3’lü veya 4’lü koalisyon mu? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

3’lü veya 4’lü koalisyon mu?

UBP’nin muhalif milletvekili Hasan Taçoy, bir televizyon programında yaptığı açıklamada, “Muhalefet bir güvensizlik önergesi versin, arkadaşlarımla ben bu oylamada olumlu oy kullanacağız” demiş…

Taçoy’un bu açıklamalarına ana muhalefetten yanıt gecikmedi. CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu bir başka televizyon programında Hasan Taçoy’u yanıtlayarak, Meclis’e güvensizlik önergesi sunulması halinde “EVET” oyu vereceklerini söyledi. Ancak bu önerinin daha anlamlı olması için, UBP’li muhaliflerden gelmesinin daha doğru olacağının da altını çizdi…


Yorgancıoğlu’nu bu söyleminden dolayı kimse yadırgamasın. Hatırlayacaksınız, Nisan 2012 tarihinde, Meclis Genel Kurulu’nda, CTP, TDP ve DP’nin birlikte sundukları Bakanlar Kurulu’na karşı güvensizlik önergesi isteminin gündeme alınması, 25 ret, 15 kabul ve 2 de çekimser oyla reddedilmişti. O zaman da parti içerisinde İrsen’ci-Kaşif’çi çatışması devam ediyordu. O zaman da beklentiler, muhalif grubun önerge lehine oy kullanacağı yönündeydi. Ancak söz konusu grup, önergeye o zaman ret oyu vermişti…

Geçmişte böyle bir tutum içerisinde olan UBP’deki muhalif kanadın bu önerisine, muhalefet partilerinin güvenmesini nasıl bekleyebiliriz. Sütten ağzı yanan muhalefetin bu kez, yoğurdu üfleyerek yemek istemesi kadar doğal bir şey olabilir mi?..

Evet, UBP’de ipler artık kopma noktasına geldi. Parti içi muhalefet son kartlarını da oyuna sürdü. Yine de toplumda bir inandırıcılıkları kalmadı. Her sözleri, parti içinde birtakım menfaatler elde etmek için ortaya atılan yeni bir blöf olarak algılanıyor. Her ne kadar grubun lideri durumundaki Kaşif’in, “Bundan sonra olacaklardan biz değil, İrsen Bey sorumludur” açıklamasını da ilk kez duymuyoruz…
Muhalif grubun söylemlerinde kararlı olduklarını varsayalım. Böyle bir kararın ardından, eğer erken seçim olacaksa, UBP’de kalamayacaklarına göre ya partiden ayrılmaları ve yeni bir oluşuma gitmeleri veya az bir ihtimalle bir başka partiye ilhak etmeleri gerekecek. Seçimlere az bir süre kala yeni oluşumun, maddi ve manevi olarak yapılanması ve bir seçime hazır hale gelmesi oldukça zor görünüyor. Bir de taban, kendi partisinin iktidardan gitmesine sebep olanları kolay kolay affedecek mi?..

Bir ikinci olasılıksa, hükümeti düşürdükten sonra, bir başka partiyle hükümet kurmaları. UBP’den ayrıldığını varsaydığımız muhalif grubun sayısı, şu an için 10 kişi. CTP 15, TDP 3 ve DP ise 2 milletvekiline sahip. Olası bir güvensizlik önergesi ile Küçük hükümeti düşürüldüğünde, 3’lü, hatta 4’lü bir seçim hükümeti kurulması da mümkün. Seçimlere şunun şurasında bir yıldan az bir süre kaldı. Tüm partiler iktidar ortağı olacağı bir hükümet ile seçime girmenin kendileri için artı bir kazanç olacağını çok iyi biliyorlar… O zaman da bu arkadaşlar, kuruluş şeklinde sert tepki koydukları ÖRP ile aynı duruma düşmeyecekler mi?..

Yıllardır yaşananlardan sonra gördük ki, bu ülkede olmayacak bir şey yok. Zaten UBP’li muhaliflerin siyasi gelecekleri için de başka şansları yok. Ha CTP, TDP ve DP buna ne der, ben bilemem, varsın bunu da onlar düşünsün…

Okur Uyarıyor

Tören mi soygun mu?..
Güzelyurt Kurtuluş Lisesi Müdürü Veli Büyükağa, yıl sonu mezuniyet etkinlikleri için velilerden 220 TL talep etti. Bu zamanda bu parayı verebilecek aileler olduğu kadar, veremeyecek olanlar da var. Ve doğal olarak konu, veliler arasında infial yarattı.
Bizler bir grup veli olarak, bu uygulamanın öğrenciler arasında ayrıcalık yaratacağına inanıyor ve çocuklarımız için çok çok önemli böyle bir günün, ranta dönüştürülmesini protesto ediyoruz.
Bizlere okul yönetimi tarafından yapılan açıklamada, söz konusu paranın kişi başı dökümü şöyle:
Foto albüm için 20 TL
Kıyafet ve kep kirası için 50 TL
Havai fişek için 70 TL
Yemek için 70 TL
Bilinmeyen 10 TL.
Güzelyurt gibi bir mahrumiyet bölgesinde birçok veli, ne yazık ki şimdiden kara kara düşünmeye başladı. Çocuğunu, bu en mutlu gününde mahzun etmek istemeyen benim gibi birçok velinin, bu kadar fuzuli masrafı kaldıramayacak durumda olabileceği hiç düşünülmedi. Çocuklarımız için, onların mutluluğu için okul idaresinin de biz veliler kadar duyarlı olmasını bekliyoruz…

(Bir veli)

YERİN KULAĞI VAR

EROĞLU DEVRE DIŞI: Amerika’da bulunan Başbakan İrsen Küçük’ün temas ve açıklamaları, sanki Eroğlu’nun devre dışı bırakılmaya çalışıldığı izlenimi veriyor. Özellikle Başbakan’ın müzakerelerle ilgili demeçleri, mevcut iddiaları doğrular nitelikte. Sanki bir el, Eroğlu’nu hem müzakere sürecinin, hem de sistemin dışına itiyor gibi…

UBP’DE İPLER KOPTU KOPUYOR: Kurultay sonrası duruldu gibi görünen kriz, genel sekreterlik seçimlerinde tavan yaptı. Her fırsatta “UBP’den ayrılmayacağız” diyen muhalif vekiller, şimdi de erken seçim kartını sürdüler. Olası bir seçimde adaylıkları bile tehlikede olan grubun bu blöfü, bakalım nasıl bir yankı bulacak…

KÜÇÜK’E HUZUR YOK: Muhalif vekillerin söylediklerine bakınca, Başbakan Küçük’ün biraz huzur bulmak, biraz da parti içinde yaşanan stresten uzaklaşmak için fırsat gördüğü ABD ziyareti burnundan geleceğe benziyor. Zaman her şeyin ilacıdır, her şey unutulur sözleri boşa gitti. Öyle görülüyor ki ABD dönüşü İrsen Bey’i çok daha stresli günler bekliyor…

SİZİ DEĞİL, KENDİMİZİ DÜŞÜNÜYORUZ SAYIN SANER: Dün sabah televizyonda efeleniyordu Ersan Saner… Kimse UBP’ye üzülmesinmiş, onlar kendi sorunlarını çözerlermiş. Unuttuğu bir şey var, o koltuklarda bizim sorunlarımızı halletsinler diye oturuyorlar, kendilerininkini değil. Herhalde vergilerimle onca para alan, bakan koltuğunda oturanın da sandalye kapmaca yerine, iş yapmasını bekleyeceğim. Sayın Saner merak etmeyin, biz sizin ya da partinizin değil, kendi geleceğimizi düşünüyoruz… Sizinki ortada zaten.

YİNE UÇTUK, HİSSETTİNİZ Mİ: Son iki günde hem akaryakıtın, hem ekmeğin fiyatı arttı. Temel tüketim maddeleri bunlar. Üstelik akaryakıttaki artışın dalga dalga her şeye sirayet edeceğini de düşünürsek, dibe doğru hızlı bir düşüş yaşadığımızı söyleyebiliriz. Her fırsatta ülke ekonomisi ve yaşam standardının ne kadar iyiye gittiğinden dem vuran hükümet, buna rağmen elini vatandaşın cebinden çekmiyor. Ekonominizde bir sarsıntı hissederseniz, korkmayın, uçuyoruz…
VARLIK AFFI: Hükümet Meclis’e gönderdiği bir yasa tasarısıyla, vergi mükelleflerine 2007-2011 yılları arasında beyan etmedikleri, ya da eksik beyan ettikleri ekonomik varlıkları için yeniden müracaat hakkı tanıyor. Adı, “Ekonomik varlıkların güncellenmesi ve ekonomiye kazandırılması” olan yasa tasarısı, aslında bir çeşit vergi affı. Türkiye’de bundan önce birçok kez çıkarılan bu yasaya “vergi barışı” da deniyor ve Devletin bir türlü alamadığı vergi kayıplarının giderilmesi amaçlanıyor. Meclis eğer toplanıp da çalışabilirse, önümüzdeki haftalarda uygulamaya geçer…
GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ: Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Üniversite Spor Oyunları için hazırlanan bayraklar yüzlerce elektrik direğine takılmıştı. Kötü hazırlanmış bayraklardı. Hem üstündeki yazılar okunmuyordu, hem de takılış şekli doğru değildi. Her neyse, oyunlar biteli tam bir ay oldu ama o bayraklar, çoğu ipleri kopmuş bir şekilde direklerde sallanıyor. Önce neden toplamazlar diye düşündüm, sonra fark ettim ki, bayraklara sponsor olan bir firma var. Acaba bayrakların kaldırılmamasının bununla bir ilişkisi mi var?..

 

ZİRVEDEKİLER

Kanser Araştırma Vakfı: Vakıf, her zaman mükemmel olan etkinliklerine bir yenisini ekliyor. Bir kahve firmasının sponsorluğunda 1 Haziran'da “Sabah Kahvesi” etkinliği düzenlenecek. Evlerinde kalabalık gruplarla toplanıp, kahve etkinliği yapacak olanlar, vakfa bağışta bulunurken, etkinliğin geliri KKTC’de en fazla kanser vakalarının görüldüğü bölgelerde detaylı toprak analizleri için kullanılacak. Devletin halihazırda yapıyor olması gereken bir işi, bir vakıf üstleniyor. Hem duyarlılıklarına teşekkür etmek, hem de hedeflerini desteklemek için bu etkinliğin yaygın bir şekilde gerçekleştirilmesine katkı yapabiliriz. “Sabah Kahvesi” düzenlemek isteyenler 0533 863 49 29 numaralı telefona veya [email protected] adresine başvurabilirler…

DİPTEKİLER
Kaybolan Yıllar: Bakın Meclis Başkanı Bozer ne demiş: “Artık kurulan KKTC Devleti’ni yüceltmek ve kalıcı kılmak görev olacaktır, ekonomik gelişimi sağlayarak devleti sağlam temeller üzerine oturtmak gerekmektedir, bu da hükümetlerin işidir.” Ben yıllardır tekrarlanan, ancak gerçekleşmeyen bu teraneden çok, cümledeki “ARTIK” kelimesine takıldım. KKTC kurulalı tam 30 yıl oldu. Hala “artık” mı var? Ya da, ne oldu da “artık”, yani bundan sonra? Acaba Sayın Bozer, bundan öncesinde esas hedefin KKTC’nin güçlendirilmesi değil, birilerinin güçlendirilmesi olduğunu, şimdi sıranın KKTC’ye geldiğini mi söylemek istiyor acaba? Öyle veya böyle, yazık oldu kaybolan yıllarımıza…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar