“Bir musibet bin nasihatten iyidir...” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

“Bir musibet bin nasihatten iyidir…”

Hani bir laf vardır, “Bir musibet bin nasihatten iyidir” diye, tam da o hesap.

Bu Aslanbaba’nın ilk vukuatı değil. DP’den UBP’ye geçerken de yaptığı pazarlıklar ayyuka çıkmış, ancak örtbas edilmişti. Bu kez öyle bir oyun oynadı ki, Kıbrıs’ın Kuzey’inde siyasetin nasıl kirlendiğini, bizzat o kirliliğin tam ortasındaki adam ortaya serdi. Hem de çarşaf çarşaf. Kediyi köşeye kıstırırsan öleceğini bile bile saldırır. Aslanbaba’nın dün yaptığı da buydu. Ben battım sizi de batırırım dedi ve son kurşunu sıktı. Bu kurşun sadece Aslanbaba’yı değil, Kıbrıs’ın Kuzeyindeki tüm siyaseti vurdu.


Yıllardır bu ülkede her seçim öncesi ve sonrası bu tür para ilişkileri konuşulurdu ama, siyasetin kirli yüzünün geldiği nokta kanıtlı olarak, hem de Meclis çatısı altında ilk kez gerçekleşti…

Aslanbaba’nın Meclis kürsüsünden dolarları sallayarak, Hem Ahmet Kaşif, hem de Serdar Denktaş’a yönelik iddiaları, Siyasetçi Aslanbaba’ya güven, ne yazık ki yerlerde sürünüyor. Bu nedenle Dün Meclis’te yaşananlarla ilgili olarak soru işaretlerinin doğması gayet doğal. Ancak bir TV’de bir bölümü yayınlanan ses kayıtlarında, 7 bin 700 doların dışında da birtakım başka sözlerin de verildiğini duyduk. Bunlar ciddi iddialar… Mutlaka konunun yargıya götürülmesi gerekiyor. Ve yargı süreci başladığında, UBP’ye geçişi döneminde ortaya atılan benzer iddialar da geriye dönük olarak araştırılmalı ve olay sadece dün yaşananlarla sınırlı kalmamalıdır.

Hatırlayacaksınız, 2009 seçimleri sonrası Serdar Denktaş, “Ben de parayla oy satın aldım” deyip suç duyurusunda bulunmuş, ancak ifadesine başvurulduğunda ise, “şaka yaptım” yollu bir açıklama yapmıştı… Her seçimde ispatlanamasa da, bu tür parasal ilişkilerin yaşandığını artık beşikteki çocuklar bile biliyor…
 
UG’nin lideri konumundaki Ahmet Kaşif, olayın patlak vermesinin hemen ardından basına yaptığı açıklamada, “Aslanbaba’nın ne olduğunu tüm KKTC biliyor” diye konuştu. Peki ama daha önce Ejder’e arka çıkarken aklı neredeydi? Elinden tutup DP’ye götürürken Aslanbaba’nın itibarı vardı da, bu itibar aniden mi yok oldu..?

Günlerdir yaşananları birlikte izledik. Aslanbaba ve adaylığı ile ilgili olarak çok şeyler söylendi, iddiaların ardı arkası kesilmedi. Böylesi bir günde olayın kahramanı Aslanbaba’ya borç bile olsa, para verilmesi ne kadar doğru olabilir… Aslanbaba’ya para verilmesinin riskini nasıl göremediler..?

Sonuç olarak detaylarda kaybolmamak lazım. Bu işin sonu nereye kadar giderse gitmeli, akla karanın ortaya çıkması için ne gerekirse yapılmalıdır. Olay artık yargıyı ilgilendirir. Siyasetteki kirliliği temizleyecek olan bir yargıdır, bir de seçmenin oyları. Bu iş kimin başını yakacaksa yakmalı, ama çözülmeli, hem de hiç zaman kaybetmeden, siyaset ancak böyle temizlenecek…

YERİN KULAĞI VAR

KİM BU ÜST DÜZEY KİŞİLER:                                                                                                                                    

Olay adam Ejder Aslanbaba, kaydettiği kasetlerde, sadece Ahmet Kaşifin değil, başka isimlerin seslerinin de yer aldığını iddia etti. Aslanbaba bu kişilerin rüşvet iddiasıyla ilgileri olmadığını ancak, son yaşananlarla ilgili olduğunu iddia etti. Şimdi Aslanbaba ve yargıya düşen görev, kasetlerde adı geçen ve Aslanbaba’nın bahsettiği bu “üst düzey” kişilerin kim olduğunu açıklığa kavuşturması ve bu ilişkileri de ortaya çıkartmasıdır… Eğer her şey net bir şekilde açığa kavuşmazsa, kirlilik artarak devam edecek.

İNANMAK İÇİN SAF OLMAK LAZIM:                                                                                                                      

Hani Sayın Kaşif hepimizi aptallık derecesinde saf yerine koyuyor ya, biz de onun iddia ettiği gibi “iyi niyetli” düşünelim. Diyelim ki, gerçekten geldi borçları için para istedi. Tam da güven oylamasının 2 gün öncesinde. Ne tesadüf! Hele paranın verilişi ne ilginç, Meclis’in DP odasında. Ben bugünlerde siyasetçi olsam, Aslanbaba gelip benden borç istese, verir miyim? Onunla bir depo odasında buluşur muyum? Babamın oğlu olsa yapmam. En azından bir kombinaya geleceğimi düşünürüm.  Tabii eğer benim de ondan istediğim bir şey yoksa…

YA DİĞERLERİ:                                                                                                                                                

   Aslanbaba sadece kendisiyle ilgili değil, diğer 7 arkadaşının da “ne aldıklarının” araştırılması gerektiği iddiasında bulundu. UBP’den kopuş süreci konusu da böylece yeniden gündeme gelecek. Öyle görünüyor ki, bu yaşananlar seçimlerin de önüne geçecek…

İDDİALAR ARAŞTIRILMALI:                                                                                                                                        

  DP-UG Mağusa milletvekili Afet Özcafer, olayın hemen ardından bir tv kanalına yaptığı açıklamada, Aslanbaba’nın sürekli olarak bir şeyler istediğini, bu isteklerinin de giderek arttığını söyledi. Ahmet Kaşif ise, “Param olsa kendim harcardım, bir arkadaştan aldım” dedi. Sanki o parayı vermeye mecburmuş gibi. Olay yargıya gittiğinde bu iki konuşmanın da değerlendirilmesinde yarar var. Neydi Aslanbaba’nın bitmek bilmeyen istekleri.

CTP-TDP ŞAŞKIN:                                                                                                                                                

    Eminim şimdi “Nasıl düştük bu işin içine” diye dövünüp duruyorlar. Olay DP ve ona katılanların olayı, ancak aynı hükümetin ortakları olduklarından, çirkef onlara da bir şekilde bulaşıyor. Sanırım en çok pişman olan da CTP’dir. Hani hükümete girmeyeceğim dedikten sonra son anda giren CTP… Eminim bu yaşananlardan sonra CTP’nin sorumluluğu da parti içerisinde tartışılacaktır…

TEMİZ TOPLUM PARTİSİ:                                                                                                                                      

    Olay milletvekili Ejder Aslanbaba, eski vekillerden oluşan yeni bir partileşme sürecine gideceklerini açıklamış. Bu kadar olaya imza atan bir siyasetçinin kuracağı partinin adı bence, “TTP”, yani “Temiz Toplum Partisi” olmalı. Bunca komediden sonra en uygunu budur…

ERKEK EGEMEN SİYASETE DEVAM: Geçici hükümete kadın Başbakan getiren partiler, seçime giderken aynı duyarlığı ne yazık ki gösteremediler. 257 adayın sadece 47’si kadın. Yüzde 20’si bile değil. Sibel Siber’in partisi CTP-BG, en yüksek orana sahip ama onun kadın aday oranı bile yüzde 24. Yani dört erkek adaya, bir kadın aday. Ben olaya sadece parti yönetimleri açısından bakmıyorum. İşin bir de kadınlar açısından boyutu var. Erkek adayların kadınlara karşı tavrı tamam da, kadınlar da, erkekler kadar mücadele vermiyor…

 

ZİRVEDEKİLER
Polis Genel Müdürlüğü: Olayın patladığı anda soruşturmayı başlatması, infial içinde olan bizleri şimdilik rahatlatmıştır. Bundan sonra soruşturmanın selametini sağlamak, yargı organlarının görevidir. Tabii Başbakan Sibel Siber’in de. Halkın sempatiyle karşıladığı hükümet, kendisi üzerine sürülmek istenen lekenin ve “itibarsızlaştırma” iddiasının peşine düşmeli. Ne Başbakan Siber, ne de hükümet üyesi teknokratlar bu lekeyi hak etmiyorlar. Onun için her ne pahasına olursa olsun kendilerini temize çıkartma, suçluları deşifre etmek için polise ve yargıya yardımcı olma görevleri var…

DİPTEKİLER
Siyaset: Siyasetin geldiği son noktayı, rezaletin filmini seyrettik dün. Siyasete güven kalmadı denildiğinde çok kızan siyasetçilere dünkü olay adeta kapak oldu. Bu iş bitmiştir artık. Her şey ortaya dökülmüştür. Yılların “siyasette rüşvet” iddiaları, söylentileri, dedikoduları somutlaşmıştır, elle tutulur hale gelmiştir. İyi de olmuştur. Siyasette sözün bittiği yerdeyiz, yazıklar olsun…

Cumhuriyet Meclisi dün, Sibel Siber hükümetine güvenoyu oylaması için toplandı ama Ejder Aslanbaba’nın “güvenoyu vermem için bana 7 bin 700 dolar verdiler” iddiaları ortalığı karıştırdı

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar