Baf Kapısından Mağusa Kapısına - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Baf Kapısından Mağusa Kapısına

Ahmet OkanAhmet Okan

Yıl 1956.

Hava sisli puslu ama ılık.


Aylardan Nisan.

Ortalık karışık.

İngiliz kısa pantolonunu giymiş, elinde topuz.

Eoka olayları İngiliz’i fena öfkelendirmekte.

Bu çerçevede bir gün örfi idare ilan edilmiş Lefkoşa ikiye bölünmüştür.

Baf Kapısından Mağusa Kapısına kadar tam ortasından.

O yolun üzerinde çeşitli çarşılar yer alırdı.

Kuyumcular, sebzeciler, balıkçılar, kasaplar, çangarlar, iplikçiler, bakırcılar, helvacılar.

1872 yılında adaya gelen bir gezgin Kıbrıs’la ilgili yayınladığı bir kitabında bu uzun sokaktan söz eder ve bunun çevresinde oluşan tam 23 çarşı tespit eder.

O sokağın özelliği çok dilli bir bölge olarak 50’lı yıllara kadar sürmüştür…

Dönemin gazeteleri İngiliz’in başkenti tam ortasından bölme operasyonunu Lefkoşa’nın Batı ve Doğu Berlin gibi bölünmesine benzetirler…

Bölünme bununla kalmayacak,

Memurlar, mobilyacılar, ticaret erbabı, dülgerler, kunduracılar, işçiler, esnaflar tek tek ayrı örgütler kuracaklardı.

Hava öyleydi ki, ciğerci, işkembeci federasyonu olsa bile bölünecekti.

1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasına rağmen,

Türk örgütler Rumlarla aynı çatı altında bulundukları örgütlerden ayrılmış olacaklardı…

Sokaklar birbirinden koparken,

Örgütler de birbirinden kopuyordu anlayacağınız…

İngiliz’in 1956 yılında tel örgülerle ayırdığı o ince uzun yol sonraları “yeşil hat” olarak belirlenecek, bölünmenin adı yeşil hat olacaktı…

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu da her iki tarafı memnun etmemişti.

Enosis ve Taksim için kana kan alanlar, ölenler kalanlar vardı ama,

Bağımsızlık için elini taşın altına sokan yoktu.

Var olan birkaç kişi de yoldan çıkmış sayılıyor,

Canlarından oluyor; vahşice öldürülüyorlardı.

Kuruluş günlerinde cafcaflı demeçler de havada kalıyordu doğrusu ve inandırıcı değildi hiçbiri de.

Tam aksine perde gerisinde planlar yapılıyor,

Ne biri Enosis’ten,

Ne diğeri Taksim’den vazgeçiyordu…

Adanın bölünmesine emperyalistlerle birlikte hep birlikte katkı konurken,

1960’da göndere çekilen Kıbrıs Bayrağı, çekildiği yerlerde yalnızlığını yaşayacaktı uzun yıllar.

Sevgül Uludağ’ın Makarios’un yeğeni ile yaptığı bir söyleşide,

Makarios öldüğünde cenazesinin  üzerine Yunan bayrağı konmadığı,

yeğeninin bu duruma müdahale ederek Kıbrıs bayrağının konmasını  sağladığı belirtilmektedir…

Bağımsızlığa karşı sıfır derece sevginin olduğu dönemlerdi o dönemler.

Kıbrıs coğrafyasının bölünmesi büyük devletlerin planları olabilirdi,

Ve adadaki milliyetçi akımlar buna biçilmiş kaftandı…

Yıl 2017.

Onca tarihsel deneyimden sonra,

Enosis ve Taksim’i görüşme masasına meze yapmanın izahı olabilir mi?

Baf Kapısından Mağusa Kapısına kadar uzanan o ince uzun yol yarım asırdır sınır.

Geceleri karanlık, etraf viran ve ıssız.

Enosis ve Taksim’in acı yüzü o daracık sokaklarda sırıtmaktadır…

Liderler bir gün orada buluşsun.

Belki tarih ve yaşanan acılar üzerlerine yürür…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar