Anastasiadis’in ön şartı “garantiler” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
KıbrısManşet

Anastasiadis’in ön şartı “garantiler”

anastasiadisanastasiadis

um Lider Anastasiadis Kıbrıslılara seslendi. Anastasiadis Cenevre’ye gitmeye hazır olduğunu, anacak görüşeceği ilk konunun garantiler olduğunu söyledi ardından çözüm olana kadar Cenevre de kalmaya hazır olduğunu belirtti

ÇÖZÜM İSTİYORUM: Anastasiadis: Bir kez daha özlü bir diyalog yoluyla ve herhangi kişisel çıkarlardan uzakta ilerlemek ve kabul edilemez mevcut durumu nihai bir şekilde sonlandıracak bir çözüm istediğimi yinelemek isterim


 

ÖNERİLERİNİ SIRALADI: Rum Lider, masada Cenevre’ye gitmek için yaptığı söylediği önerileri açıkladı:

1- Güvenlik ve Garantiler’in görüşülüp kapatılması

2- Güvenlik ve Garantiler’in kapatılması halinde Toprak konusunun görüşülmesi ve çözüm yönünde ilerleme

3- Kıbrıs sorununu çözene kadar Cenevre’de kalma

 

Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis Kıbrıs müzakerelerinin geldiği son nokta konusunda Rum devlet televizyonunun canlı yayında halka seslendi. Rum Ulusal Konseyi Toplantısı’nın ardından dün gece halka sesleniş konuşması yapan Anastasiadis, 17 Mayıs’taki görüşmede Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya sunduğunu söylediği önerilerin detaylarını da açıkladı. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Anastasiadis, Cenevre’ye gitmek içi ön şartının ilk olarak garantilerin ele alınıp bağlanması olduğunu ekledi.

Anastasiadis’in konuşması şöyle:

Mevcut durum ve geçtiğimiz hafta müzakere masasında sunduğum öneri ile ilgili olarak size bilgi verme ihtiyacı hissediyorum.

Başka ifadeler karşısında, amacımın, ne sorumluluk yükleme oyununa girmek, ne de Türkiye’nin, Kıbrıs Türk tarafının ve yazık ki Kıbrıs Rum toplumundaki siyasilerin benimle ilgili söylediklerini yorumlamak olmadığını netleştirmek istiyorum.

Amacım, benimsenmesi halinde, mümkün olan en kısa zamanda olumlu bir sonuç elde edilmesi konusunda iyimser olabilmemiz için dayanaklı perspektifler yaratacak bir öneri ile ilgili gerçeğin itibarının iade edilmesidir.

Hemşerilerim,

Herkesin çok iyi bildiği gibi, Yönetim, Ekonomi, Mülkiyet, AB ve haritaların uzlaşılmış çerçevede ilk kez teati edilmesiyle toprak konusu da dahil, beş başlıkta ilerleme sağlanmasına rağmen, anlaşmazlıklar var olmaya devam ediyor ya da anlaşmaya varılan noktalarda geri adımlar atılıyor.

Mevcut kabul edilemez durumun esas kaynağını da teşkil eden önemli başlık, ‘işgal askerlerinin’ varlığının devamı ve Garanti Anlaşmalarıdır.

Kıbrıs Türk tarafının, Mont Pelerin’de toprak konusunda harita sunmayı reddetmesinden ve bunu yapmak için çok taraflı konferansın gerçekleşmesi gerektiği yönündeki ısrarından, ancak Kıbrıs Rum tarafının Türkiye’nin sorumlulukları ile karşı karşıya gelmesi gerektiğine ilişkin arzusundan sonra, 1 Aralık 2016 tarihinde Cenevre’de Kıbrıs ile ilgili Konferansın gerçekleşmesi konusunda karar aldım.

Cenevre’de, uzlaşılmış çerçeve içinde harita teati edilmesi ile Kıbrıs ile ilgili konferans gerçekleşti ve burada sonuç elde edilemedi.

Bunlara rağmen, Birleşmiş Milletlerin 12 Ocak 2017 tarihli Bildirilerinde de kaydedildiği gibi, Toplantıya politik düzeyde devam edilmesine ön hazırlık için bir grup teknokratın oluşturulmasına karar verildi.

Teknokratların 18 Ocak 2017 tarihindeki toplantısından sonra, iki lider Cenevre’de anlaşılanların sonucu olarak 1 Şubat 2017’de Birleşmiş Milletler’den garantör güçlerle anlaşarak  Kıbrıs için Toplantının Mart başlarında politik düzeyde devamı için ön hazırlık yapılmasını  istemeye karar verdiler.

 

 

Aynı zamanda üç boyutlu bir belge hazırlanmasını da önerdim:

(a) O ana kadar başarılan yakınlaşmalar ve görüş birliğinin kaydedilmesi,

(b) iki taraf arasındaki mesafenin az olduğu askıda olan konuların kaydı,

(c) O zamanki görüşmeye kadar ortaya çıkan konularda iki taraf arasında var olan özlü görüş ayrılıklarının kaydedilmesi.

 

“Ortak bir basın toplantısı yapmayı önerdim”

Aynı zamanda Kıbrıs Türk Liderine, eğer her noktada anlaşılmadı ise anlaşılmış sayılmayacağı ilkesine tamamen saygılı kalarak ortak bir basın toplantısı yapmayı, Kıbrıs halkını o zamana kadar başarılan ilerleme ile ilgili olarak bilgilendirmeyi önerdim. Kıbrıs Türk tarafının tepkisi her iki talepte de olumsuzdu.

 

Diyaloğun iki ay nedensiz bir şekilde kesilmesinden sonra, 11 Nisan’da görüşmelerinin tekrarlanması ile, 17 Mayıs’ta sonuçların değerlendirileceği, yeni bir dizi görüşme gerçekleştirilmesinde görüş birliğine varıldı. 17 Mayıs 2017 tarihindeki son görüşmede Kıbrıs Türk Lideri ilerleme eksikliğine atıfta bulunarak Cenevre’de iki tarafın al-ver süreci içerisinde ilerleme sağlanmasına bağlı olarak esas isteklerini sunacakları yeni bir Toplantı gerçekleştirilmesi önerisini sundu.

Aynı zamanda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin enerji planlarının ertelenmesini de istedi.

 

3 önerinin detayları

Zamanın kritikliğinin bilincinde olarak ve tek amacım ortaya çıkacak bir çıkmazı önlemek olarak, enerji planlarımızın ertelenmesi talebini reddettikten sonra,  12 Ocak’ta Cenevre’de ve 1 Şubat’ta Kıbrıs’ta ortak bir şekilde anlaşılanların sonucu olarak, somut sonuçlar alınmasına bağlı olarak derhal Cenevre’ye gitmeyi önerdim:

Birincisi: Güvenlik ve Garantiler’ Başlığındaki görüşmenin tamamlanması ve kapatılmasına yönelik olarak Kıbrıs için Toplantı gerçekleştirilmesi.

İkincisi:  Sonuç olduğu sürece Toprak konusunu görüşme ve çözmekte ilerlemeye.

Üçüncüsü: Sadece özlü bir ilerleme değil, ayrıca Kıbrıs Sorununun bütünlüklü çözümü için ne kadar gerekirse o kadar süre Cenevre’de kalma.

 

“Çözüm istediğimi yinelemek isterim”

Hemşerilerim, Türk ve Kıbrıs Türk tarafından ve ne yazık ki Kıbrıs Rum toplumu çevrelerinden de önerimin güya süreç konularına odaklandığı iddiası ileri sürülüyor. Bunun, BM’nin 1 Aralık 2016, 12 Ocak 2017 ve 1 Şubat 2017 tarihli Bildirilerinde not edildiği üzere, Kıbrıslı Türk liderle ortaklaşa anlaşmaya varılanlarla tamamen tutarlı olduğunu yinelemek isterim.

Bir kez daha özlü bir diyalog yoluyla ve herhangi kişisel çıkarlardan uzakta  ilerlemek ve kabul edilemez  mevcut durumu nihai bir şekilde sonlandıracak bir çözüm istediğimi yinelemek isterim.

Böyle bir çözüm, vatandaşların tamamının haklarının güvence altına alınmasıyla modern bir Avrupa devleti oluşturacak ve Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin barış içinde bir arada yaşamalarını sağlayacak.

Bir kez daha Türkiye’yi ve Kıbrıslı Türk liderini, iddia ettikleri gibi gerçekten Kıbrıs sorununun çözümünü isterlerse, sunduğum öneriyi ciddiyetle yeniden incelemeye davet ediyorum. Bu önerinin, diyalogda karşılaştığımız sorunlara yanıt verebileceğini düşünüyorum.

Aynı zamanda, ülkenin siyasi güçlerine de çağrıda bulunmak istiyorum; Meydan okumalar, tehditler ve aşmaya çağrıldığımız sorunlar kişisel ya da diğer istekler tarafından dikte edilen kişisel çıkarların üzerindedir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar