Eren Erdem.
Gazeteci,
CHP milletvekili.
Dün IŞİD bağlantılarının bazı belgelerini sundu mecliste.
İnsanın kanı donar…
…
Kılıçdaroğlu da AKP ile IŞİD arasında ideolojik akrabalık olduğunu söyledi…
…
Eren Erdem’in belgelerine bakılacak olursa,
Bunlar akrabalıktan öte çekirdek aile gibi…
…
Ama neylersin…
…
Bir bela sarılmış Türkiye’nin başına…
…
Birçok toplumun tarihinde bunun gibi belalar çoktur.
Belalar da çeşit çeşittir kuşkusuz.
Kıbrıs az belalardan mı geçti?
…
1974’e gelinceye kadar EOKA’cılar Yunanistan’daki cunta rejimi tarafından silahlandırılıyordu.
Hedefte Makarios vardı.
Çünkü Enosis’ten dönmüş, bağımsızlığı savunuyordu.
Makarios’u devirip Enosis’i gerçekleştireceklerdi.
Lakin, cunta adımlarını denk atmak durumundaydı,
Türkiye’nin tetikte olduğunu biliyorlardı.
Bu yüzden Türkiye’yi ürkütmemek için Enosis bile olsa Kıbrıs’taki Türklerle hemen görüşmelere başlayacaklarını duyuruyorlardı.
Uzatmayalım,
Yunan Cuntası Türkiye’nin müdahale etmeyeceğine kanaat getirmişti.
Gayet rahattılar.
O kadar ki,
20 Temmuzda uçaklar demir çekirdeklerini boşaltmaya başladığı sırada bile,
Kıbrıs Televizyonunda sabah jimnastiği programı devam ediyordu!
…
Esas jimnastik dakikalar sonra başlayacaktı…
…
Top, tank, tüfek, uçaklar ve hücumbotlarla jimnastik başladığında,
Bir İstihbarat subayı Yunan yetkili generalini arayıp “Yunan savaş gemilerinin yola çıkması emri beklediğini” söylemişti.
Yunan generalin cevabı oldukça çarpıcı olmuştu:
“Türkler Kıbrıs’a taarruz ediyor; biz Yunanistan’ız.”
…
Diyeceğim,
Bela nasıl ve nereden gelir belli olmaz…
…
Kim derdi bir gün ampulün bölgeye ışık değil bela olacağını?
Belki bunlar da beş on sene sonra emekliye çıkan CIA ajanlarının anılarında okunacak…
…
Denktaş, makamda olmadığı hatta İmam tarafından Anadolu’dan kovulmuş sayıldığı günlerde bir anısını anlatır.
Bir gün,
Kendisi henüz makamdayken AB diplomatlarını kabul eder.
Anlaşıldığına göre henüz AKP iktidarda değil.
Diplomatlar Kıbrıs’taki bir çözümün stratejik önemi haiz olduğunu söylerler.
Denktaş da nedir bu stratejik önem diye sorar.
Anlatırlar:
Bölgede kökten dinci devletler var, bu yüzden petrolün buradan (Kıbrıs) kontrol edilmesi gerekiyor.
Denktaş cevap verir ve Türkiye’nin NATO müttefiki olduğunu, antlaşmalara göre adada asker bulundurma hakkı olduğunu söyler.
Denktaş’ın aldığı cevap ilginçtir:
“Gün gele Türkiye de kökten dinci bir idareye dönüşebilir.”
…
Gün gelecekti…
…
Bela dediğiniz şey bazen ithal edilir, bazen de ihraç edilerek gelir…
