BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY

Ne yazmakla tamamlayabildim yaşamla aramdaki eksikliği, ne de şiirle çıkarabildim içimdeki kuyudan sözlerimi. Nereye kırdımsa direksiyonumu orası olmadı hiç gideceğim yer. Hep
“Başka türlü bir şeydi benim istediğim”
Ağacı başka, kuşu başka, tadı başkaydı…
Ne Mağusa anlayabilmişti beni, ne de Lefkoşa… Hangi yüze baksam gözbebekleri hep benden uzaktı. Örseleniyor ve soluyordu içimin yediveren gülleri. Hangi sokağa çıksam, hangi yola sapsam sözcüklerim un ufak oluyordu. Mahallelerim hep tenha ve çocukluğumdan kalmaydı. Akşam olunca şaha kalkan özlemler, perdelerin tüllerine gizlenen birer toz gibiydiler…
Şarkılarım vardı birer ağrı kesici olmaktan öteye gidemeyen. Kitaplığımdaki bütün kahramanlar yerli yerindeydiler, rahatsız…
Yeni baştan bir öyküyü kuramayacak kadar tüketilmiş bir dünyanın çocuğuydum, bildik kutlamalara aşina. Bir kabullenişin yorgunluğu vardı romanlarımın içinde. Bir de eskisi gibi olamamanın verdiği garip yalnızlıklar. Her şey çok bildik ve çok tanıdıktı. Şükrü Erbaş’ın dediklerini ezberleyeceğim yılların sonuna gelmiştim:
“Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz
Biçim veremediğimiz şeylerin biçimini alıyoruz…”
Değişiyordu her şey ve yenilen, yenilenen zamanlardan geçiyorduk. Kutlamalar birer ezberlenmiş mönüydüler, hiç biri ne bir şiire ne bir şarkıya kapı açamıyordu. Bir akşamüstü üşümesinde yerlerde şangur şungur paketlenmiş anlar savruluyordu. Bir hediye paketine boşlukların doldurulması kadar bir sürede kutlanıyordu yeniliklerin gelişi… Diğer her şey kolayca çürüyordu. Bir nihavent şarkıydı şimdi geçen anlar.
Artık anlıyordum, Özdemir Asaf’ın dediği gibi “Durduğum nokta yerinde durmuyor”du…
Ne kadar biriktirdiğim eskimiş kelime ve cümle varsa yakmalıydım sanki. Daha doğrusu cümlelerimin içine gizlenen yaralarıma pansuman yapmalıydım. Omuzlarıma yük bindiren tüm söylenmemişlerle hesaplaşmalıydım. Yeni bir şey söylemek için kendi yolculuğuma çıkmalıydım… Mevlana’yı biraz daha anlamak için bir kaç fersahlık yol almalıydım:

“Her gün bir yerlerden göçmek ne iyi,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti cancağızım ne varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…”


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar