Bit Pazarı’na nur mu yağıyor ne?
Kıbrıs sorunu bir anda herkesin gündemine girdi…
Egemen Bağış’ın “kumda oynayan şımarık çocuk” tarzı açıklamalarını saymazsak…
Hani, “Gidin İrsen Küçük size para versin…”
Hani, “İrsen Küçük ve Eroğlu’nu da al gel de Boğaz’da balık yiyin, parasını ben öderim” dediği açıklamalar var ya…
Bunları at çöpe gitsin…
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu…
Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan…
Kısa sürede…
Sorunun çözümüne yönelik önemli açıklamalar yaptı…
Hem BM’ye çağrı yapan iki devlet adamı…
Ardından da Yunanistan’ı da çözüm için motive eden açıklamaları sıraladılar.
Önce Anastasiadis
Annan Planı döneminde, Güney’deki barış güçlerinin, “Annan Planı Türkiye’nin işgalini yasallaştıracak bir anlaşmadır” temelli “hayır” çıkışının aksine…
Anastasiadis ve arkadaşları Güney Kıbrıs’taki yüzde 254 “evet”in sahibi olmuştu.
Aynı Anastasiadis, şimdi Güney Kıbrıs’ın lideri…
Seçim sürecinde, özellikle Türkiye’ye yönelik Anastasiadis’in açıklamaları kesinlikle dikkat çekiciydi.
Ve bu açıklama:
“Türkiye’yi yok sayarak Kıbrıs sorununda çözüme ulaşmak mümkün değil…”
Ve oy kullanırken söylediği:
“Çözüm için Türkiye’nin yapıcı yardımlarına ihtiyacımız var…”
Bir adım önce olan kim?
Anastasiadis bu yapıcı tutumunu sürdürdüğü takdirde, Kıbrıs Türk tarafını bekleyen bir tehlike var.
O da, özellikle Sayın Talat’ın görev yaptığı dönem ve Sayın Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’ndaki ilk günlerinde ortaya koyduğu politika…
“Bir adım önce olma politikası…”
Eroğlu ne diyor bu süreçte?
Elbette çözüm sürecini baltalayacak bir açıklama yapmadı Sayın Eroğlu…
Rutin işlemler ise devam etti bu süreçte.
Ama “bir adım önce olmak” adına henüz Kıbrıs Türk tarafından bir adım atılmadı.
Türkiye’den atıldı…
Sayın Davutoğlu ve Sayın Erdoğan’ın açıklamaları, çözüm süreci için pozitif bir adımdı.
Ama akıllarda, Sayın Eroğlu’nun “anlaşmama” temalı açıklaması kaldı…
“Anlaşmama da bir anlaşmadır.
Anlaşmayacaksak, bunun üzerinde anlaşalım…”
Bu açıklamanın Kıbrıs Türkü’ne ne faydası var?
************
Davutoğlu’nun çıkışı cesurca…
Üzerinde kafa yorulması gereken bir açıklama…
Türkiye Dışişleri Bakanı önce BM’ye inisiyatif üstlenmesi için çağrı yaptıklarını açıkladı…
Ardından da Güney Kıbrıs’taki liderin bugüne kadar sergilediği tavırlar için önemli bir cümle kullandı:
“Çözüm için şans…”
Türkiye Dışişleri Bakanı’nın bu cümleyi kuruyor olması, Kıbrıs sorununun çözümüne yapıcı bir katkı yapacaktır…
**********
KKTC’deki çözüm güçleri AK Parti ile kavgalı
Bu Memleket Bizim Platformu tarih oldu…
Sendikalar…
Siyasi Partiler…
KKTC’de Kıbrıs sorununun çözümünü konuşan ve tartışan kalmadı.
Tuhaf olan bir başka nokta daha var.
Türkiye’de çözüm sürecini sürükleyen AK Parti…
KKTC’de çözüm sürecini sürükleyenler ise, sendikalar yanında, CTP, TDP…
Ancak gelin görün ki…
KKTC’de çözüm sürecini sürükleyecek güçler ile Türkiye’de çözüm sürecini sürükleyecek AK Parti Hükümeti kavgalı…
Esas sorun da buradadır…
KKTC’de ve Türkiye’de çözüme destek veren dinamikler, bir araya gelmediği sürece de çözümün kolay olduğunu söylemek oldukça zordur.
Bu işin içinden nasıl çıkılacak, o da ayrı bir sorundur…
