Rauf Renktaş, Rauf Raif denktaş’ın torunu, Serdar Denktaş’ın oğludur diye, yasalar karşısında ayrıcaklıklı değildir. Rauf Raif Denktaş Üniversitesi dahi olsa, kendisine arazi konusunda ayrıcalık sağlanamaz. Yurttaşlar eşittir.
Resmiye Canaltay, Derviş Eroğlu’nun kızıdır diye, Lefkoşa’ya büyük otel yapacak gerekçesiyle, yüzlerce iskan mağduru varken, devlet arazisi alamaz. Bu konuda ayrıcalıklı olamaz. Yatırımcılar, eşit şartlarda mücadele edecek…
Sayıştay Başkanı Osman Korahan’ın eşi, dünya iyisi, işinde başarılı olsa da, “kurgu” yapılarak, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Özel kalem Müdürü olamaz, Sayıştay başkanı’nın eşi olması, Sayıştay Başkanı’nın başbakan ile samimi olması, yeterli neden olamaz. Liyakat, dostluk ilişkilerinden daha önemlidir.
Asil Nadir, “eski başarılı bir işadamı” diye, Kalkınma Bankası’ndan tüzük değişerek, olmayan proje varmış gibi, geri ödemeyeceği biline biline, kredi alamaz, almamalı… Medya, bu şekilde satın alınmamalı…
Rauf Denktaş’a, “DP’li olduğu” için…
Resmiye Canaltay’a “UBP’li olduğu” için…
Osman Korahan’a “Sayıştay başkanı” olduğu için…
Asil Nadir’e “geçmişte husumetimiz olduğu” için tepki gösteremezsiniz.
Adil, etik, eşit bir düzen istediğimiz için…
Bu konularda edecek iki kelamımız vardır.
Herbirini ne kadar sevsek, dost olsak da, söyleyecek sözümüz olmalı…
Ama…
Rauf’a tepki gösterip, Resmiye Canaltay olayında susan…
Korahan’a tepki gösterip, Asil Nadir olayında susanlar var ya…
Dilsiz şeytandır.
Adaletin, eşitliğin, karşısında susan, dilsiz şeytandır.
Yakın zamanda yaşanan bu dört olayı, biri birinden ayırarak, “sana göre, bana göre” diye tepki gösterenlerin de, benim gözümde “popülist” ve günü kurtarma heveslisi olduğunu söyleyeyim.
Adalet denen şey, herkese lazım…
Bu konularda, daha fazla kalem oynatmayacağım.
Çiçekler böcekler, güller, papatyalar, karanfiller…
Her toplum, layık olduğu şeyleri yaşar.
