Girne’de bir hastane…
Yasa dışı kürtaj yapılıyor.
Ciddi ihmaller var…
Kürtajın nasıl olacağı belli…
Kürtajın sağlık bakanlığına nasıl bildirileceği belli.
Kürtaj sonrası nasıl bir sağlık süreci izleneceği belli.
Kürtajın hangi zaman dilimi içerisinde yapılacağı belli.
Yasa, kürtaj sonrası patalojik işlemlerin nasıl yapılacağını da bildiriyor…
Sonuç…
Ne yasa, ne tüzük…
Yap kürtajı, al 8-9 bin TL’yi…
Kürtaj sonrası çıkan çocukları da “ormana alana göm…”
Gelinen aşamaya bakınız ama…
“Cinayet suçu” yok…
Ameliyatların yapıldığı hastanenin, 24 saat hastanede çalışan doktor sahipleri ise suçsuz…
Ancak…
Kürtaj için hastaneye giden bir anne adayı hapiste…
Baba adayı, kız hapse girer girmez, nişan töreni yapmış, vur patlasın çal oynasın…
Biz de birbirimize, “adalet” anlatmaya çalışıyoruz…
Adalet yerini buldu… Öyle mi?
Ada Hospital sahipleri Mehmet Ali Tunçbilek ve Verda Tunçbilek suçsuz bulundular…
Düşünün…
Hastane sahibisiniz…
O hastaneden çok iyi paralar da kazanıyorsunuz…
Yanınızda çalışan başka doktorlar da var…
“Yan odada” ne yaptıklarını bilmiyorsunuz…
Onlar suçlu…
Size ait hastaneyi denetleyemeyen siz, suçsuz…
Tablo budur…
Kamuoyunun bu tabloda bir şey anlaması da mümkün değildir.
Kamu vicdanı rahatsız…
Adaletin “geç tecelli” ettiği…
Ya da “ikna edici” olmadığı zamanlarda devreye kamu vicdanı girer.
Kimse, şu anda “tıkın şunları da hapse” görüşünde olduğumu düşünmesin.
Öyle değil.
Ben Fahri Karagözlü’ye de yakıştıramıyorum o düştüğü hali…
Rasiha Serdaroğlu’na hiç…
Ama gelin görün ki, aylardır mahkemede söylenenler var…
Deliller var…
Birileri, “çak- çak” yaparak beraatini kutlarken…
Birileri de “kürtaj oldu” diye hapiste…
“Kürtaj yaptı” diye hapiste olanlar da var artık…
Tek masum ise, hastanesini denetleyemeyen kişiler.
Tunçbilek çifti anlatmalı…
Dedim ya kamu vicdanı.
Burası küçük toplum.
Mahkeme süreci ve yaşananlar, “kamu vicdanında Tunçbilek çiftini” de mahkum etmiştir.
Masum olduklarına tek bir kişi bile inanmak istemiyor…
Kendileri, avukatları ve aileleri hariç.
Bu noktada, bu topluma bir “izah” borçludurlar…
Hiçbir şey yapamazlarsa…
“Denetleyemedik hastanemizi, istenmeyen olaylar oldu, özür dileriz” demelidirler…
Bir özür…
Hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam edeceklerse…
Eski nişanlısı hapse giren, gecesi nişan olan gençten ne farkları kalacak?
Kendilerince kötü günler geçirdiler…
Adalet “suçsuzsunuz” dedi…
Ya kamu vicdanı?
Bir özür…
Bir açıklama…
Borçludurlar…
