''Acil önlemler alınmalı'' - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Mart 19, 2024
Kıbrıs

”Acil önlemler alınmalı”

''Acil önlemler alınmalı''

Duygu ALAN
Dövizdeki artış karşısında KKTC ekonomisinin daraldığına işaret eden ekonomistler, kısa vadede piyasaya olumlu etki yapacak acil önlemler hakkında görüşlerini aktardı.
Havadis’e konuşan ekonomistler, Türk Lirası’nın döviz karşısında hızla değer kaybettiğini fakat KKTC Devleti’nin Türk Lirası’nın değer kazanması için herhangi bir müdahalede bulunamayacağını kaydetti.

Sezinler: Son iki hafta “kara hafta” olarak tarihe geçecek
Dövizdeki artışın piyasaya etkilerini değerlendiren ekonomist Mahmut Sezinler, yaşanan son iki haftalık sürecin KKTC ekonomisinde “kara hafta” olarak tarihe geçeceğini ifade etti.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Para Kurulu’nun dövizdeki artış konusunda olağanüstü bir toplantı düzenleyeceğine işaret eden Sezinler, “Benim murat ettiğim Türkiye’de politika faizlerinin artması yönünde bir kararın çıkmasıdır” dedi.
Sezinler, “Bugün diğer gelişmekte olan ülke Hindistan, faiz artırımına gitti ve bu bile uluslararası piyasalara ve Türk Lirası dahil gelişmekte olan ülke paralarına bir doping etkisi yarattı. Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Para Kurulu’nun olağanüstü toplanması kararı yine doping oldu. Dolar şu anda dolar 2.25 bandına bir geri dönüş yaptı” diye konuştu.


“KKTC dövize müdahale edemez”
Türk Lirası’nın değer kaybetmesi karşısında KKTC Devleti’nin yapabileceği hiç bir şey olmadığını söyleyen Sezinler, Türk Lirası’nın politikasının Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından belirlendiğini, dolayısıyla dövize müdahalenin de yine oradan gelmek zorunda olduğunu söyledi.
Dövizdeki artışın nedenleri konusunda da görüş bildiren ekonomist Mahmut Sezinler , “Türkiye’nin Türk Lirası üzerinde uygulamış olduğu yanlış para politikası dövizin yükselmesinde etkili oldu. Türkiye’de siyasi kriz çıktıktan sonra TC Merkez Bankası, Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesine göz yumdu. Bunu tamamıyla kendi siyasal amaçları için yaptı. 90 milyar dolar civarında olan cari açığın kur artışı ile azaltılması yönüne gitti. Fakat piyasa dinamiklerini göz ardı etti. Bunun neticesinde de Türk Lirası çok süratli bir şekilde eridi” dedi.
Sezinler, KKTC’nin bu durum karşısında bu durumu etkileyecek herhangi bir finansal enstrümana sahip olmadığı için müdahalesinin de olanaksız olduğunu savundu.
Şu aşamada yapılması gerekenin maliye politikaları ile piyasayı ucuzlatmak, piyasadaki pazar faaliyetlerini canlandırmak, çalışan insanın ve de emeklinin bu durum karşısında eriyen maaşlarını reel hale getirip piyasada daha çok harcama yapılmasını sağlamak olduğunu kaydeden Sezinler, buna da bütçe olanakları izin vermezse Türkiye’den katkı istemek gerektiğini söyledi.

“Piyasa canlandırılmalıdır”
“Burada önemli olan neredeyse durmuş olan piyasayı canlandırmaktır” diyen ekonomist Mahmut Sezinler, dolaysız vergilerin önüne geçmek ve adil bir vergi politikası sağlayıp gelir dağılımının daha adaletli şekle sokulması gerektiğini ifade etti.
Sezinler, “Şu anda devlet herhangi bir kur sabitlemesine giremez, öyle bir şey söz konusu olamaz. Fakat şu anda dövizle ödenen kiralarda, okul harçlarında ve de aynı zamanda bankalardan alınan döviz kredilerinde tavsiyede bulunup piyasayı bir nebze osun rahatlatmak gerekiyor. KKTC Merkez Bankası da döviz kredilerindeki faiz oranlarına gerekli sübvansiyonla özellikle döviz kredisi alanları bir nebze rahatlatabilir” dedi.
Ancak bunların geçici önlemler olduğunu dile getiren Mahmut Sezinler, sözlerine şöyle devam etti: “Aslında ilk uygulamaya çalışılan vergi ayarlamaları, gelir dağılımının düzeltilmesi, asgari ücretin reel olması ve piyasanın ucuzlatılması süreklilik arz eden unsurlardır. Tabii yine bir süreklilik olması gereken unsur kayıt dışı ekonomi ile mücadele etmek ve kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almaktır. Vergi adaletinin ağlanmasında bu da önemli bir unsurdur. Türkiye’den yapılan ithalatlarda katma değer vergisi ile stopaj vergisinin kaynaktan alınmasının yani gümrükte alınmasının önüne geçilmeli, KDV ithalatın yapıldığı tarihten üç ay sonra alınmalıdır. Bu bir maliyet unsurudur da.”

Akifler: Dövize müdahale edecek devlet Türkiye’dir
Ekonomist Ünal Akifler, “Türkiye’de politik çalkantı büyümezse döviz daha fazla artmaz. Hatta biraz geriye gidip sonra da normal değerine varır orada durur” dedi.
Akifler, KKTC Devleti’nin dövize müdahale edemeyeceğini ancak gerçek hayat pahalılığını daha sık maaşlara ekleyerek, asgari ücreti düzenleyerek ve tüccarlara kurdan mütevellit gerçek olmayan karlara kur farkını hesaplayarak menfi etkileri azaltabileceğini dile getirdi.
Akifler, “Giden sıcak para ile Türkiye’de Türk Lirası gereğinden fazla değerlendi. Amerika’daki likit durumun azalması, faizlerin Amerika’da yukarı kımıldaması, gelen parayı da azaltacağı gerekçesi ile sıcak para Türkiye’den çekilmeye başladı. Gezi olayları ve şuan ki, yolsuzluk olayları da dövizin yükselmesinde sebep oldu. Ancak asıl neden Türk Lirası’nın aşırı değerlenmesi ve Türkiye’nin cari açığının gittikçe büyümesidir” dedi.
KKTC Devleti’nin dövize müdahale edemeyeceğine dikkat çeken Ünal Akifler, Türkiye de döviz satarak, faizleri yükselterek müdahalede bulunabilir. Fakat bunu yaparken de bir anda yapmalıdır. Azar azar yaparsa piyasa sünger gibi çeker. Spekülatörlerin eli yansın” diye konuştu.
KKTC’de ise ancak menfi etkilerin azaltılabileceğini ifade eden Ünal Akifler, “Dövizin bu duruma gelmesine KKTC sebep olmadı. Dolayısıyla şimdi Türkiye, KKTC’ye finansal yardımda bulunmalıdır ki bizim piyasamız da canlansın, küçülmesin, işsizlik artmasın, fakirlik çoğalmasın. Ev kiralarına, okullar harçlarına da ilgililerin, kendi gönülleri ile fiyatları düşmeleri yapmalı ya da kuru sabitlemeleri. Kaldı ki, bunu şuan yapmamaları sonunda yine onların zararlarına olacaktır” dedi.

Saydam: Acil önlemler alınmalı
Ekonomist Mehmet Saydam, yükselen döviz kuru karşısında, sadece kamu bütçesinin karlı çıktığını söyledi. Saydam, “İthalata dayalı bir tüketimin olduğu KKTC de, Devlet vergiyi gümrük hattında döviz cinsi faturaların o günkü kurundan hesaplayarak almakta ve bu yüzden fiyatlar hızla yükselmektedir. Ancak Devlet bütçesi hiç bu noktada hiç zarar etmemektedir. Devlet, döviz üzerinden yapılan ithalatlarda hesaplanan günlük kurunu sabitlenmeli veya gümrük ve diğer tüm vergilerde indirime gitmelidir” diye konuştu.
Alınması gereken acil önlemler
Mehmet Saydam, KKTC ekonomisi için kısa vadede piyasaya olumlu etki yapacak acil önlemleri şu sıraladı;
“Kamu Bütçesi aylık olarak 5 milyon USD ithalat faturası üzerinden hiçbir efor harcamadan aylık 616.000 TL kar elde etmiştir. Kamu bütçesindeki bu artış, tüketici için de aynı oranda pahalılık anlamına gelmektedir.
Ülkenin lokomotif sektörlerden biri olan eğitim sektöründe, Milli Eğitim Bakanlığı; teşvik kapsamında yatırım yapış olan Yüksek Öğretim Kurumlarında (Üniversitelerde) öğrenci harçlarının döviz bazlı değil, Türk Lirası olarak belirlenmesi konusunda çalışmalar yapmalıdır.
İnşaat sektörü başta olmak üzere, birçok sektörde dört aylık süre ile belirli vergi-resim ve harçlarda indirime gidilmesi ve kriz döneminin fırsata dönüştürülmesi sağlanarak tüketicilerin piyasada harcama yapmaları sağlanmalıdır.
Hükümet, belirli bir döviz borcunda yakalanan ve döviz artışı ile borcu katlanarak büyüyen vatandaşlara yönelik olarak, belirli kriterler göz önünde bulundurarak (örneğin 30.000 stg rakamına kadar) kur farkı zararlarını kanpanse edecek düzenlemeler yapmalıdır.”

Örnek

13.1.13 USD Kur 13.1.14 USD Kur
1,72 TL 2,28 TL
Aylık Ort. Yop. İhthal Mal Bedeli  $5.000.000,00   $5.000.000,00
 
Devletin Alacağı Vergi Matrahı 8.600.000,00 TL 11.400.000,00 TL
 
Devletin Alacağı Vergi Ortalaması 22% 22%
(KDV+STOPAJ ve Diğer Vergiler Dahil)
 
Devlet Vergi Geliri 1.892.000,00 TL 2.508.000,00 TL
 
Devletin Kur Geliri  616.000,00 TL

 
“Fiyat İstikrar Fonu Yasası”

Ekonomist Mehmet Saydam, “Dövize bağlı artışlardan etkilenen Petrol-elektrik v.b zamların sübvanse edilebilmesi için 1978 yılında yürürlüğe konan Fiyat İstikrar Fonu Yasası uyarınca toplanan paraların, yasanın amacına uygun olarak kullanılmasını düzenleyen yasal düzenlemenin ekonominin geneline ciddi bir ivme katacağa benziyor” dedi.
Şu an için bu fonda toplanan paraların sadece kamu personelinin maaş ödemelerinde kullanıldığını söyleyen Saydam, bunun zaten mevcut yasaya aykırı bir uygulama olduğunu söyledi. Saydam, “Bu kapsamada yapılan düzenleme ile Fiyat İstikrar Fonu Yasası amcacına uygun olarak kullanılacak” diye konuştu.
Mehmet Saydam, “26/1978 sayılı FİF Yasası’nın 3. Maddesi uyarınca; Fonun kuruluş amacının; yasanın yürürlük tarihinden sonra olması muhtemel akaryakıt maliyetinde fiyat artışlarını fondaki mevcut para oranında karşılamak ve bu şekilde mümkün olduğu kadar bu artışların tüketiciye yansımasını önlemek, tüketim maddelerinin tüketiciye istikrarlı bir fiyatla arzını sağlamak ve KKTC’nin tarımsal ürünlerinin dünya piyasalarında geçerli fiyat düzeyinde pazarlanmasında ve üreticilerin gelirinde yeknesaklık ve istikrar sağlamaktır” dedi.

“İşte radikal bir çözüm”
İşte size radikal bir çözüm diyen Mehmet Saydam, geçmişte CTP hükümetinin bankaların kriz karşısında nakdi olarak güçlü kalabilmesi adına % 23,5’lik kurumlar ve gelir vergisi oranını bir yıllığına % 10’a çektiğini hatırlatarak, “O zaman şimdi de hükümet, bankalar ile görüşüp 30.000 STG’ye kadar olan dövizli borçlarda kuru örneğin 3,40 hesaplayın, ben size doğan farkı vergi iadesi veya farklı bir yöntem ile iade edeceğim desin” diye konuştu.
Ekonomist Mehmet Saydam, KKTC’de kısa vadede piyasaya olumlu etkide bulunabilecek acil önlemleri, maddeler haklinde aktardı.

1. Devletin belirli sektörlere vermekte olduğu “Teşvik-Sübvanse ve Nakdi Yardımlar” yeniden düzenlenerek, genel ekonomi eşit katma değer sağlayacak şekilde dağıtılmalıdır.
2. Şirketlerin “Amortisman” uygulamasından vazgeçilerek, yatırımın yapıldığı yıl, toplam yatırım maliyetinin giderleştirilmesine olanak sağlanacak Yasal düzenleme yapılmalı ve böylece şirketlerin yatırım yapması teşvik edilmelidir.
3. Vergisel sorumluluğu yasal süre içerisinde ödeyen kişi ve kurumlar ile Ödemeyen kişi ve kurumlar arasında ödül/ceza ilişkisini oluşturulmalıdır.
4. Belirli bir ciro üzerinde ihracat yapan şirketler için Vergi İstisnaları uygulamalarının sağlanmalıdır.
5. Belirli şart ve kurallara bağlı kalınarak, devletten KDV iadesi bulunan şirketlerin finansman yükünün hafifletilebilmesi adına; KDV’nin belirli bir kısmının mahsubu veya iadesi sağlanmalıdır.
6. İthalatta alınan stopajın, belirli şart ve kurallara bağlı kalınarak, ilgili dönem içerisinde şirketlerin finansman yükünün hafifletilebilmesi adına KDV ödemesine ve Muhtasar (PAYE) ödemesine karşılık mahsubuna olanak sağlanmalıdır.
7. Şirketlerin yıllık kazançları üzerinden ödemek ile yükümlü oldukları; %10 kurumlar vergisi ve %15 gelir vergisinin yeniden düzenlenerek %20 oranına çekilmeli ve temettü dağıtımı sonrasında başka bir vergi alınmayarak kayıt dışı ekonominin en büyük nedeni ortadan kaldırılmalıdır.
8. ½ asgari ücret olan kiralar (850 TL) vergiden muaf tutulmalı ve üstü olan bedellerin mutlak surette yasal düzenleme ile bankaya yatırılması sağlanmalıdır.
9. Ekonominin kayıt altına alınmasını kolaylaştırmak adına 2007 yılından itibaren yürürlükten kaldırılan KDV İadesi Yasası’nın tekrar yürürlüğe girmesi gerekmektedir.
10.  Şirketlerin aktiflerinde kayıtlı demirbaşların satışından doğan gelirlerin, şirket sermayesine eklenmesi karşılığı “vergi muafiyeti” sağlayacağı yasal düzenleme yapılmalıdır.
11.  Yüksek elektrik maliyetlerinin yeniden düzenlenmeli ve yapılan yüksek artış geri alınmalıdır.
12.  Kamu Personel Yasası’nda yeni düzenlemelere gidilerek, mesai-maaş ve menfaatlerde reform yapılmalı.
13.  Kaçak işçi ve iş güvenliği denetimleri ile ilgili olarak, devlet sektörsel oda ve derneklerle iş birliği yaparak yeni bir denetim ağı kurulmalı.
14.  Genel piyasanın fiyatları Türk Lirası olarak belirlemesini özendirici yasalar yapılmalı.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar