Bir kadın cinayeti bir kadın cinayetini izler,
Mesele alevlenir tartışılır durur,
Biri kürsüden iner, diğeri çıkar,
Gazete köşeleri bu konuya hasredilir ki mesele iyice anlaşılsın,
Tepkiler sokaklara taşar,
Büyük laflar edilir her şey hallolacakmış gibi sanki birdenbire,
Umutlanırsınız lakin,
Bakarsınız bir yanar bir söner,
Allah kerim başka cinayetlere…
…
Yüzünüz o dökülen kerpiç duvarlara benzer…
…
Masa kurulur görüşme görüşme üzerine,
Umutlar yeniden canlanır,
Ne kadar güzel kelimeler varsa,
Ve geleceğe dair ne kadar güzel umutlar varsa pompalanır durur,
Bir umuttan bir umuda koşar herkes,
-İşte böyle, bu sefer kesin, der.
Bir gün Brüksel, bir gün Cenevre,
Her şey ha oldu ha olacak kıvamında,
Derken,
An gelir her şey biter,
Güzel sözler paramparça olur,
Kim ne söylüyordu şimdi ne söylüyor,
Kahvenin bile tadı kalmaz,
Umutlar başka bahara kalır…
…
Böyle durumlarda yalnızlaşırsınız gözleriniz ve her yeriniz terk edilmiş sokaklar gibi…
…
Efendim,
-Ne olacak şu kentin hali?
Dağlar ovalar betonlaştı,
Bu memleket tanıdığımız memleket değil,
Durum facia.
Hani böyle giderse, denir isyan edilir.
Sanırsınız meydana gelen öfke çok büyük de dağlar devrilecek.
Pankartlar yaftalar hazırlanır,
Yollara düşülür,
Birkaç vekil birkaç parti destek verir,
Protestolar çekilir,
Amfilerde nutuklar atılır,
Durum bir daha gözden geçirilir.
Herkes heyecanlanır takdir takdir üstüne.
Fakat sonuca bakarsınız nafile.
Ne demişti ampul?
Atı alan Üsküdar’ı geçti.
Aynen öyle.
Herkes yerine oturur…
…
Doğrusu rüzgara bırakılmış o kimsesiz panjurlar gibi her şey.
Perdesini kapatacak kimseler yok…
…
Kararlı olmak kim bilir şiirlerin satırlarında kaldı sadece.
Ahmed Arif’in Rustemo adlı şiirinin son iki bölümü ile bitirelim:
…