Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için BM ciddi bir irade ortaya koyuyor.
Başdöndüren gelişmeler yaşandı.
Son bir haftada, BM inisiyatif üstlendi.
Dün akşam liderler akşam yemeğinde bir araya geldi.
Eide, “müzakere” dışında liderleri bir araya getirmeyi başardı.
Baştan beri söylediğimiz gibi…
Niyet varsa, henüz kaybedilen bir zaman yok…
Ancak…
Bunca çaba arasında…
Süreci yerle bir edecek açıklamalar da devam ediyor.
Önce Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkışı geldi.
“O bayrak” diyerek…
Oysa o bayrak sadece “AB” içinde değil…
Örneğin, Mersin’deki Akdeniz oyunlarında, kendisinin önünden geçti.
Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı ile yan yana…
Ve dün de, Yunanistan Savunma Bakanı Kammenos’un açıklaması geldi.
Ne dedi Kammenos:
“Birinci önkoşul, tüm işgal askerlerinin ayrılmasıdır. Kıbrıs’ta “işgal gücünün” tek bir askerinin dahi kalacağı çözüm, çözüm değildir. İkinci önkoşul, geri adım atmayacağımız garantiler konusudur. Azınlığın, çoğunluğun geleceğini belirlemesi mümkün değildir
Kıbrıslılar ne olacak?
“Azınlık” kim, “çoğunluk” kim?
Yunan bakanın bu yaklaşımı, son bir haftadır devam eden iyi niyet girişimlerinin ruhuna dahi uymuyor.
Garantiler konusunda Kıbrıslı Türkleri anlamama ısrarı var, anladım.
“Tek bir asker kalmayacak, çözüm budur” demek…
Toprakta Mustafa Akıncı’nın, “Yüzde 35 toprak bütünlüğünün altına inmeyiz. Gelin görüşelim” demekle eş…
Bu ısrar, ancak da süreci zora sokar.
Liderler anlaşsa da…
Kıbrıslı Türklere “azınlık” demek…
11 Şubat belgesinin ruhuna da ters.
Yunan bakan belli ki “Gümülcine’de” kalmış.
Bu adada “azınlık” yok…
Türkler var…
Rumlar var…
Maronitler var…
Kıbrıslılar var…
Adalılar var…
Azınlıklar yok.
Hele hele Kıbrıslı Türklere “azınlık” demek…
Akıl işi değil.
“Sayısal” kısma bakarak, “siyasi eşitliği” görmezden gelmek de akıl işi değil.
Kıbrıslı Türkler, diyelim ki “tek bir asker kalmamasını” kabul etti.
Sanıyor musunuz ki, “siyasal eşitliği” olmadığı bir anlaşmayı kabul edecek…
Liderler bunda anlaşsa, “halkı” ikna edemezsiniz.
Yükleri ağır
Dün akşam yemek yediler.
Sosyal bir yenmek değildi bu.
Sorun masada.
Konuşuldu.
Pergelin ucu açık.
Rum tarafı “Kıbrıs’ta müzakerelerin” başlamasını istiyor.
Akıncı ise, “sonunda beşli konferans olmayacaksa, burada müzakerelerin başlamasını anlamsız” buluyor.
İki liderin de yükü ağır.
“Beşli konferansta sorunu çözmeleri” beklenen Yunanistan ve Türkiye ise açıklamaları ile sürece destek değil köstek oluyor.
İşin o kısmını da motive ederek gitmeli iki lider.
Tarih Mustafa Akıncı ve Anastasiadis’i yazacak.
Kendi halklarını motive edecekler…
Birbirlerini motive edecekler…
Türkiye ve Yunanistan’ı motive edecekler…
Bu yük ağır bir yük.
Tarihi sorumluluk iki liderim omzunda…
