Beşli Konferans Mı, Çoklu Konferans Mı..? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Beşli Konferans Mı, Çoklu Konferans Mı..?

Köş, MoreketMehmet Moreket

Önce, Cenevre zirvesine Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın katılacağı haberi geldi. TC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ayrıca, “Çözüme çok yaklaştığımızı söyleyebiliriz” de dedi.

Yunanistan’dan Başbakan düzeyinde katılım olması beklenirken, Türkiye’nin bunu bir üst seviyeye çekmiş olması umut vericiydi.


Sonra, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in TBMM Genel Kurulunda, bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yapıcı çabalarına destek verdiklerini, çalışmalarını takdirle takip ettiklerini söyledi.

Özellikle bugünlerde, bizdeki bütçe görüşmeleri sırasında hükümet partileri tarafından Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yönettiği müzakerelere yönelik ağır eleştiriler; diğer yandan, anlaşma karşıtı çevrelere el altından özel imalat belgeler sızdırılarak yürütülen yıpratma faaliyetleri sürerken, bu haberlerin büyük önemi var…

Bunun üzerinde düşünüp, kendimce yorum yaparken, bir başka haber daha…

Anastasiadis’in, Kıbrıs’taki iki taraf ve garantörlerden oluşan 5’li zirveyi, BM Güzenlik Konseyi’nin Daimi Üyeleri ve AB’yi de katarak çoklu konferansa çevirme çabası…

Şimdi bu da nereden çıktı diye düşündüm…

Belki bizim müzakere heyetinin bilgisi var ama bizim yok.

Konuyla direkt ilgisi olmayan tarafları da zirveye katmak olayı çözüme değil, kaosa götürme tehlikesi taşıyor…

Bir kere karar verecek durumda olanlar sadece Türkiye-Yunanistan ve İngiltere. Birlikte oturup, görüşecekler  ve belki de bu haklarından belli ölçülerde vazgeçecekler. Yani sadece üçü arasında bir pazarlık…

Acaba AB, yıllar yılı “AB garantisi” diye, işleri yokuşa süren Rum tarafının bu oyununu görecek mi?

Onu geçtim, Çin’in, Rusya’nın katılacağı bir konferansa Türkiye evet diyecek mi..?

Takvimin son günlerine gelirken, yeni bir diretme ile mi karşı karşıyayız..?

 

 

 

OKUR UYARIYOR

Sayın Moreket;

Girne Boğaz piknik alanının acınacak durumunu belirten fotoğraflı haberinizi Havadis Gazetesinin önceki günkü sayısındaki köşenizde görünce bu konudaki düşüncemi sizinle paylaşma ihtiyacı hissettim.

Kamusal alanların birilerine peşkeş çekilmesine karşı olduğum için, bu piknik alanımızın da akıbetinin maalesef böyle bir tehlike ile karşı karşıya olduğu endişesini taşıyorum. Halbuki bir belediyemizin rahatlıkla Orman Dairesinin mülkiyetinde olan bu piknik alanımızı, çok iyi bir şekilde çalıştırabileceğini düşünüyorum. Girne veya Dikmen Belediyelerinden birisinin bu sorumluluğu üstlenip, hükümetten talepte bulunması en uygunu olacaktır.

Örneğin, yaklaşık 500 metre kadar ileride çok güzel bir peyzaj projesini hayata geçirmiş ve yıllardır başarıyla idamesini sağlayan Dikmen Belediyesinin, bu piknik alanımızı da başarı ile halkın hizmetine sunmasında zorlanmayacağı ve başarılı olacağına inanıyorum.

Aksi taktirde, artık piknik alanlarına da ücret ödeyerek girmek zorunda kalabiliriz. (Mehmet Envergil)

 

 


YERİN KULAĞI VAR

BU ISRAR NİYE:

Hükümet diretiyor ama, sendikalar ve öğrencilerden sonra, ekonomik örgütler de saat uygulamasına karşı çıkıyor. Tüm yaşananlara rağmen hükümet, geri adım atmayı gururuna yediremeyip, kararında ısrar ediyor. Keşke inat yapacaklarına halkın bu haklı talebine kulak verip, doğru yolu bulsalar…

 

TÜRKİYE’DE DE İPTALİ İSTENİYOR:

Saatler konusunda ilk kıvılcım bizde atılmıştı. Şimdi sırada Türkiye var. Türkiye’nin 45 yıldan bu yana yürürlükte olan kış saati uygulamasından vazgeçerek saatleri geri almaması tepkilere neden oldu. “Saatler yeniden geri alınsın” başlığıyla başlatılan imza kampanyasında imza sayısı 40 bine ulaştı. Ola ki Türkiye bu kararından vazgeçerse, bizdeki efendiler ne yapacak. Savundukları saat diliminde kalmayı sürdürecekler mi, yoksa onlar da doğru olduğunu savundukları saatleri değiştirecekler mi..?

 

SANSÜR MÜ:

Serdar Denktaş önceki gün Meclis’te Sosyal medyada kendisinin her yaptığı açıklamayı manipüle eden bir kesimin bulunduğunu, Bakanlık yetkililerinin manipülasyon yapanlarla ilgili araştırma yaptığını ve Bilişim Yasası’nın bir an evvel çıkmasını istediğini söylemiş. Ne için biliyor musunuz, bizzat kendi ağzından çıkan “Bizim önerimiz yüzde 7.5’lik bir artıştır” sözlerinin medyada yorumlanmasından rahatsız olmuş, sansür istiyor. Merak ettim, o Bakanlık bürokratları özgür basını ve özgür sosyal medyayı nasıl bir yöntemle susturmayı deneyecek… Nerelere geldik…

 

SENDE HAKLISIN:

Başbakanlık önündeki eylem sırasında yaşananları herkes kendince, daha doğrusu siyasi görüşü doğrultusunda yorumlamayı tercih ediyor. Aslında yaşananlardan her iki taraf da suçlu ama, gel de bunu onlara anlat. Hamile bir polise atılan tekmenin ve hamile olduğunu bile bile onu oraya gönderen amirin suçu, diğerlerine göre çok daha büyük. Onları ayrı tututyor ve diyorum ki, hepiniz de haklısınız…

 

BİZDEKİLERE DUYURULUR:

Bizdeki bazılarına inat, Tuğrul Türkeş, Kıbrıs’ta devam eden müzakere sürecine ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yapıcı çabalarına destek verdiklerini, çalışmalarını takdirle takip ettiklerini söyledi. Yani Akıncı masada tavla teslim olmadı. Aksine, çabalarına Türkiye destek veriyor. “Akıncı ülkeyi satıyor, çok taviz veriyor ” deyip henüz ortada bir plan yokken “hayır” kampanyasını başlatanlara duyurulur…

 

NELER YAPILMAZDI:

Türkiye Cumhuriyeti 2002’den bu yana, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 10 milyar destek sağladı. Yani 15 yılda 10 milyar TL, her sene için yaklaşık 650 milyon. Bu destek ile neler yapılmazdı ki, bu ülkeyi baştan başa yeni yollarla döşer, hastahane ve okul yapabilirdik. Ama biz bunların yerine, partizanlık, ihale fesatçılığı ve istihdam yaparak ikitdarda kalmayı tercih ettik…

 


ZİRVEDEKİLER

Mustafa Akıncı: KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, merkezi Washington’da bulunan tarafsız siyasi haber kuruluşu “POLITICO” tarafından “2016 yılında Avrupa siyasetini dönüştüren 28 kişi” arasında gösterildi. 1. sırada Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan bulunurken, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7. sırada, Mustafa Akıncı ise 17. sırada yer aldı.  Sonuç ne olursa olsun Kıbrıs Türkü için büyük bir onur…

 

 

DİPTEKİLER

Önce Veriyor, Sonra İptal Ediyor: Bakanlar Kurulu’nun verdiği vatandaşlıklar resmen maskaralığa dönüştü. Öncesinde hiçbir araştırma yapmadan vatandaşlık veriyorlar, sonra kendi verdikleri vatandaşlıkları iptal ediyorlar. Son olarak 2-3 ay önce verdikleri 7 vatandaşlığı iptal ederek, kırılması zor bir rekora doğru koşuyorlar…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar