Kıbrıs konusundaki müzakere sürecinde bekleyiş devam ederken, kapalı kapılar ardından krizin aşılması ve sürecin kaldığı yerden başlayabilmesi için yoğun bir diplomasi trafiği de sürüyor.
Görünen o ki müzakereler bir şekilde Nisan ayının ilk haftasından sonra başlayacak.
Ama müzakerelerin başlayacak olması tek başına fazla bir anlam ifade etmiyor.
Sürecin ileriye taşınabilmesinin koşulları var.
Bunlardan en önemlisi Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğinin Rumlar tarafından amasız bir şekilde kabul edildiğinin masada tescil edilmesi.
Türk tarafının karar alma mekanizmalarına etkin katılımının sağlanmasının önünün açılması.
Dönüşümlü başkanlığın kabulü.
Bunlar sürecin ileriye gidebilmesi için şart.
Rum Lider bu konularda ortaya koyacağı tutum ile çözüm yönünde irade sahibi olup olmadığını göstermiş olacak.
Rum tarafından gelen ilk sinyallere bakıldığı zaman süreç Nisan ayının ilk haftası sonrasında başlayabilir.
Rum Lider Nikos Anastasiades Güney Kıbrıs’taki en büyük iki siyasi parti konumunda olan DISI ve AKEL’i yanına alarak masaya yeniden oturma gibi bir imkana sahip olacak gibi.
Ama bu şansını nasıl kullanacağı önemli.
Masa yeniden kurulurken Anastasiades gelecek seçimleri mi düşünerek masada olmayı tercih edecek, yoksa gelecek nesilleri mi?
Rum Lider Anastasiades’in şu andaki tutum ve politikaları seçimlerin öncelikli olduğunu gösteriyor.
Eğer bu tutumu devam edecek olursa başta AKEL olmak üzere Güney Kıbrıs içinden de kendisine dönük tepki oluşacağı kesin.
Ama bu tepkiye karşın Rum Lider seçimlere dönük olarak aşırı sağ ve milliyetçi kesimin desteğini almayı tercih edebilir.
Şu andaki duruşu da tercihinin ağırlıklı olarak bu yönde olacağını gösteriyor.
Bu durumda masa yeniden kurulsa bile bir anlam ifade etmeyecek.
Anastasiades’in siyasi liderlik ve cesaretle hareket edip Türk tarafının beklentilerine yanıt vermediği durumda masadan bir şey çıkmayacak.
Öte yandan Rum tarafı mesele olmaması gereken bir konu olan dört özgürlükler konusunu daha şimdiden bir sonraki kriz konusu olarak hazırlamak için elinden geleni yapıyor.
Bu da çözüm umutlarını ve beklentilerini azaltan bir başka gelişme…
Gelinen aşamada herkesin kafasındaki soru Rum Liderin gelecek seçimleri bir yana bırakıp masaya odaklanarak çözümün yolunu açacak adımlar atıp atmayacağı…
Müzakere sürecinin geleceğini Anastasiades’in atacağı ya da atmayacağı adımlar belirleyecek.
Anastasiades Türk tarafının siyasi eşitiliğini, kararlara etkin katılımını ve eşitliğin göstergesi olacak olan dönüşümlü başkanlığı kabul etmeyecekse masanın yeniden kurulması için boşuna uğraş verilmemelidir.
İşin özü bu ve fazla söze de gerek yok!
