80 madde için değişiklik önerisi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Röportaj

80 madde için değişiklik önerisi

80 madde için değişiklik önerisi

CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman, geçici statüde istihdamın CTP’nin seçim bildirgesinde, CTP-DP hükümeti programında da kaldırılacağına ilişkin ifadeler bulunduğunu hatırlatarak, “Geçici statüde istihdam yapılırsa halk da ben de kendimi kandırılmış hissedeceğim” dedi.

Meclis Genel Kurulu’nda iç hukukun ihlal edildiğine dikkat çeken Erhürman, yapılan yasal düzenlemelere vatandaşın uyması beklenirken, Meclis’in kendi iç hukukunu uygulamadığına dikkat çekti. “Meclis’in esas işlevi, milletvekillerin el kaldırıp indirmesi değildir” diyen Erhürman, Bazı milletvekillerinin yasa tasarısı veya önerinin içeriğine ilişkin bilgi sahibi olmadığını da söyledi.


“Meclis Genel Kurulu’nda iç hukuk ihlal ediliyor”
Tufan Erhürman, Meclis Genel Kurul çalışmalarında iç hukukun ihlal edildiğini ifade ederek, “yapılan yasalara vatandaşın uyması beklenirken, Meclis kendi iç hukukuna uymuyor” saptamasında bulundu. Meclis’te bugüne kadar hukukçu milletvekili yer almamasının bir eksiklik yarattığını ifade eden Erhürman, yeni dönemde iki hukukçunun Meclis’te yer almasına rağmen bunun da mevcut eksikliği gidermekte yetersiz kaldığı görüşünde.
Erhürman şöyle konuştu:
“Meclis’te iki hukukçu var, ben ve Fazilet Özdenefe Kürşat… Bunun tam olarak eksikliği giderebildiğini söylemek çok zor. Tam olarak eksiklik giderildi demek son derece zordur. Bir taraftan da hukukçunun varlığı Meclis Genel Kurulu açısından da önemlidir. İlk günden beri Meclis İç Tüzüğü uygulanacak mı tartışmasını yaşadık.
Böyle bir tartışmanın başlaması bile son derece acayiptir. Meclis yaptığı yasalara da halk tarafından uyulmasını bekler. Oysa kendi yaptığı iç tüzüğüne kendisi uymuyor ve bunu genelde özellikle kıdemli, tecrübeli milletvekilleri ‘bizde teamül böyledir’ diye açıklıyorlar. Oysa teamül hukukta vardır. Bir yasa varsa ya da mevzuatta bir hüküm varsa, o uygulanır. Yasanın uygulama biçimi konusunda mevzuatta açıklık yoksa onu uygulamayla teamül yaratırsınız, yani oradaki boşluğu doldurursunuz.
Var olan hükme uymamak gibi bir teamül hukukta olmaz. Bizde ise, iç tüzüğü ihlal etmek bir teamül olduğu gerekçesi ile meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Mesela gündem dışı konuşmalarda iç tüzüğe göre konuşma süresi 15 dakikadır, oysa yarım saati aşan konuşmalar yapılmaktadır. Bu da şöyle açıklanıyor, ‘biz hep böyle yapmıştık’ deniliyor. Hukukçu milletvekilleri olarak iç tüzüğe uymanın gerekli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. İç hukukun uygulanması içselleştirilmiş değil.
Birkaç önemli milletvekili kürsüden ‘iç tüzük ile bağlı değiliz’ diyor. Başka ülkelerde iç tüzüğe uyulmamasından dolayı çok ciddi tartışmalar yaşanır, biz de ise kürsüden iç tüzüğe uymanın çok da zorunlu olmadığı açıklamaları yapılıyor. Dolayısıyla iki hukukçu meclise girdi ve her şey çok güzel oldu demek son derece zor. Meclis Genel Kurulu’nda iç hukuk ihlal ediliyor.”

“Meclis’in esas işlevi, milletvekillerinin el kaldırıp indirmesi değildir”
Bugüne kadar ortaya konulan Meclis çalışmalarının halkta bir güven eksikliği yaratıp yaratmadığı konusunda da görüşlerini paylaşan Erhürman, milletvekillerinin sadece el kaldırıp indiren olmaktan çıkarak yasa önerisi yapması ile yıllardır Meclis için oluşan görüntünün değişeceğini ifade etti. “Memlekette sadece Meclisin değil tüm kurumların bu hale gelmesi süreci bir iki yıl içinde olmadı. Bu memlekette 1975’ten itibaren sistematik bir kötüye gidiş yaşandı. 1975’ten 2013’e kadar olan süreçte bir sürü kurumun çalışma biçimi ve kendisi de yozlaştı. Bu kadar uzun sürede ortaya çıkan bir yozlaşmayı bir iki senede düzeltmek mümkün değildir. Meclis’in iki tane önemli misyonu vardır. Birincisi yasa yapmak, ikincisi de yürütmeyi denetlemektir. Deniliyor ki, meclis tüm dünyada bu iki işlevinden soyutlanmaya ve daha çok gösteri mekanı haline dönüşmeye başladı.
Bizde de alışkanlık şöyle gelişti; aslında yasama organı Meclis olmasına rağmen, yasa tasarılarını yürütme organı hazırlar, Meclis’e getirir, mecliste de hükümetin çoğunluğu için milletvekilleri el kaldırıp indiren bir organa dönüşür. Bizim meclisimizdeki alışkanlık yasa önerilerinin son derece az olması, esas olarak da Bakanlar Kurulu’ndan gelen öneriler üzerine hazırlanmasıdır. Oysa, Meclis’in esas işlevi, milletvekillerin el kaldırıp indirmesi değildir, milletvekillerinin de yasa önerileri de önemli bir yer tutmalıdır.
Bu dönem burada hafif bir kırılma yaşanıyor. Milletvekilleri yasa önerisi hazırlamalı ve sunmalıdır. Kendi adıma 4-5 tane yasa tasarısı hazırladım. Bu yavaş yavaş bir dönüşüm getirmeye başladı. Tabii milletvekillerinin yasa önerisi hazırlaması durumunda milletvekili el kaldırıp indiren konumundan çıkmaya başlıyor. Ama o gösteri ortamı niteliğinin çok değiştiğini söyleyemem. Yasa önerisi veya tasarıları tartışılırken bile, milletvekilleri kürsüye çıkıp o konunun dışında, gündemde olan ses getirebilen ne varsa bu konularda konuşmayı tercih ediyorlar. Çünkü orada basın vardır.
Halka bir biçimde kendilerini göstermeye çalışıyorlar. Bazı milletvekillerinin konuşmalarını dinlediğimiz zaman KKTC’de herhangi bir kahvede bu tip konuşmaların yapıldığını duyarız bunu çağrıştırıyor. Dolayısıyla buysa milletvekilinin düzeyi kahvedeki insanlar doğal olarak ben de girebilirim diye hisseder.
Milletvekilinden beklenen yasa önerisi hazırlayacak, tasarıların önerilerini önceden okuyacak onlarla ilgili yorum yapacak. Böylece, Meclis yasalar hazırlanmadan önce her şeyi ile tartışıldığı ve son hali verilirken de olabildiğinde mükemmele yakın bir son halinin verildiği bir yere dönüşecek. Şu anda Meclis’te bunlar yaşanmıyor. Benim o lafı söylememin nedeni de buydu. Bu laf benim değil, Sırrı Süreyya Önder bunu TBMM’de ifade etti.”

“Sadece Meclis değil, devlet halkındır”
Meclis Başkanı Sibel Siber’in Meclis’in halkın olduğuna dair yaptığı açıklamaları da yorumlayan Tufan Erhürman sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece Meclis değil, devlet halkındır. Şeffaflık son derece önemlidir. Halkın Meclis’e katılımı, ya da halkın Meclis çalışmalarını izlemesinden anlaşılan şudur, bir yasa görüşülecekse o yasa ile sorunları olan birileri varsa onlar baskı oluşturmak için Meclis’e geliyorlar, o sırada o yasaları hazırlayanların karşısında bulunanlar da onları görmüşken, kürsüye çıkıyorlar ve onlara yönelik bir gösteri sergiliyorlar, yasa da geçiyor.
Meclis’in halka açık olması bu değildir. Tabii ki insanlar gelip izlemeli. Ama önemli olan halkın katılımını etkin bir şekilde sağlamaktır. Bunun sağlanması için sürekli yasa önerisi ve tasarılarının Meclis sitesinden bulup, halkla paylaşıp onların görüşlerini yasa geçmeden alabilmektir. Aksi takdirde bundan soyutlanırsanız, milletvekilleri hazırlanıp Meclis’e gelmezse, sivil toplum kuruluşlarını ya da ilgili kuruluşları komite çalışmalarına çağırmazsanız, o zaman iş 50 kişiye kalır. Bu durumda milletvekillerinin insafına kalıyor.”

“Meclis geçmişe göre daha hızlı”
Meclis çalışmalarının kendisini ne kadar tatmin ettiğine ilişkin soruya yanıt veren Erhürman, “Önemli yasalar yaptık. Mesela iyi idare yasası, oy birliği ile geçti. Son derece önemli bir yasa olmasına rağmen, medyanın, ilgili sivil toplum örgütlerinin çok da ilgisini çektiği kanaatinde değilim. Aslında iyi okunsa, çok önemli olanaklar yarattığı fark edilecek. Kamu görevlilerinin ve yurttaşların da bundan daha çok haberdar olması gerekiyor” dedi.
Erhürman sözlerine şöyle devam etti:
“Borçların yapılandırılması yasası geçti. Yapılan yasa, daha öncekilerden farklı olarak Anayasa aykırı unsurlar içermiyor. İçime sinen bir yasalardan biridir. Şu anda sunulan siyasi partiler değişiklik yasa önerisi vardır.
Faiz yasası diye bilinen yasa tasarısı önerisi var. Hapislik emrinin verilmesi usulünün yeniden düzenlenmesi ve Uluslar arası standartlara getirilmesi ile ilgili de yasa önerisi vardır. Ceza yasasında özellikle cinsel nitelikli suçlarla ilgili çok önemli değişiklikler içeren bir yasa önerisi var. 
Polis yasasının değişikliği, sivilleşme ile ilgili bir taslak çalışma ve Kamu Hizmeti Komisyonun yapısını değiştirecek çalışma Başbakanlıkta bulunuyor. Seçim ve Halk Oylaması Yasası Başbakanlık’ta.
Çok yoğun geçen bir dönem, çok fazla yasa tasarısı hazırlandı. Halkın şunu bilmesi lazım ki, bir yasa alelacele çıkması gereken bir şey değildir. Ne kadar hızlı çıkarsa o kadar iyidir mantığı her zaman doğru değildir.
Dört ay içindeki Meclis çalışmalarını daha önceki dönemlerle kıyasladığımızda ne kadar farklı olduğu çok net şekilde görülecektir. Yavaş olduğumuz kanaatinde değilim, tam tersine geçmiş yıllara oranla son derece yoğun ve hızlı çalışıldığı düşüncesindeyim.”

“Anayasa değişikliği Haziran 2014’te”
Anayasa değişikliğine ilişkin çalışmaların son aşamaya geldiğini söyleyen Tufan Erhürman, tüm siyasi partilerin bu değişikliğe sıcak baktığına işaret etti.
“Çalışma tamamlandı. 80 maddede değişiklik önerimiz var. Meclis’te ad-hoc komite kuruldu” diyen Erhürman, CTP dışındaki siyasi partilerin Anayasa değişikliğine nasıl yaklaştığını şu sözlerle anlattı:
“DP-UG ile hükümet programında Anayasa değişikliği bulunuyor. Diğer partilerin tümü de değişmesi gerektiğini ifade ediyor. AD-HOC komite de oybirliği ile kuruldu. Haziran 2014’te yerel seçimle birlikte Anayasa referandumu son derece gerçekçi bir hedeftir. Bir başarı elde edilebilir, tüm siyasi partilerin desteği vardır.”

“İktidar milletvekiliyim diye, hukuka aykırı yapılacak işlere susacak değilim”
Kendisinin bazı söylem ve çıkışlarının, iktidar milletvekili olarak değil, bir muhalefet milletvekili gibi algılandığına dair eleştirileri de yanıtlayan CTP milletvekili Erhürman, iktidar milletvekiliyim diye hukuka aykırı işlere susacak değilim diyerek yanıtladı. Erhürman; “İktidar milletvekilinden anlaşılan, iktidarda olan parti ya da partiler ne yaparsa bunu olumlu kabul eden ve destekleyen kişi olarak algılanıyor. Muhalefet milletvekilinden anlaşılan ise, iktidar tarafından ne yapılırsa yapılsın muhakkak yanlış olduğunu söyleyen ve karşı çıkan kişi olarak algılanıyor. Bizim lügatimizde tanımları bu şekilde. Ben buna karşıyım. Bana göre ne olursa olsun, eğer hukukçu ise iktidar tarafından yapılan bir işin hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsa bir milletvekilinin görevi bunu söylemektir. Bu sadece bana göre doğru olan bir şey değildir. Doğruları ve yanlışları anlatmak benim yükümlülüğümdür. Bunu şov olarak değerlendirenler var, bu şov değildir. Hiç de mutlu olarak yerine getirmiyorum bunu. Keşke hukuka aykırı bir şey yapılmasa da ben de hukuka aykırıdır demesem. Hukuka aykırı bir şey yapılırsa,  kim yaparsa yapsın, kendi mensubu olduğum parti de olsa bunu ifade etmeye devam edeceğim. İktidar milletvekiliyim diye, hukuka aykırı yapılacak işlere susacak değilim.”

“Geçici statüde istihdamın kaldırılacağını söyledik…”
Geçici statüde istihdamın CTP’nin seçim bildirgesinde, oluşan CTP-DP hükümeti programında kaldırılacağına ilişkin ifadeler bulunduğunu hatırlatan Erhürman, bu konuda aksi yapılırsa da bu durumu sorgulayacağını söyledi. “Geçici statüde istihdam yapılırsa halk da ben de kendimi kandırılmış hissedeceğim” diyen Erhürman, şunları söyledi:  “Seçim bildirgemizde geçici statüde istihdamın kaldırılacağı yazıyor. Hükümet programında da yazdık. Hükümete güvenoyu verirken, programa bakarak güvenoyu verdim. Maliye Bakanı, geçici personel statüsünü kaldıracağız dedi. Bunlar olduktan sonra, benim geçici personel statüsünün kaldırılmaksızın, geçici personel istihdam edilmesi durumunda bunu kabullenmem mümkün değildir. Bana bu konuda yapılan eleştirilere de şaşırıyorum. Seçim bildirgesinde yazan, hükümet programında var olan ve hükümet oluştuktan sonra yapılan açıklamalarda da yer alan bir durumu savunuyorum. Geçici personel statüsü kaldırılmalıdır, geçici personel istihdam edilmemelidir diyorum. İstihdam edilirse, halkı kandırmış olacaklar, ben kendimi kandırılmış hissedeceğim çünkü ben orada yazanlar üzerinden insanlara gittim ve oy istedim. Nasıl tersini savunabilirim ki?”

***
“İçeriği bilmeden konuşan vekil var”

Bazı milletvekillerinin yasa tasarısı veya önerinin içeriğine dair bilgi sahibi olunmadığı eleştirilerine de yorum getiren Erhürman, “Ben de bunu söylüyorum. Aslında bilgi sahibi olmak mümkündür. Meclis’in sitesinde tüm tasarılar yer alıyor. Ama siz bunu yapmazsanız, kürsüye çıkmak da istiyorsanız illa ki, o zaman konu ne olursa olsun popüler konuları seçer ve konuşurusunuz. Bu iç tüzüğe aykırıdır. İç tüzük, konu neyse o konuşulur diyor. Ama sorun sadece iç tüzüğe aykırı olması değildir, Meclis çalışmalarının verimsizleşmesidir. Meclis iyi yasa yapmakla yükümlüdür” dedi.

***

“Anayasa çağdaş yasal düzenlemelere engel”
Anayasa değiştirilmeden çağdaş yasal düzenlemeler yapılmasının çok mümkün olmadığına işaret eden Erhürman şunları vurguladı:
“Bazı konularda engeldir. Mesela Ceza Yasası değişiklik önerisinde ölüm cezaları çıkıyor. Ama Anayasanın kendi içinde hala ölüm cezası bile vardır. Yasadan çıkarsanız bile Anayasa’da vardır. Anayasanın fiilen önümüze çıkardığı engeller bulunuyor.
Bu engelleri yasa ile değiştiremiyorsunuz, çünkü Anayasa’ya aykırı hareket edemiyorsunuz. Dolayısıyla önce Anayasa’da bu düzenlemeler yapılmalıdır. Ciddi engeller vardır.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar