Artık çok utanmaya başladım - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Artık çok utanmaya başladım

Bürokratlığım döneminde çoğu kez sinir olur, sinirimi maalesef eve de taşıma zafiyeti gösterirdim. Bunun cezasını sağlığım dahil ağır ödedim. Kendi kendime telkin edip artık sinirimi kontrol ediyor, ancak bu defa da beni bir utanmadır aldı. Özellikle Latin Amerika ülkelerinde, yabancı az gördükleri cihetle, bizimle, tavırlarımızla, değişik yeme içme zevkimizle çok ilgilenirler, bize çok soru sual ederlerdi. Nereden geldiğimizi sorduklarında Kıbrıs’ı hiç bilmedikleri, öğrenmeye çalıştıkları su yüzüne çıkar, onlara dilimizin döndüğü kadar Kıbrıs’ı anlatmaya çalışır dururduk. Latinler futbola meraklı ya, ben de o sahadaki geçerli taktiği kullanır, bizim güçlü yanlarımızdan onların görece zayıf kanatlarına hücum eder, takdir toplar, övünürdük. Aradan 20-25 yıl geçti, hiç güçlü yanımız kalmadı. Neden artık bir Kıbrıslı Türk olarak utandığımı, size yüzlerce sebep arasından birkaç güncel örnekle izah edeyim, bakalım ne diyeceksiniz? Kafayı mı yedim acaba?
Az çok ne yaptığını bilenler tarafından yönetilen bir ülkede halka açık bir şirketi batıran yöneticiler, iflas kanunları altında, herhangi bir suiistimale karışmasalar dahi, halkın parasını batırdıkları cihetle başka bir şirket kuramazlar, bundan men edilirler. Hatta son zamanlara kadar seçimlerde oy kullanmaları bile yasaklanır idi. Bizde Lefkoşa halkının parasını batıran, onunla kalmayıp yaşam kalitesine bu denli darbe vuran LTB yöneticilerinin sekizi, yasal zorlama yok diye, hala daha ısrar inatla orada duruyor, yüzümüze baka baka sırıtıyorlar. Bildiğim İngiltere’de bu durumların su yüzüne çıktığı ilk günlerde Belediye başkanı ve Meclis üyeleri görevden alınır ve artık herhangi bir kamu yönetimine bir daha aday olmaları yasaklanırdı. Hade bizde yasalar eksik diyelim, Belediyelerden sorumlu bakanlık görevini bilmez, yapmaz diyelim, surat da mı yok? Onların namına ben utanıyorum. Son günlerde benim kıt ilgim olan politik arenamıza, yalnız soy ismini bildiğim Namsoy diye bir zat girdi, belki diye biraz takip ettim, maalesef seviye ayni hamam ayni tas, gaf üstüne gaflar başladı, gidiyor. Görülüyor ki Belediye başkanı adaylıklarına partiler ağır toplarını sahaya sürdüler. Halen belirlenen üçüne de saygı duyarım. Özellikle Sn. Hüdaoğlu’nu  yakinen tanıdığım için şunu söyleyebilirim ki ideal bir insan ve zeka küpü. Zaten mesleğinde ve davranışlarında da bunu tam anlamı ile yansıtıyor. Söylediği gibi LTB komada, bir yıllık bir sürede ağır, popülizmden uzak uğraş ve çabalarla ancak komadan çıkarılabilinir ve servise aktarılır. Şimdi komadaki birinin doktor eğer ayağındaki nasıra, burnunun aktığına da bakıp gerekli hayati ameliyata tam anlamı ile yoğunlaşmaz ise önceliği ıskalamış olur. İşte bu gibi durumlarda tecrübeli ülkeler popülizmden uzak, kendini ispatlamış çok ehli bir kayyuma geçici bir süre ihtiyaç duyar. Bunu defalarca yazdım. Politikaya bulaşanlar, yok maaş almayacaklarmış, yok Ankara Çağlayan parkının ismini değiştireceklermiş gibi popülist söylemler zamanı değil. Gelirler nasıl artırılacak, borçlar nasıl konsolide edilecek, personel harcamaları, etkinlikleri nasıl gerekli seviyeye çekilecek, buna yoğunlaşmak gerekir. Doğru dahi olsa bu aşamada araya “red herring” koymaya ne lüzum var? Göstergeler beni endişelendirmeye başladı bile.
Memlekette yaşam kalitesi gittikçe düşüyor, icraat, müdahale bekleyen sorunlar diz boyu. Ancak bütün enerji, basın, herkes bir kurultay dalgası ile aylardır verimsizce uğraşıyor. Politik arena işi bırakmış, zaman öldürüyor. Direkt ilgililerin zaman öldürmesini bir tarafa bırakın, Cumhurbaşkanımız da kaynar kazanın içinde, Anavatan yetkilileri de. Herkes dıştan müdahale var diyor, aleyhlerine müdahale yapılanlar bir şey demiyor, diyemiyor. Şimdiki Başbakan’a rakip olan, bu Başbakan’la parti, memleket batacak gibi laflar ediyor, dönüyor seçimi kaybetse dahi aynı Başbakan’la aynı parti içinde yoluna devam edecek deyip ülkeyi pek fazla umursamadığını belli ediyor. Gel de bu seviye politikacıların kaderinde rol oynamasına üzülme!
2012-2013 Rekabet Edebilirlik Raporu sunumu için cuma sabahı KTTO’da idik. Raporu hazırlayanlar yalnız meslektaşım değil, yakinen arkadaşımdırlar da. Kuliste Mustafa Besim kardeşime şu soruyu sordum. Mustafa bu raporu yazarken utanmaz mısın? Herhalde yanlış anladı, yüzüme bir acayip baktı. Ben KKTC’nin sıralamadaki yerini kastetmiştim. Halbuki o çok emek ve bilinçle ortaya çıkardığı raporun sevincinde. Ben o an sıralamadaki yerimizi kesinlikle bilmezdim ama aşağı yukarı tahmin ediyordum. Nitekim rekabet edebilirlikte KKTC 144 ülke içinden 123’üncü sırada. Yani kuyruktan birkaç basamak evvel gelmiş. Geçen yıl da 11’nci olmuş, ancak bu yıl değerlendirmeye 7 ülke daha katılmış, ikisi bizim altımızda, dördü üstümüzde puan almış. Yani az dahi olsa gerilemişiz. Gelişim aşamamıza, fert başı milli gelir seviyemize bakıldığında Bangladeş, Tanzanya, Etiopiya altında oluşumuz çok utanılacak bir durum değil mi? Üretkenlik ve gidişat (trend) ağırlıklı olan bu çalışma bize neyi gösterir? Mesleğinde becerisiz, rekabet edemeyen bir gencin kıyasen bolluk içinde yaşaması. Yani anasından miras bulmuş veya devamlı hibe alan veya kara para içinde yüzen biri. Gücünüze gitmesin “besleme” lafı biraz bize yakışmış, ben demiyorum, çalışma diyor. Tabii kendi paramız olsa, otomatik olarak paramız değer yitirip fert başı gelirimiz düşecek, kendiliğinden bir ayarlama olacaktı. Ucuz işçilik cazibesine dayanarak yatırımlar ve teknoloji ile emeğin verililiğini ve ödeneğini artırma yolunu da kapattık. Sıralamaya bakın İsviçre devamlı birinci geliyor, emeği en iyi ödeyen bir ülke olsa dahi! Ayrıca çalışma metodolojisindeki kullanılan iş adamları anketi sübjektif olup, bu anket trendi doğru saptamasına rağmen, abartılı ağlama alışkanlığındaki iş adamlarımızın çokluğu neticesi bizi sıralamada haksızca 3-5 basamak aşağıya çekiyor. Yine de, her ne halse ben bu neticeden çok utanıyorum, kahroluyorum. Oysa utanması gerekenler şimdiye dek bizi yönetenlerdir. O da yüzdeki deri meselesi. Ben hep bunlara kendimi layık görmüyorum. Ya siz?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar