroorganizmalar, asbest, sigara dumanı, formaldehit, haşereler, azot oksitleri gibi kirleticiler ve kimyasal zararlılar olduğunu söylüyor.

Kentsel dönüşüm yıkımları esnasında, söz konusu olan binaların dışarı aktaracağı tüm bu zararlıları da hesaba katarak önlem almak gerektiğini vurguluyorlar.

En büyük tehlikenin de, asbest temizlenmeden kontrolsüzce yapılan yıkımlar ve asbestli malzemelerin güvenli olarak lisanslı tesislere gönderilmeyip, çöplüklere ve dere kıyılarına boşaltılması olduğunu belirtiyorlar…

Düşünsenize, o eski binaların içindeki küf mantarları ve giderler içindeki tüm mikroplar da havaya karıştı.

Ayrıca, geçmişte bizde de sıklıkla kullanılan asbestli borular ve çatılar da açığa çıktı.

Uzmanlar, yıkımların önce binalar ilaçlandıktan sonra yapılması gerektiğini savunuyor.

Yıkım öncesinde asbest kontrolu yapılması, asbestli binaların özel denetimli bir şekilde yıkılması gerekiyor.

Sonra bu atıkların açık çöp alanlarına, dere yataklarına değil, kontrollu alanlara götürülmesi şart.  Şimdi biz de özellikle Girne ve Lefkoşa’da benzer bir kitlesel yıkımla karşı karşıyayız.

Her gün bir kaç bina yıkımı var. Onun ardından, boş arazilere, dere yataklarına dökülen inşaat artıkları yığınlar halinde açıkta duruyor…

Acaba diyorum, özellikle çocuklarda çok sık görülmeye başlanan hastalıkların sebebi de bu olabilir mi. Sonuçta kamu sağlığını tehdit eden bir durum.

Ve safça soruyorum, buna hiç kafa yoran bir makam oldu mu..?

 ________________________________________________________________________

Yerin Kulağı Var

AĞUSTOS’DA TAKILACAKTI:

İlçelere takılacak mobese kameralar unutuldu gitti. İçişleri Bakanı Kutlu Evren Ekim 2016’da, proje çalışmaları yapılan MOBESE kameraların, altyapının daha uygun olduğu Lefkoşa ve Girne’de en geç Şubat ayında devreye gireceğini açıklamıştı. O tarihin üzerinden 6 ay geçti ama ne kamera var, ne de kameracık. Daha sonra İçişleri Müsteşarı Gürkan Kara, sekizyüz kameranın en geç Ağustos ayında öncelikle Lefkoşa ve Girne’ye takılacağını söyledi bana. Ağustos’u yarıladık ama, hala kameralardan eser yok. Bırakın kameraları, alt yapı çalışması bile yapılmadı…

BİR MUSİBET BİN NASİHATTEN İYİDİR:

Kontenjanların boş kalması Türkiye2de de, burada da tartışılıyor. Bazı uzmanlar, bu durumun üniversitelerin ihtiyaçlara ve yeni mesleklere yönelerek  kendilerini dönüştürmesini sağlayacağını söylüyorlar. Gerçekten de durum böyle giderse, paralı üniversiteler için tehlike çanları çalıyor demektir. Tek odak noktaları daha fazla öğrenci almak olunca, hayatın, ekonominin ve ülkenin gerçekleriyle tokuştular. Ya dönüşümü yapacaklar, ya kapanacaklar. Kapanmalarının KKTC ekonomisine getireceği yıkım tartışılmaz bir gerçek. O halde şimdiden adı var kendi yok YÖDAK acil bir çalışma başlatmalı diye düşünürüm…

HANİ KANITI:

Bak yine aynı şey. Dedik ya, Avrupa’da paniğe sebep olan bit ilacı KKTC’de serbestmiş… Tarım Dairesi açıklama yapıyor, “Bizde bu ilaç kanatlı hayvanlarda kullanılmaz, kedi köpekte kullanılır”. E zahmet edip bir analiz ettirseydiniz de ona göre açıklama yapsaydınız. Tahlil sonuçlarını yayınlasaydınız mesela. En azından açıklama yapmak için laboratuvarınız çalışıncaya kadar bekleseydiniz. Belki sizin haberiniz yok da kullanan var. Bilimsellikten uzak, kafaya göre bir sağlık, bir tarım sistemi. Ne söylereseniz söyleyin, inandırıcılığınız kalmadı…

TENCERE DİBİN KARA: :

Eski başbakan ve CTP milletvekili Soyer hükümeti eleştirerek, “sanki kendileri uzayda yaşıyor ve halk da 50 ışık yılı ötesinde bir varlıkmış gibi davranmaktadırlar. Böyle bir hükümet hangi saygıyı veya bulunduğu pozisyon gereğince hangi hürmeti beklemektedir” diye sordu. İyi de son 10 yılda iktidar koltuğunda en çok sizin partiniz oturdu. Kusura bakmayın ama, bunlar kadar olmasa da, siz de icraatlarınızla bu topluma ve beklentilerine saygı göstermediniz Sayın Soyer…

BELLİ ETMİYORLAR AMA:

Pek umursamaz görünüyorlar ama, yine içlerine düşen kurttan da kurtulamıyorlar. Maraş’ın yerleşime açılmasından bahsediyorum. Rum komşular ne kadar umursamaz görünseler de, Maraş’ın açılmasından, hele de Türk yönetiminde açılma ihtimalinden oldukça tedirginler. Baksanıza, uluslararası arenada, Maraş konusunda Türkiye’ye baskı yapılması için destek arayışlarına başladılar bile…

 HİZMETTE SINIR YOK!:

Çatalköy’de bir marketten alışveriş yapan vatandaş aldığı zeytinliden peçete çıkınca şaşkına dönmüş. Bu işi hemen kötüye yormaya gerek yok. Adam daha çok satış yapabilmek için araştırmış. Zeytinliyi yedikten sonra eli yağlanan vatandaşın elini silmek için peçeteye ihtiyacı olacak. Onun da aklına , zeytinli ile birlikte peçete vermek gelmiş. Şaka bir yana, artık aldığımız herşeyden korkar olduk. Sebze ve meyveler zehirli, ekmekten çivi, hatta fare çıktığı bile oldu. Şimdi de peçete. Eğer KKTC’de yaşıyorsanız, her an bu tür sürprizlere hazır olacaksınız…

_______________________________________________________________________________

Zirvedekiler

Hüseyin Ekmekçi: “Gündem memleket yönetimi…Huzurlu insanlar falan da değil. Bunun son örneği de ‘iade kararı’…Hani üç kişiyi öldüren…Yedi genci ağır yaralayan Sefa Güngör’ün iadesi…Tamam anladık. Türkiye ile KKTC arasında ‘suçluların iadesi’ anlaşması var. Buna ‘KKTC’de suç işleyip, içeride yatan’ da dahil. Hatta bu iadeleri bir yere kadar onaylıyorum… Ama yok da, katili- ganarası… İsteyen istediği suçu işleyecek, sonra, “beni iade edin” diyecek ve gidecek. E kamu vicdanı..?”.

_______________________________________________________________________________

Diptekiler

Ceza Mı Ödül Mü?: Göz göre göre 3 can gidiyor. Göçüp giden 3 canın ardından, neredeyse toplumsal bir tepki oluşuyor. Zanlı’nın bu canlara karşı ne ceza alacağı beklenirken İçişleri Bakanlığı Türkiye’ye iade etme kararı alıyor. Kısacası, sorumluluğu üzerinden atıyor. Ne yazık ki,  Kıbrıs’ın kuzeyi suç işleyenlerin korunduğu bir ülkeye dönüşüyor…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar