Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun ;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Cahit Sıtkı Tarancı
“Karadeniz” çağrışımının, Kıbrıslı Türkler üzerinde özel bir etkisi var… Karadeniz denilince, akla güzel ve olumlu çağrışımlar geliyor…
Karadeniz, yeşilin her tonu, bol su kaynakları, dereler, akarsular, şelaleler, tuzu az dalgası ve balığı çok hırçın bir deniz yanında, mütevazi, yardımsever, çalışkan insanlar, fındık ağaçları ve yem yeşil oksijen diyarı yaylaları ile, büyük bir cazibe demek.
Bu düşüncelerle Turizm ve Çevre Bakanlığı ve Pegasus Havayolları işbirliğinde düzenlenen “Turizm Tanıtım Günleri” kapsamında “Ordu Tanıtım Gezisi”ne Lefke Cittaslow’u temsilen ben katıldım. Ordu’da bulunduğum günler zarfında diğer arkadaşlarımız ile birlikte hem Karadeniz’in bu sevimli şehrini tanımaya hem de ülkemizi tanıtmaya çalıştık.
12 – 14 Ağustos 2016 tarihleri arasında düzenlenen tanıtım etkinlikleri kapsamında, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nun, Ordu Belediye Başkanı, Ordu Valisi, Ordu Turizm İl Müdürü ve diğer yetkililer ile yakın temas kurduğunu gözlemledim. Düzenlenen tanıtım etkinliği ile ilgili, olumlu veya daha iyiye gidilmesi için eleştirilmesi gereken hususları, bilahare Bakanlığa yazılı olarak bir değerlendirme raporu ile aktaracağım. Lakin bu yazının konusu, Karadeniz ve onun güzelim şehri Ordu…
[images_grid auto_slide=”no” auto_duration=”1″ cols=”three” lightbox=”no” source=”media: 179058,179059,179061″][/images_grid]
ORDU’NUN DERELERİ TÜRKÜSÜ
Her şehrin bir hikayesi vardır. Elbette ki, bir şehri, iki üç günde, tanımak pek mümkün değil. Lakin, kısa süre zarfında Ordu’da soluduğum havayı ve hissettiklerimi, araştırmalarımla birleştirerek, sizlerle paylaşmak istedim. Ercan Havaalanında hareket ettikten sonra bir buçuk saat sonra Ordu-Giresun Havaalanına iniyorsunuz. Çok farklı bir his… Çünkü dünya da sadece üç yerde bulunan, deniz içerisine dolgu yapılarak oluşturulmuş bir havaalanı. Denizin içerisine iniyormuşsunuz duygusunu uyandırıyor…
Şehir ile ilgili ilk izlenimim, Ordu eşittir, mavi ve yeşil. Şehirde, kendi halinde huzurlu bir yaşam hakim. Gelişmişlik düzeyi çok yüksek olmasa da, fındığa dayalı bir ekonomisi var. Her yerde bu hissediliyor. Fındık yanında, kivi üretimi son dönemlerde adından söz ettiriyor. Deniz ve balıkçılık faktörünü de unutmamak gerek. Turizm anlamında potansiyeli olsa da bu alanda adımların yeni yeni atıldığını gözlemlemek mümkün… Şehrin, tarih, kültür ve doğa değerlerini içine alacak, kapsamlı bir turizm planlamasına ihtiyacı var. Özellikle doğal alanlarda çarpık yapılaşmadan uzak durulması oldukça önemlidir. Toplam yatak sayısı 1200 dolaylarında. Şehri ziyaret eden, 450 bin dolaylarındaki ziyaretçinin çok önemli bir bölümü, iç turizm hareketi olarak dikkat çekiyor. Yabancı ziyaretçi sayısı Arap turistlerin gelişi ile artış göstermeye başladı. İyi bir planlama ile şehir, çok kısa bir sürede, “Turizmde ben de varım.” diyebilecek durumda. Hayal gücü iyi kullanılırsa, bu şehrin turizmde önü açık olur. Destinasyon yönetimi, bu açıdan çok mühim… Şu meşhur türküyü Ordu’da dinlemek de çok güzeldi: “Ordu’nun dereleri, aksa yukarı aksa, vermem seni ellere, Ordu üstüme kalksa…”
Ordu, Türkiye’nin en küçük büyük şehri, özelliğini taşıyor. Ordu merkezdeki en önemli turistik çekim merkezi, şehrin muhteşem deniz ve dağ manzarasını yansıtan teleferiği. Bizler de Boztepe’deki otelimize ulaşmak için teleferiği kullandık. Hakikaten, oldukça keyifli ve özel bir deneyim… Gece hali çok daha güzel. Şehir ışıklarının denize yansıması tam fotoğraflık. Teleferik gece 23.30’a kadar hizmet veriyor…
[images_grid auto_slide=”no” auto_duration=”1″ cols=”three” lightbox=”no” source=”media: 179060,179063,179062″][/images_grid]
HIRÇIN KARDENİZ’İN SAKİN ŞEHRİ PERŞEMBE
“Hırçın Karadeniz’in Sakin Limanı” olarak nam salan Perşembe ilçesi, uluslararası cittaslow payesi olduğundan, görmek istediğim bir yerdi. Doğru zaman bu zamanmış Kısa süreliğine olsa da, Perşembe’nin dokusunu tanımak, onun sakinliğini hissetmek güzeldi. Yason Burnu ve Kilisesi, bölgenin cazibe yerlerinden birisi. Turizm bakış açısı ve turizm dokunuşları ile çok daha iyi hale gelebilir… Perşembe, Cittaslow unvanını fazlası ile hak ediyor. 32 bin nüfuslu özel bir yer. Yapmış olduğumuz kısa ziyarette Cittaslow marka ve imajını, daha etkili kullanmaya ihtiyacı olduğunu gözlemledim.
Yolda ilerlerken, deniz boyunca bisiklet maratonunu gözlemlemek, gözümüze oldukça hoş göründü. Perşembeye gitmişken, Kıbrıs’tan tanıtım etkinliğine katılan üç Cittaslow belediye kardeşlik fotoğrafı çekmeyi de ihmal etmedik. Yeniboğaziçi, Lefke ve Mehmetçik…
OKSİJEN YURDU ORDU
Ordu, turizm tanıtımlarında “Oksijen Yurdu Ordu” ve “Geçilecek Değil Kalınacak Şehir Ordu” sloganlarını kullanıyor… Flora bakımından çok zengin bir coğrafya… Topraklarında yirminin üzerinde orkide türü var. Ordu, Doğu Karadeniz’in giriş kapısı… Mutfağı da zengin… Pancar çorbası, mısır ekmeği, balığın çeşit türlüsü, kabak muhallebisi, mısır çorbası, keşkek, mantar yemekleri, yufka böreği ve karalahana yemekleri dikkat çekiyor. Yakın gelecekte tamamlanacak olan, kayak merkezi bir yanda kayak diğer yanda deniz alternatifi ile gündeme gelecek. Yamaç paraşütü macerasının yaşandığı en özel yerlerden biri yine Ordu…
Ordu ve ilçelerindeki bazı çekim merkezleri;
Çambaşı Yaylası, Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesi, Perşembe Yaylaları, Taşbaşı yaylası, Yason Burnu ve Kilisesi, Ulugöl Tabiat Parkı, Hoynat Adası, Organik tarım yapan Kabak Dağ köyü, Eko köy Kayabaşı, Ünye, Fatsa ve Perşembe gibi turizm potansiyeli taşıyan ilçeler.
Ordu’ya ilk gittiğimiz gün bizleri Kıbrıs’ı aratmayan güneşli bir hava karşıladı. Son gün ise rüzgarla karışık bir yağmur eşliğinde uğurlandık. Ordululardan öğrendiğimize göre, Ağustos ayında, bir günde dört mevsimi yaşamak mümkün. Biz üç günde buna tanıklık ettik. Orta Karadeniz’in bu demokratik, kendi halindeki şehrini görmek iyi oldu. Haftanın üç günü Pegasus Hava yollarının başlatmış olduğu karşılıklı seferlerin başarılı olmasını dilerim. Şehrin turizme tam hazır olmadığını gözlemlemek, bu konuda biraz beni endişelendirse de, Ordu, Kıbrıslı Türklerin sevebileceği bir yer. Aynı şekilde, fazla bir tatil alışkanlığı olmayan Ordu halkına iyi stratejiler ile gidilirse, ülkemizi sevecekleri inancını taşıyorum. Zaman, uçak seferlerinin ve tanıtım etkinliklerini zamanlamasının doğruluğunu ya da eksikliğini gösterecek. Biz Lefke Turizm Derneği olarak, gelecek sene haziran ayında 100 kişilik bir ekiple Karadeniz’e gitme kararı aldık. Şimdiden başlangıç ve dönüş noktasının Ordu olmasına karar verdik.
Karadeniz’in gizemli cevheri Ordu ile tanışmak güzeldi…
