Sabah evden çıkarken belediye görevlisi hizmet ve emlak faturalarını bırakmak üzereydi.
“Çöpler ne zaman toplanmaya başlanacak” diye sordum.
“O bölüm grevdedir abi, biz çalışıyoruz” yanıtını verdi görevli.
“Hizmet yoksa para da yok” dedim gülerek, “Vallahi bizim de kafamız karışık” karşılığını verdi.
Faturaya baktım ve biraz da muziplik olsun diye belediye görevlisine gülerek takılmam gitti yerini sinir aldı.
Faturada su bedeli yok.
Yok çünkü 6 aydır belediyeden su almıyorum. Daha fazla para ödeyip özel tankerlerden satın alıyorum.
Almadığım suyun karşılığında 6 lira 93 kuruş sayaç kirası ödüyormuşum.
Temizlik için 18 lira 75 kuruş, sağlık vergisi (ilaçlama) 12 lira toplamda 39 lira 94 kuruş.
Ben bu faturada yazan hizmetlerin hiçbirini almıyorum.
5 yıl önce takılan ve şu anda içinden su geçmeyen sayaca her ay 12 lira ödemek neyin nesidir?
Sağlık ve ilaçlama adı altında alınan sağlık vergisi ize tam bir rezalettir.
Bırakınız belediyeye vermediği hizmet sağlık vergisi ödemeyi bilakis sağlığımızı bozduğu için tazminat talep etmek gerekir.
Ama bu memlekette insanların sağılığı ile oynamak ve dönüp üstüne hakaret etmek serbesttir.
Gerisi ise bizim müstahakkımızdır.
***
Başkent Lefkoşa 2 yıldır büyük bir ıstırap yaşıyor.
Niye?
Belediyenin batmasından ve personelini bile ödeyemeyecek duruma düşmesinden dolayı.
Maaşını alamayan personel, grev, iş yavaşlatması veya “madem paramızı vermiyorsunuz biz da işlemeyik” adı altında hizmet vermiyor.
Lefkoşa Belediyesi’nde bine yakın personel çalışıyor.
Kesin rakamını belediye başkanlığına aday olanlar da bilmiyor.
Bu personel sayısının çok fazla olduğunu herkes söylüyor ve belediyenin batma nedenlerinden birisinin de bu olduğu vurgulanıyor.
Ama hiçbir aday “personeli olması gereken rakama çekeceğiz” diyemiyor.
Niye?
Çünkü “belediye personeli önemli bir oy deposudur” cümlesi tekrarlanıp duruyor.
Peki bu personelin bir bölümünün nasıl işe alındığı bilinmiyor mu?
Elbette bunu da herkes çok iyi biliyor.
Ama kimse sesini çıkarmıyor.
Emin olun ki yukarıda sıraladığım fatura rezaletine de kimse ses çıkarmayacak.
Ve biz de bu sorunlarla yaşamaya devam edeceğiz.
Koli basilli su tüketmeye. Kapımızın önünde çöplerin yığılmasına, ilaçlanmayan bir kente ve bunların vergisini ödemeye…
Hey gidi memleket hey.
Aziz Nesin’liksin ama Aziz Nesin’in yok…
