1 Nisan şakalarına bayılırım.
İtiraf edeyim gazetedeki 1 Nisan şakalarının müsebbibi benim.
Refiklerimiz o kadar marazidirler ki aslında Kıbrıs Türk basınında 1 Nisan şakası yapan sadece Havadis kaldı.
Türkiye’de Anadolu Ajansı bütün gazete, televizyon, radyo ve internet haber siteleri ile her 1 Nisan’da çok güzel dalga geçer.
Verdiği asparagas haber o kadar inandırıcı olur ki tümü gün boyunca haberi tartışır durur. Ta ki bir yetkili ya da uzman çıkıp yalanlayana kadar.
Anadolu Ajansı dün “Taksim’deki yol inşaatından doğal gaz çıktı, İstanbul’a 20 yıl yeter” şeklinde bir haber geçti.
Doğal gaz parası ödemekten anası ağlayan İstanbullular bu habere çok sevinmişler. Ama sevinçleri kısa sürmüş, İstanbul Belediyesi “yok öyle bir şey” diye açıklama yapmış.
Rum tarafında da gazetelerdeki 1 Nisan şakaları çok yaygındır.
Fileleftheros Gazetesi’nin “Çinliler bize acıdılar ve 20 milyar Euro veriyorlar, Avrupa’ya kapıyı göstereceğiz” şeklinde verdiği haber Rumları fazlasıyla mutlu etmiş ama onların da mutluluğu kısa sürmüş.
Bizde ise ciddi bir öfke yaşadık dün
Telefona sarılan Havadis’e ateş püskürdü.
Üstelik bence yanlış bir şekilde haberin altına bunun 1 Nisan şakası olduğu da yazıldı.
Buna karşın telefonlar gün boyu susmadı.
Bankalara gidenlerin ise haddi hesabı yok.
Yazı işlerindeki arkadaşlar “millete inme gelecek” deyip hassasiyet gösterdiler ve haberin altına 1 Nisan şakası olduğunu yazdılar.
Haklıymışlar galiba.
Gelen telefonların bir bölümü ile de ben muhatap oldum.
“Haberi okuduğunda babamın kalbine iniyordu” diye bağıran kadının sesi hala kulaklarımdadır.
Demek ki ahali şakadan da olsa Rum tarafına tek kuruş dahi verme niyetinde değil.
***
Havadis’in ekonomi yazarı Necdet Ergün “eğer Annan Planı kabul edilseydi ve anlaşma olsaydı Rumlarla birlikte biz de batacaktık” şeklinde bir öngörüde bulundu.
Ortak ekonomi ve ortak para olacağı için yani biz de Euro kullanıyor olacağımızdan dolayı böylesi bir tehlike öngördü.
Eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat bir televizyon programında Necdet Ergün’ün öngörüsünün yanlış olduğunu söyledi ve “anlaşma olsaydı Rum tarafı batmazdı” mealine gelen cümleler kullandı.
Hangisi haklıdır diye çok düşündüm.
Necdet Ergün’ün bahsettiği teknik bir konudur.
Ortak bir ekonomi ve aynı para kullanımının sonucunun olumsuz olması muhtemeldir.
Aslında Mehmet Ali Talat’ın söylediği tersi değil bütünleyicisidir. Anlaşma olsaydı muhtemelen Rumlar kara para işine bulaşmazlar, bankaların içini bu kadar boşaltmazlar, anlaşmanın yaratacağı ekonomik değerlerle daha sağlam bir durumda bulunurlardı.
Tabii bunlar eskilerin deyimi ile farazi tartışmalardı.
Olsaydı-yapsaydı üzerinden gerçekleşen eksersizlerdir.
Gerçek olan nedir bilir misiniz?
Bizim 1 Nisan şakasının ortaya çıkardığı ruh hali.
Kıbrıs Türkü Rum tarafı ile tek bir kuruşunu bile paylaşmaya hazır değildir.
Muhtemelen Rumlar da öyledir.
Ve bence barışın önündeki en büyük engel budur.
Dikkatinizi çekerim, anlaşmanın değil barışın önündeki en büyük engel.
Taraflar bir noktada uzlaşırlar ve bir anlaşma imzalarlar.
Fakat barış içinde yaşamak barıştığın tarafla paylaşımı da içerir.
Bir paylaşım ortamı henüz yoktur.
Bu da herkese ders olsun.
Bankalardaki paracıklarıyla ilgili yüreklerini hoplattığımız okurlardan da özür dilerim.
Söz, bir daha parayla ilgili şaka yapmayacağız 🙂
