Birkaç gündür Ankara’da nabız tutuyoruz.
Ankara’da, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Havadis ekibi olarak konuştuk.
Kılıçdaroğlu ile yaptığımız röportajın detaylarını bugün Havadis’te okuyacaksınız.
Ankara’da bulunduğumuz zamanın önemli bir bölümünü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geçirdik.
Salı günleri Meclis’te grupların toplandığı gün.
Neredeyse bütün milletvekilleri salı günleri Meclis’te hazır bulunuyor.
Bu fırsatı da değerlendirerek Türkiye’deki gelişmelerle ilgili farklı gruplardan milletvekilleri ile görüşmek istedik.
Bunu da yaptık.
Gerçekleştirdiğimiz röportajları önümüzdeki günlerde okuyacaksınız.
Bu arada dün Ankara’da önemli bir gündü.
PKK’nın çeşitli dönemlerde kaçırdığı 8 kamu görevlisi dün Türkiye’ye teslim edildi.
Sabah saatlerinde Ankara’da siyaset ve bürokrasi deyim yerindeyse nefeslerini tutarak bu teslimin gerçekleşmesini bekledi.
Bekledi çünkü bu olay “barış sürecinin” sağlıklı bir şekilde çalışması açısından önemli bir kilometre taşıydı.
Sonuçta teslim gerçekleşti.
Ve herkes rahat bir nefes aldı.
Ankara’da Kürt meselesine ilişkin gelişmeler konusunda değişik kesimlerle konuşma fırsatı buldum.
Hükümet kanadı bu sürecin sağlıklı bir şekilde devamından yana.
Bu konuda bir kararlılık söz konusu.
İktidar kanadı, bir şekilde bu meselenin artık Türkiye’nin gündeminden çıkması gerektiği görüşünde…
Bu sürecin yavaş ama emin adımlarla ileriye gidecek bir süreç olduğuna vurgu yapan hükümet kanadı, hassas olarak nitelendirdikleri süreçte bir yol kazası olmaması için herkese büyük görev ve sorumluluk düştüğünün altını çiziyor.
Muhalefet kanadında ise Kürt meselesi ile ilgili yaşananlar konusunda farklı görüşler var.
Ana muhalefet CHP, sürecin başında hükümete bir kredi açmıştı. Ancak CHP gelinen aşamada süreçle ilgili endişeler taşıyor.
Meclis’in devre dışı bırakıldığı görüşünü ortaya koyan CHP’lilere göre, devlet yasa dışı birimlerle müzakere etmemeli…
Meclis’in bu süreçte devrede tutulması gerektiği konusunda ısrarlı olan CHP, sürecin Meclis dışında oluşturulacak bir komisyon ya da akil adamlardan oluşturulacak bir komite üzerinden yürütülmesinden yana.
Gelinen noktada gelişmelerden endişeli olduklarını dillendiren CHP’li yetkililer, hükümetin bu konuda tek başına hareket etmesini sert bir şekilde eleştiriyorlar.
MHP grubu ise çok açık ve net bir şekilde sürece karşı çıkıyor ve bunun Türkiye’yi küçültmeye dönük bir süreç olduğu iddiasını ortaya koyuyor.
MHP’lilere göre hükümet terör örgütü PKK’nın etki alanına girdi ve onların yönlendirmesi ile hareket ediyor. Ve bu kabul edilebilecek bir şey değil.
MHP’liler bu nedenle çok ama çok öfkeli…
BDP kanadına gelince, onlar süreci korumak ve devamını sağlamak gerektiği görüşündeler.
Bu konuda hassas davranmaya özen gösterdiklerini belirten BDP’liler, süreçten umutlu olduklarını söylüyorlar.
Türkiye Büyük Meclisi’nde tek gündem konusu özetle Kürt meselesini ortadan kaldırmaya dönük yaşanan gelişmeler.
Bunun böyle olması da doğal.
Sürecin önünde şimdi yeni bir sınav var.
“21 Mart Nevruz” kutlamalarının olaysız bir şekilde yaşanması “barış sürecini” rahatlatacak.
Bu nedenle de sürece inananlar, 21 Mart’ta herkesin sağduyu ile hareket etmesi gerektiği üzerinde ısrarla duruyorlar.
Bu noktada İmralı’daki Abdullah Öcalan’ın önemli bir rol oynaması gerektiğini söyleyenlerin sayısı az değil.
Öcalan’ın, 21 Mart’ın taşkınlık yapılmadan geçilmesi konusunda örgüte mesaj vermesinin önemine işaret eden bu çevreler, devletin de dikkatli olması gerektiğine vurgu yapıyorlar.
Kısacası Türkiye bu dönemde devam etmekte olan “barış sürecine” odaklanmış durumda…
Siyasi iktidarın büyük bir risk alarak başlattığı süreçte yaşanacak gelişmeler, Türkiye’nin bundan sonra geleceğinin nasıl şekilleneceğini belirleyecek.
Bu konuda da herkes hem fikir.
Umalım bu sürecin sonunda Türkiye Cumhuriyeti kazançlı çıksın…
